Gerçek gelir beyan etmeyenleri eleştirme hakkı (1)

Yayın Tarihi: 09/01/12 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Geçtiğimiz hafta KKTC gündemini oluşturan konuların başında işletmeler tarafından 2010 yılı için Vergi Dairesine verilmiş olan Gelir Beyannamelerine istinaden tahakkuk eden kazançlara veya zararlarına ilişkin yayınlanan duyuru ve yorumlar oluşturmuştur. Her yıl olduğu gibi çeşitli çevreler, bu duyuruları esas alarak değişik yorumların yapılmasına yol açmıştır.

Dünün iktidarı bugünün iktidarını, yükümlü rakibi gördüğü diğer yükümlüğü, sendikalar özel sektörü, velhasıl bilen bilmeyen herkes bu konuyu eleştirmek ve kendini haklı göstermek için bu duyuruları kaynak olarak kullanmaktadır. Böyle bir duruma başka hiçbir ülkede rastlamak mümkün değildir. Bunun da nedeni medeni ve gelişmiş ülkeler bu işletmelerin vergi yükümlülüklerini yayınlamak suretiyle kamuya duyurma yetkileri olmadığı gibi bunlar hakkında yorumlar yapmak için harcayacakları boş zamanları da yoktur. Uluslararası vergi hukukunda vergilendirme işlemleri de bankalarda olduğu gibi gizlilik kapsamındadır.

Vergi ödevlerini ve yükümlülüklerini yerine getirmeyenler hakkında doğrudan veya dolaylı olarak yorum ve eleştirilerde bulunmak her ne kadar da demokratik bir hak ise de yükümlülerin düşük kazanç veya zarar beyan etmelerine bilerek veya bilmeyerek belge talep etme zorunluluklarını yerine getirmeyenler ve dolayısıyla vergi suçu işleyenler hakkında neden eleştirilerde bulunulmuyor? Kanımca bunun başlıca nedeni, işletmeler hakkında eleştiride bulunanların büyük bir kısmı vergi kaçağını önlemeye yönelik fatura, fiş ve benzeri belge talep etmemelerinden kaynaklanmaktadır.

Vergi uygulamalarının en önemli unsurlarından bir tanesi muhasebe kayıtlarının doğruluğunu oluşturan belge alma-verme işlemlerinin gerektiği gibi yerine getirilmemesidir. Bu nedenle, mal ve hizmet alanların, yani nihai tüketicilerin, satıcılardan yasal ödevleri olan fatura, fiş ve benzeri belge almalarıdır. Bu yasal ödevi yerine getirmeyenler yürürlükteki vergi mevzuatına göre her almadıkları belge için suç işledikleri için cezaya çarptırılmaları gerekmektedir.

Bu durumda sormak gerek; ekonominin kayıt altına alınması, vergi gelirlerinin adalet ilkeleri kapsamında tarh, tahakkuk ve tahsil edilmesine katkıda bulunulması için belge alma zorunluluğunu acaba bu eleştirileri yapanlardan kaç kişi yerine getirmiştir? KKTC halkı olarak her zaman her şeyi eleştirmeye alışmışız. Ancak, bu eleştirileri yaparken eleştiri konusu duruma acaba tüketiciler olarak bizlerin ne kadar katkısı veya yardımı olmuştur? Bu konuda hiç düşündük mü veya kendi kendimizi eleştirdi mi? Kaldı ki bu eleştirileri yapanlar arasında siyasiler, üstkademe yöneticileri, hukukçular, öğretmenler, polisler, maliyeciler, sendikacılar ve daha birçok meslek sahipleri vardır.

Özetle, birilerinin hatasını eleştirebilmek için kendinizin doğruyu ve gerekeni yapmanız gerekir. Bu nedenle, vergi kaçıranları eleştirmeden önce bu kaçırma fiiline bu eleştirileri yapanların katkısı olup olmadığına bakmalı ve öncelikle bir vatandaşlık görevi olan vergi verme ödevine ilaveten yasal bir zorunluluk olan fatura, fiş ve belge alma kurallarına da uyulması gerekir. Bunu yapmayanların eleştiri yapma hakları da olmaması gerekir.

Yukarıdaki bilgileri kamuoyunun dikkatine getirdikten sonra vergi konusunda eleştiri yapanların bir de " vergi kaçırma" ile "vergiden kaçınma" arasındaki fark hakkında bilgi sahibi olmaları ve eleştirilerini buna göre yapmaları için aşağıdaki tanımlamaları ve yorumu yapmayı da uygun gördüm.

KKTC gelişmekte olan bir ülke olması nedeniyle her gelişmekte olan ülkede olduğu gibi birçok temel sorununu halen köklü olarak çözümleyememiştir. Bu sorunların en başında ise vergiler ve kayıtdışılıkla ilgili sorunlar ve alınması gereken önlemler hakkında yasal düzenlemelerin daha fazla vakit geçirmeden yerine getirilmesi gerekmektedir.

KKTC'deki işletmelerin diğer ülkelerdeki işletmelere göre çok küçük olması, KKTC'nin siyasal geleceğinin belirsizliği ve izolasyonların yarattığı sosyo-ekonomik ortam ile gerçek gelir üzerinden alınması gereken vergiden daha az vergi ödemek için vergi yasalarına uygun olmayan yöntemlerle çeşitli uğraşlar verildiği gibi, ülkemiz ekonomisindeki kayıt dışılığın da fazla olması vergi kaçırma girişimlerini artırmaktadır.

Sözkonusu belli başlı nedenler yanında irdelenmesi gereken daha birçok neden vardır. Örneğin, yürürlükteki yasaların çok eskiye dayanması, çağdaş vergi hukuku uygulamalarından uzaklaşılmış olması, yükümlülerin birçok vergisel ve finansal haklarının dikkate alınmaması, gerekli gereksiz özel teşviklerin uygulanması denetlenmemesi ve en önemlisi KDV Yasası'nın ekonomik ve vergi ağını güçlendiren uluslararası özelliğinin bir tarafa atılarak sadece "gümrük vergisi veya fon geliri" gibi düşünülerek mal ve hizmetler için beş tür ve yoruma dayalı bazı KDV oranı ve uygulaması gibi hususlar da vergi kaçırmaya zaman oluşturmaktadır. Hâlbuki, düzenlemeler her türlü siyasal popülizimden arınmış olarak ve KDV mevzuatının uluslararası özelliğine önem verilerek uygulanmış olsa vergi denetimlerine çok büyük katkı sağlayacağından vergi kaçakları ve kayıt dışılık halkımızın büyük bir çoğunluğunun da fatura, fiş ve benzeri belge almaları ile büyük ölçüde önlenmiş olacaktır. Elbette ki bunun sağlanmasında Vergi İdaresinin yapısal düzeyi ve elemanlarının da bilgili, eğitimli ve vizyon sahibi olmaları da gerekli olup bürokrasi de asgari düzeye indirilmelidir.

(Devamı Gelecek Hafta)

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.