Gelir Vergisi (Değişiklik) Yasası geçti ama eksik

Yayın Tarihi: 28/11/11 10:49
okuma süresi: 10 dak.
A- A A+

Kıbrıs Cumhuriyeti'nin kurulması ile yürürlüğe giren 13/1961 sayılı Türk Cemaat Meclisi (Şahsi Vergiler) Kurumunda meydana gelen siyasal ve sosyo-ekonomik ihtiyaçları karşılamadığı için bunun yerine Kıbrıs Türk Federe Meclisi'nin 28 Haziran 1982 tarihli birleşiminde kabul edilerek 8 Temmuz 1982 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanmak suretiyle 24/1982 sayılı Gelir Vergisi Yasası olarak vergi hukukumuzdaki yerini almıştır.

Bu yasa o yılların politik ve sosyo-ekonomik v.s. olanakları ve gerçekleri dikkate alınarak düzenlenmesine rağmen yinede o dönemin uluslararası vergi hukukuna uyumlaştırılması için de hertürlü çaba harcanmıştır.

Nitekim, birçok ülkede halen uygulanmayan asgari ücret vergiden muaf tutulmuş ve bu yasa "Vergi Reform Yasası" olarak da anılmıştır.

Vergi hukuku her zaman ekonomik faaliyetlerle içiçe olmuş ve olacaktır.

Ekonomi ise dinamik bir özelliğe sahip olup sürekli değişiklikler arzetmektedir.

Bu nedenle, gerek dünyada gerekse ülkelerde meydana gelen ekonomik değişiklikler paralelinde ülkelerin vergi hukuku uygulamalarında da gerekli değişiklikleri yapmaları kaçınılmazdır.

Üstelik bu değişikliklerin diğer ülkelerin gerisinde kalmamak için zamanında hatta daha önceden yapılması gerekir.

Bunu başarmak içinde vizyon sahibi, mesleki bilgi ve yeteneği yüksek, eğitimli elemanların mevcutiyeti ve görevlendirilmesi ile mümkündür.

Kamu görevlerinde veya özellikle siyasi görevliler arasında bu özelliklere sahip kişilerin olduğunu söylemek hiç denecek kadar azdır.

Durum bu olunca da hertürlü sosyo-ekonomik gelişmelerde çağın gerisinde kalınmaktadır.

Bazen de geç kalınmış düzenlemeleri yaparken de maalesef ülkenin gerçeklerini dikkate almadan "yarıyamalak" yasal düzenlemeler yapılacak, üstelik de bunların KKTC'nin ufkunu açacağına ilişkin beyanatlara zaman geçirilmeden başlanmalıdır.

Bu görüşümü kanıtlayan en son örneklerden bir tanesi geçen hafta KKTC Meclisi'nde onaylanan Gelir Vergisi (Değişiklik) Yasası'nın içeriğinde görmekteyiz.

Çeşitli zamanlarda 1982 yılından beri vergi hukukumuzda yer alan bazı önemli konuların güncelliğini yitirdiği ve ekonomik kalkınmanın önüne engel olarak duran hatta kayıtdışılığı körükleyen çağdışı kuralların değiştirilmesi gerekliliğini bu köşede yazdığım yazılarla ve katıldığım TV programlarından defaten gerekçelerle ve önerilerle açıklamaya çalıştım.

Ancak, bunları dikkate alan veya bu görüş ve önerilerinin hatalı olduğuna ilişkin gerek Maliye Bakanından gerekse diğer siyasi yetkililerinden herhangi aksi bir iddia veya bir tepki görmedim.

Diğer bir anlatımla, bugünkü yönetimciler gerek görsel gerekse yazılı basında yapılan hiçbir görüş ve öneriyi dikkate almamakta, her şeyi kendi ve kılavuzlarının "dikine görüşleri" doğrultusunda düzenlemektedirler.

Nitekim, bahse konu Değişiklik Yasası Bakanlar Kurulu'nda onaylanıp Meclis'e sevkedilen Tasarı 19 Ekim 2011 tarihinde Resmi Gazete'de yayınlanarak kamunun bilgisine sunulmuştu.

Bu Değişiklik Tasarısı'nın içeriğinde iki kuralı değiştirilmesi öngörülmüştü.

Bunlardan bir tanesi taşınmaz mal alım-satımı ile uğraşan şirketlerin yılsonunda emsal bedeli esası üzerinden malın satışı anında vergi stopaj yöntemi ile ödenen vergiye ilaveten yılsonunda hesaplanan vergi yükümlülüklerine ilişkin %1.88 ek vergi miktarının %0.70'e indirilmesi, diğeri ise 29 yıldan beri işletmelerin reklam ve duyuru giderlerine uygulanan ve brüt kazancın %10'u ile sınırlanan indirim hakkının kaldırılarak işletmelerin tüm reklam ve duyuru giderlerinin vergi matrakından indirim konusu yapılması öngörülmüştü.

KKTC vergi hukukunda daha birçok değişiklik yapılması gerekirken sadece yukarıda belirtittiğim iki değişikliğin yapılması her ne kadar da sektörel bazda katkı sağlamak öngörülmüşse de tüm ekonomiye yapacağı katkının yeterli olduğunu söylemek mümkün değildir.

Gönül arzu ederdi ki tüm sektörlere de ekonomik ivme kazandıracak daha birçok önemli değişiklikleri de bir paket halinde Meclis'in onayına sunulmasıydı. Ekonomi'nin önünün açılması taksit taksit değişikliklerle gerçekleştirilmesi mümkün değildir. Yine de hiç olmamasından bu iki değişikliğin yapılmış olması daha iyidir görüşüne saygılı kalalım.

