Verginin özellikleri ve vergi yükü -2-

Yayın Tarihi: 30/01/12 07:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Geçen haftaki yazımda objektif kriterlere dayalı kamu maliyesine ekonomik politikalar üretilmesinde " vergi yükü" hesaplanmasının ve bilinmesinin önemine değinmiş ve bu verilerin mevcut olmadığı veya dikkate alınmadığı durumlarda sosyo-ekonomik kalkınmanın olanaksız olduğu hususunun belirtmiştim.

Bu konunun daha iyi algılanabilmesi için " vergi yükü" tanımı ve hesaplanmasına ilişkin aşağıdaki bilgileri de ilgililerin ve yetkililerinin bilgisine sunmayı yararlı gördüm.

Vergi tek taraflı ve karşılıksız bir ödeme olmakla birlikte, sonuçta kamu hizmeti olarak tekrar halka geri dönmesi gerekir. Kamu hizmetlerinden herkesin eşit yararlanması Anayasal bir haktır. Bu nedenle, vergi ödeyenlerin yararlandıkları kamu hizmetlerinin maliyetlerini dikkate aldığımızda ve bunu kişilerin ödedikleri vergi miktarından düştüğümüzde "net vergi yükünden" söz edilebilmektedir. Vergi ödemeyenlerin kamusal hizmetlerden yararlanması her geçen gün azalmakta olduğundan bunun karşılığı olan " net vergi yükü" de her geçen gün artmaktadır.

Diğer yandan, işletmeler ödedikleri vergiyi olanaklar ölçüsünde başkalarına yansıtırlar. Bu durumda yansıtılan vergi miktarı, ödenen vergi miktarından indirildiğinde, işletmelerin gerçek vergi yükü saptanmaktadır. Bu durumda, vergi yüküne ilişkin çeşitli kavramları aşağıdaki şekilde sınıflandırmak ve hesaplamak mümkündür. Bu hesaplamalar yapılırken sadece gelir ve kurumlar vergileri değil, sosyo güvenlik v.s fonlara ödenen primler ile katkı payları ve diğer kamusal yürürlülüklerde dikkate alınmalıdır.

a) Kişisel Vergi Yükü:

Kişinin ilgili dönemde ödediği vergi toplamının, ilgili dönemdeki toplam gelirine olan oranıdır;

b) Toplam Vergi Yükü:

Devletin ilgili dönemde tahsil ettiği vergi gelirleri toplamının, ilgili dönemdeki gayri safi milli hasılaya oranıdır;

c) Net Vergi Yükü:

Ödenen toplam vergilerden, yararlanılan kamu hizmetlerinin bedeli düşüldükten sonra kişinin ayni dönemde elde ettiği toplam gelirine oranıdır;

d) Gerçek Vergi Yükü:

Bir kimsenin veya işletmenin ilgili dönemde ödediği vergi artı kendisine yansıtılan vergi toplamından, ilgili dönemde yararlandığı kamu hizmetleri bedeli artı başkasına yansıttığı vergi düşüldükten sonraki miktarın kişinin veya işletmenin toplam gelirine oranıdır.

Yukarıda açıklamaya çalıştığım kavramlar uluslararası vergi düzenlemelerinde ve uygulamalarında esas alınan ölçümlerdir.

Bu ölçümler devletin vergi politikalarını düzenlemede çok önemli göstergeler oluşturmaktadır. Gerekli ölçümlerin sıhhatli yapılabilmesi için her şeyden önce sağlam ve güncel istatistiki bilgi ve verilere ihtiyaç vardır. Bunlar olmadan sıhhatli ölçümlerin yapılması ve vergi politikaları üretilmesi mümkün değildir.

Bizler bu konuda KKTC'deki gerçek ve güncel verilere dayandırılmadan, yani havaya bakarak bir tür "tahmini hava raporu" yöntemiyle veya bütçedeki giderleri hesapladıktan sonra bunları karşılayacak vergi, fon, harç v.s. ücret miktarları uygulamaya geçirilmektedir. Böylesi bir uygulamadan KKTC olarak olumlu sosyo-ekonomik sonuçların elde edilmesini beklemek olanaksızdır.

Bu uygulamadan vazgeçilmediği ve ciddi tasarruf önlemleri ile verimliliğin artırılmasına ve kamusal hizmetlerin etkinleşmesine önem verilmediği sürece "vergi yükü" kavramları KKTC için hiçbir ölçü ve önem oluşturmayacağı gibi herhangi bir ekonomik önlem için de veri oluşturmayacaktır.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.