KKTC af yasalarında da dünya şampiyonu (2)

Yayın Tarihi: 08/11/11 07:00
okuma süresi: 9 dak.
A- A A+

Geçtiğimiz haftaki yazımda KKTC'nin hangi konularda dünya şampiyonu olduğunu özetlemeye çalışmıştım.

Bugünkü yazımda ise bu şampiyonluklar arasında önemli yer tutan ceza aflarının nedenleri ve niçinleri hakkındaki görüşlerimi açıklamaya ve yasalara saygılı oldukları için yükümlülüklerini ne pahasına olursa olsun ödemek suretiyle yerine getirenlerin mağduriyetlerinin nasıl giderilebileceği hakkındaki görüşlerimi açıklamaya çalışacağım.

Herkesin bildiği gibi bugünlerde KKTC gündemini sosyal sigortalar ve sosyal güvenlik ile muhaceret (kaçak işçi) afları oluşturmaktadır.

Bu konulardaki görüşümü belirtmeden önce "AF" kelimesinin belki bilmediğim bir anlamı olabilir diye sözlük anlamının ne olduğunu araştırdım ve özetle şu tanımlamaya rastladım.

"BİR SUÇU, BİR KUSURU VEYA BİR HATAYI BAĞIŞLAMAK".

Bağışlamanın esas nedeni nedir?

Esas nedeni suçu, kusuru veya hatayı işleyenlerin islah edilmesi ve tekerrürünü önlemek veya caydırmaktır.

Pekala, geçmişte en az 4 kez af getirildi.

Kaç kişi islah edildi.

Para tahsilâtını hızlandırmak gerekçesi ise işin makyajıdır.

Yukarıdaki açıklamadan da görüleceği gibi bireylerin af konusu olabilmesi için bir suçun, bir kusurun veya bir hata eyleminin yeralması gerekir.

Pekâlâ, sadece suçlu olanlar yükümlerini yerine getirmeyenler mi?

Bu eylemlerin işlenmesine neden olan, göz yuman veya önlenmesi için gerekli önlemleri almayan, yani tekerrürünü önlemek için etkin kurallar koymayan hükümetin hiç mi suçu yoktur?

Elbette ki vardır.

Ancak, bu suçun bedelini yükümlülüklerini yerine getiren kişi ve işletmeler ile vatandaşlardan çıkarmak için neredeyse her iki yılda bir af çıkarma yöntemine başvurulmakta dolayısıyla suç ve kusur işleyenler dolaylı ödüllendirilmektedir.

Bu tür düzenlemeler ülkenin sosyo-ekonomisinin gelişmesinde büyük bir engel oluşturduğu gibi vatandaşların ve işletmelerin hükümete olan güven duygusu da her geçen gün azalmaktadır.

Yasal yükümlülüklerine sadık ve saygılı kişi ile işletmelerin bu yükümlülüklerini yerine getirmek için yaşamış oldukları maddi ve manevi sıkıntıları hükümet hiç dikkate aldı mı?

Yükümlülerini her türlü sıkıntıya dayanarak yerine getirmiş olan kişi ve işletmeler iddia edildiği gibi ekonomik olumsuzluklardan hiç mi etkilenmediler?

Bu soruların yegâne cevabı şudur; vergilerini ve sosyal güvenlik yükümlülüklerini ödeyenlerin faiz karşılığı aldıkları kredilerin veya "overdrafların" bedelleri hükümet tarafından hiçbir şekilde dikkate alınmamış dolayısıyla da her ne pahasına olursa olsun yasalara saygılı olan kişi ve işletmeler maalesef bir kez daha enayi durumuna düşürülmüştür.

Hükümetler yapmış oldukları icraatlarda ve yasal düzenlemelerde vatandaşlarına ve işletmelerine karşı dürüst ve eşit davranmalıdırlar.

Belli kesimler ve yasal yükümlülüklerini yerine getirmeyenleri sürekli olarak korumak hatta dolaylı olarak ödüllendirmek için af düzenlemeleri yapmak gerek anayasamızın eşitlik ilkesine gerekse kamuoyunun vicdani durumuna aykırıdır.

Hükümete çağrı yapıyor ve soruyorum; 2010 yılından bugüne kadar çeşitli konularla ilgili kaç kez af yasaları düzenlemiştir?

Lütfen açıklasınlar.

En basit şekilde açıklayacak olursak yükümlülüklerini zamanında yerine getirmiş olanların mağduriyet durumunu şöyle bir örnek verebilirim.

1999 yılından günümüze kadar herhangi bir sürede sosyal sigorta yükümlülerini ödeme yerine bu primleri döviz bazında bankalardaki hesapta muhafaza etmiş olsalar da bu yükümlülüklerini ve gecikme zamlarını 36 ay taksitle Türk Lirası olarak ödemeleri olanağı karşısında kur farkından ve faiz gelirinden dolayı oldukça karlı çıkmış olurlardı.

