Mesleki eğitimden yoksun kamu yönetimi olamaz (1)

Yayın Tarihi: 27/02/12 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

İnsanın doğumundan ölümüne kadar karşı karşıya kaldığı en önemli husus eğitimdir. Eğitim, bir kişinin sürekli olarak kendini yenilemesi olarak özetlenebilir.

Çeşitli eğitim türleri ve evreleri incelendiği zaman bunların içinde çok önemli yeri olan ve tüm ülkelerin de büyük önem verdiği mesleki eğitimdir. Yani bir kişi öğretim kurumundaki öğrenimini tamamladıktan sonra çalışacağı işin ve/veya ifa edeceği görevin gerektiği hizmetleri başarıyla sunabilmesi amacıyla hizmetiçi eğitime tabi tutulması en doğal hatta zorunlu bir unsurdur.

Bugünkü kamu hizmetlerinde çalışanların durumu incelendiği zaman maalesef bu gerçeği görmek mümkün değildir. İster askeri, ister sportif veya herhangi başka bir faaliyette olsun başarı ancak etkin ve sürekli bir eğitim sonucu elde edilebilir. KKTC'deki duruma bakıldığı zaman gerek siyasi torpil vasıtasıyla doğrudan doğruya, gerekse Kamu Hizmeti Komisyonu aracılığı ile devlette ilk göreve başlayanların veya terfi alanların göreve başlamaları öncesi ve daha sonraki dönemlerde hiçbir özlü hizmetiçi eğitime tabi tutulmamaktadır.

Özellikle son iki dönemde iktidar olmuş hükümet yetkililerinin beyanatlarına bakıldığı zaman birçok sosyo-ekonomik düzenlemeler yaptıklarını ve KKTC vatandaşlarının yaşam düzeyini yükselttikleri iddialarını görürsünüz. Ancak, kamu hizmetlerinin her geçen gün daha da aksadığını ve artık yaratılan ağır, hantal ve başıboş bürokrasi maalesef her gün artış göstermekte olduğunu fiilen yaşadığımız tecrübeler ile görmekteyiz.

Her iktidarın kamu reformu yapacağını dinlemekten ve okumaktan halk artık bıkmış olup bunun ivedilikle uygulamaya konması gerekir. Çeşitli konularda gelişi güzel yasalar yapmak, bunları değiştirmek yeterli değildir. Esas olan bu yasaları uygulayacak olanların bilgi, yetenek, akademik ve mesleki eğitim durumudur. Ayrıca, bu eğitimlerin zamanının programlanmasının ve plânlanmasının ilmi şekilde düzenlenmiş olması ile sürekliliği de başka bir gerçektir. Bu gerçeğin temelinde, yine de yeterli tecrübe ve eğitimi olmayan bazı bürokratların siyasi makamlara gerektiği gibi ışık tutamamış olmasıdır. Buna bir de siyasi makamların ilgili konularda yeterli bilgi ve tecrübeye sahip olmamaları hükümet icraatlarının başarısızlıkların çoğalmasına katkı sağlamaktadır. Diğer bir anlatımla, birçok konuda siyasiler eğitimsiz ve kendilerine güveni olmayan birçok bürokratın dolaylı olarak tahakkümüne girmektedir.

Hangi iktidar döneminde olursa olsun son yılların Resmi Gazeteleri incelendiği zaman Bakanlar Kurulu Kararları'nın ve Meclisten geçirilen yasaların büyük bir kısmının hatalar nedeniyle çok kısa, hatta birkaç gün sonra yeniden düzenlemeye veya tadil edilmeye tabi tutulduğunu görmekteyiz. Ayrıca, hükümetin yapmaya karar verdiği bazı icraatlardan da geri adım attığına son zamanlarda şahit olmaktayız. Bunun anlamı şudur; yasal düzenlemeleri hazırlayanların birçoğunu yeterli bilgiye, tecrübeye ve vizyona sahip olmayan bürokratlar tarafından düzenlenip dolayısıyla da çeşitli hatalı veya eksik düzenlemelerin oluşmasına neden teşkil etmeleridir. Sürekli yaz-boz, düzelt işlemleri halkın hükümete olan güvenini menfi yönde etkilemiş ve etkilemeye devam etmektedir. Bu güvensizlik özellikle de yatırımcılar üzerinde çok daha büyük olumsuz etkilerin oluşmasına neden olmakta ve KKTC'deki yatırımcılar azalmaktadır. Pek tabii bunun suçu ve vebali siyasi otoritededir çünkü kamu yönetiminin bu kadar kötü bir duruma düşmesinin sebebi kendilerinin vermiş oldukları çeşitli statülerde istihdam veya görevlendirme kararlardır.

Hiçbir eğitime tabi tutulmadan bir masa, sandalye ve kalem verilen veya tabiri caizse "onbaşı" rütbesinde iken siyasal makamın özel talimatı veya kararı ile "albay" hatta "general" yetkileri ile donatılan ancak mesleki bilgi, tecrübe ve eğitimden yoksun birçok üstdüzey bürokrattan yasal düzenlemelerin gerektiği gibi uygulanmasını ve kamuoyuna benimsetilmesini beklemek mümkün değildir.

Ben iktidarların başarılarını veya başarısızlıklarını çok basit yöntemlerle ölçen birisiyim. Örneğin, bir devlet Dairesine gittiğimde karşılaştığım görevli giyim ve davranışları bakımından mesleğine hürmeti olup olmadığı? Vatandaşa kibar ve yardımcı olup olmadığı? Verdiği bilgiler ve cevapların mantıklı ve anlaşılıp anlaşılmadığı? Yoksa karşısındaki kişiyi "hizmetkârı" olarak görüp sahip olduğu yetkiyi en şiddetli şekilde uygulamak suretiyle büyüklüğünü !! kanıtlamaya çalışıp çalışmadığı konularına çok dikkat ederim. Bu konuyu bir örnekle daha netleştireyim. Bir lokanta işletmecisi lokantasını en şık ve görkemli şekilde donatabilir, tabak ve çatallarını en lüks şekilde sunabilir. Ancak, aşçısı iyi yemek hazırlayamıyorsa, garsonları servisleri gecikmeli yapıyorsa o lokantanın müşteri edinmesi ve kaliteli hizmet sunması mümkün değildir.

(DEVAMI GELECEK HAFTA)

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.