Ancak, bu tasarının 21 Kasım 2011 tarihli Meclis oturumundaki görüşülmesini BRTK 2 kanalından naklen izlemeye başladığım zaman şok oldum. Bunun nedeni ise indirim kısıtlamasının kaldırılması kuralının reklam ve duyuru giderlerinin sadece KKTC'de yapılanları kapsadığı, yurtdışında KKTC'nin mal ve hizmetlerinin tanıtım için yapılacak olanlarına %10 ve zarar devri kısıtlamasının uygulanmasına devam edeceğinin öğrenmem olmuştur.

Gerek mesleğim gerekse özel ilgim nedeniyle bu durumu araştırdım ve bir kez daha anladım ki ne iktidar nede muhalefet Millet Vekilleri'nin büyük bir kısmı onayladıkları veya reddettikleri yasal düzenlemeler ile ya hiç ilgileri ya da bilgileri yoktur. Üstelik de niçin oy kullandıklarını ya da yaptıkları önerilerin sonuçlarını da bilmiyorlar.

Şöyle ki, yasa tasarıları genel kurulun onayına sunulmadan önce Meclis ilgili alt komitesinde görüşüp onaylanmaktadır. İşte sözkonusu değişiklik yasa tasarısı Maliye Bütçe Plan Komitesinde görüşülürken CTP milletvekillerinden bazılarının ısrarlı muhalefeti sonucu UBP hükümeti hiç alışılmış olmadığı bir şekilde geri adım atarak işletmelerin yurtdışı tanıtım ve duyuru giderlerinin indirimini %10 ile zarar olarak gelecek yıllara devredilmesinin önceden olduğu gibi kalması önerisi kabul edilmiş ve dolayısıyla tasarı değiştirilerek Meclisten bu şekilde onay almıştır.

Muhalefet milletvekillerinin bu mantıkdışı öneriye Tasarıyı hazırlayan iktidarın vereceği hiç mi gerekçeli ve mantıklı cevabı olmamışmıdır? Başka konularda olur ve reddedilir de bu konuda neden ses çıkarılmamıştır?

Siyasilerin tümüne soruyorum ve aşağıdaki sorulara cevap arıyorum.

  • KKTC'ye uygulanan ekonomik izolasyonların aşılması için her statüdeki işletmelerimizin mal ve hizmetlerinin yurtdışında reklamı ile tanıtılması için yapacağı harcamaların vergi matrahından indirilmemesinin münhasıran ihracata dayalı faaliyet gösteren işletmelerin ekonomik faaliyetleri üzerinde yaratacağı menfi etkiler hiç düşünüldü mü?

  • Ülkemizin uluslararası tanınmamışlığı dolayısıyla yaşadığı birçok olumsuzlukların hiç olmazsa tanıtım için yapacakları reklam ve benzeri faaliyetlerin belgelendirilmesine rağmen bu giderlerin büyük bir kısmını matrahtan indirilmemesinin yaratacağı durumun acaba ayni ülkenin işletmeleri arasında eşitsizliğe neden olacağı hiç dikkate alındı mı?

  • Teşvik edilmesi konusunda herkesin üzerinde mutabık kaldığı turizm, eğitim, sağlık gibi hizmetler ile üretilen süt ve tarımsal ürünlerin yabancı ülkelerdeki tüketicilere çeşitli reklam araç ve yöntemlerle tanıtılmasının gereklerine ve yararlarına neden inanamadım?

  • Fuarlara iştirak eden işletmelerin ilgili ülkelerde yapacağı tanıtım amaçlı faaliyetler gereksiz mi addedildi?

Sözkonusu yasal düzenleme ile ilgili karar verecek olan ben olmuş olsaydım, KKTC turizmini, eğitimini ve ürünlerini yurtdışına tanıtmak amacıyla yurtdışında yapılan ve belgelenen her türlü giderlerin sadece matrahtan %10 indirim kısıtlamasını kaldırmaz, ayni zamanda bu giderlerin belli bir oranının daha teşvik olarak matrahtan indirilmesine yasal olanak tanırdım.

Özetle, şunu belirtmek gerekir ki, hangi iktidar olursa olsun, belki KKTC halkının büyük bir çoğunluğu Beşparmak Dağlarının ötesinde de dünyanın olduğu gerçeğini öğrenmiştir. Ancak halkın seçtiklerinin birçoğu hala daha bu gerçeği maalesef görememiş ve siyasi rant uğruna kararlar almaya ve yasal düzenlemeler yapmaya devam etmektedir.

Bu görüş ve düşünce içerisinde olan siyasilerimiz ve birçok üst kademe yöneticimiz olduğu sürece Rumların bizlere ambargo uygulamasına hiç gerek yok.

Hergün yapılan akılalmaz birçok düzenlemelerle KKTC'nin sosyo-ekonomisi geriye götürülmektedir. İyiki temsil ve ağırlama giderleri de bu Değişiklik Yasasında yeralmamıştır.

Şayet almış olsa idi eminim ayni kısıtlama, hatta daha beteri bu kapsamdaki giderlerin de başına gelecekti.

Ümidim; belki sağduyulu siyasiler ile, özellikle Sanayi Odası, Turizm Örgütleri ve Ticaret Odası gibi sivil toplum örgütleri de uyanırlar, uyuyanları ve çok bilir geçinenleri uyandırırlar.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.