Keza, çalışma izinsiz çalışanların veya çalıştıranların iktisadi rekabeti bozarak elde ettikleri karlarına ne demeli?

Her türlü çalışma izni mevzuatını gerektiği gibi yerine getiren işverenlerin suçu ne?

Belirtmiş olduğum tüm olumsuzlukların yegâne suçlusu gerekli denetimleri yapmayan ve yasal müeyyideleri uygulamayan veya göz yumanlardır.

Personel ve lojistik olanaksızlıkları mazeret göstermek ise hükümet edenlere yakışmaz çünkü her türlü yetkiye sahiptirler.

Konuyu özetleyecek olursak, dünyada hiçbir ülkesinde KKTC'deki kadar ve sıklıkla çeşitli konularda ceza affı düzenlemelerine rastlamak kesinlikle olanaksızdır.

KKTC'de ise çeşitli cezalara af getirilmesi "bir moda kural" haline gelmiş olup gelmiş geçmiş hükümetlerin dirayetsizliğini ve yeteneksizliğini açıkça göstermektedir.

Bu uygulamaya süratle son verilmeli ve hükümet özellikle devletin geleceği için sivil toplum örgütleri ve uzmanların da görüşlerini dikkate alarak gerekli sosyo-ekonomik plan ve projeleri en objektif ve ciddi şekilde saptayıp tutarlı davranış içinde yürürlüğe koymalıdır.

Af düzenlemeleri ancak ülkelerin tarihinde milat oluşturan zamanlarda ve konularda yapılır.

Nitekim, Mutlu Barış Harekatı sonrası Kıbrıs Lirasından Türk Lirasına geçişin ve uzun yıllar TL'nin döviz karşılığındaki yüksek enflasyonun hüküm sürmesi nedeniyle işletmelerin bilançolarında oluşan olumsuzlukların düzeltilmesi için geçmişte yapılan af düzenlemelerini makul ve gerekli görmek mümkündür.

Ancak, son 8 yılda yapılan birçok ceza aflarını makul ve gerekli görmek mümkün değildir çünkü bu yönde düzenlenecek af mevzuatları hükümetlerin zamanında alması gereken önlemleri almamaları dolayısıyla görev ve sorumluluk kusurlarının giderilmesine yönelik bir tür vicdani rahatlama ve/veya siyasi rant elde etme amacı olup bu durum yasalara saygılı olanların vicdanlarında olumsuz tepkilerin oluşmasına neden olacaktır.

Pekala, yapılan bu ceza affı düzenlemeleri dolayısıyla kendilerini mağdur veya kandırılmış kabul eden yasalara saygılı yükümlülerin maruz kaldıkları bu haksızlık nasıl düzeltilebilir?

Çeşitli af düzenlemeleri yapılmışsa ve yapılmasında hükümet ısrar edecekse bu takdirde yükümlülüklerini gerektiği gibi zamanında yerine getiren kişi ve işletmelere af düzenlemelerinin yürürlükte bulunduğu süre zarfında bu kişi ve işletmelerin yerine getirecekleri yükümlülüklerinin tahsilinde bir tür ödül veya bir tür mağduriyet tazminatı karşılığı olarak ödemesi gereken miktardan belli bir oranın (örneğin %5 gibi) iskonto olarak indirilmesi en adaletli yöntem olacağı kanaatindeyim.

Bugüne kadar çeşitli konularda sayısını unuttuğum aflar ile sağlanan ödeme kolaylıkları ve parasal veya adli suç cezalarında yapılan indirim veya bağışlamalardan hükümetler acaba ne kadar gelir elde etmişler ve/veya ıslah etme avantajları sağlamışlardır. Bunların hiç hesabını yaptılar mı ve sonuçlarını kamuoyuna açıkladılar mı?

Hukukta "suç, ceza ve ıslah" uygulamaları için bazen af yöntemi kullanılmış olsa dahi önemli olan ıslahın sağlanmış olup olmadığıdır.

Gördüğüm kadarıyla ne hükümet ne de yükümlülüklerini yerine getirmemiş olanların ıslah olduklarını veya olacaklarını söylemek mümkün değildir.

Bunun en büyük nedeni hükümetlerin siyasi rant tutkusu ve ilgili mevzuatı uygulamalarındaki isteksizliği ve/veya ciddiyetsizliğidir.

Bu böyle devam ettiği sürece gelecekte yasal yükümlülüklerini zamanında ve gerektiği gibi yerine getirenler de af beklentisi kapsamındakilerin saflarına geçecekler ki bu da devletin bütçe açıklarının daha da büyümesine neden olacaktır.

Özetle, bilinçsizce ve gereksizce sürekli yapılan af düzenlemeleri devlete gelir akışı ve yükümlülüklerin ıslahını sağlama yerine ancak başarısızlık ve güvensizlik getirir.

Tek dileğim ve söyleyebileceğim, "Allah Kıbrıs Türkünü Af Şampiyonluğundan ve belirtmiş olduğum daha birçok şampiyonluklardan kurtarsın."

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.