Devlet yönetimindeki anlayış değişmedikce (1)

Yayın Tarihi: 30/04/12 07:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+

Dünyada her alanda hızla meydana gelen değişikliklerin temel amacı bireylerin ve işletmelerin yaşam düzeylerini geliştirmek, hayatlarını kolaylaştırmak ve sosyo-ekonomik kalkınmalarına katkılar koymak suretiyle ülkelerin istihdam konusuna kamu maliyesine sürekli, makul ve mantıklı kaynak sağlamaktır.

Devletler bu amaçlara ulaşmak için Bakanlıklar düzeyinde araştırma ve strateji belirleme kurumları oluşturmak suretiyle çağdaş uygulamaların hayata geçirilmesi için hükümetlere görüş ve önerilerde bulunmaktadırlar. Siyasi makamlar da bu görüş ve öneriler doğrultusunda gerekli yasal düzenlemeleri gerçekleştirmektedir. Böylece devletler rakip devletlerle her konuda nasıl mücadele edileceği konusunda "bir adım önde olma" ilkesinden yararlanmaktadır.

Bir zamanlar, Türkiye dâhil, birçok ülkeden daha iyi çalışan KKTC'nin kamusal hizmetlerine ve yasalarına ne oldu? Değil ileri gitmek, özellikle 1990'lı yıllardan sonra bu gerileme ve oluşan bürokratik statüko maalesef hızla kötüleşmeye başlamış ve halen de kötüleşmeye devam etmektedir. Bunun başlıca suçlusu özellikle son 15 yıldan beri gelmiş geçmiş tüm iktidarlardır. Bu kötü gidişin durdurulması ve her konuda çağdaş normlarda düzenlemeler yapılması hususunda maalesef bugüne kadar kapsamlı hiçbir adım atılmamıştır. Kamu reformu yapacakları, yetenekli vizyon sahibi ve mesleki eğitimli personel görevlendirilme yöntemi yerine iktidarlar hep siyasi rant yöntemini seçmişler ve dolayısıyla KKTC'nin her konuda çağdaş sosyo-ekonomik düzenlemelerin çok gerisinde kalmasına neden olmuşlardır. Bu durum halkın hükümetlere olan güvenini büyük ölçüde azalmasına başlıca neden olmuştur.

Türkiye 2000'li yıllardaki krizinin sonrasında, başta ekonomi olmak üzere birçok alanda reformlar yapmış ve 10 yıllık kısa orta ve uzun vadeli hedeflerini saptayarak bunları hayata geçirme çabalarına azım ve ciddiyetle eğilmiştir. Bu çalışmalar ve uygulamalar sonucunda Türkiye'nin her konuda elde etmiş olduğu başarı inkâr etmek mümkün değildir.

Bir an için KKTC'ni tanıyan ve her konuda çok yakın işbirliği içinde olduğu yegâne devlet olan anavatan Türkiye'mizin sosyo-ekonomik durumunu ve vatandaşlarının hayatını kolaylaştırma yönünde gerçekleştirmiş ve gerçekleştirmekte olduğu düzenlemelere kısaca bir göz atalım. Geçtiğimiz hafta, TC Bakanlar Kurulu'nun ekonomik alanda aldığı önemli kararlardan bir tanesi de yeni "Teşvik Mevzuatıdır". Gayet gerçekçi, ilmi esaslara dayalı bu mevzuat ve uygulamalara pek yakında başlanacak ve 5-6 sene sonra Türkiye sadece ortadoğunun değil, dünyanın yatırımlara yönelik en güvenilir ülkesi haline geleceğinden anavatan ekonomisinin daha da güçleneceğine yürekten inanmaktayım.

Acaba KKTC hükümet yetkilileri her vesileyle Türkiye'nin kalkınmışlığından övgü ile bahseden acaba bunun nedenini hiç araştırma ihtiyacı duydular mı? Yoksa "laf" veya "yağçekme" olsun diye mi bu övgüleri yapıyorlar?

Pekâlâ, hükümet yetkililerimiz ne yapıyor? Hükümetimiz sadece gerekli gereksiz yurtdışı, bol katılımlı seyahatlerle ve "cek-caklarla" günlerini gün etmeye çalışıp halka hayali umutlar dağıtmaya ve 10-15 yıl önceki TC düzenlemelerinden gelişi-güzel adapte edilmiş ve güncelliklerini büyük ölçüde kaybetmiş olan mevzuat ile yürütmeye çalışıyor.

Geçtiğimiz ay benim de katkı koyma olanağına sahip olduğum ve mesleklerinde uzmanlaşmış olan bir komitenin 4 ay süreyle yapmış olduğu ilmi bir çalışmanın raporu hazırlandı ve basın ile ilgili tüm kurumlara tanıtıldı. Neydi bu rapor? Bu raporun konusu "KKTC'de Kayıtdışı Ekonomi, Tanımı, Nedenleri, Yarattığı Sorunlar ve Çözüm Yollarının" incelendiği ve çözüm önerilerinin öngörüldüğü 71 sayfadan oluşan tarafsız bir içerikten oluşmaktadır. Nitekim bu rapor hükümet yetkilileri haricindeki tüm muhalefet partileri, sivil toplum örgütleri ile mesleki kurumlar nezdinde büyük ilgi ve takdirle karşılanmıştır. Yıllardır, KKTC'nin sosyo-ekonomisini kemiren ve amansız bir hastalık şekli olan kayıtdışılığın bir an önce düzeltilmesi için hükümetin hiçbir somut ve kapsamlı adım atmadığı bu raporu hazırlayanlar ile temasa dahi geçip bu raporun içeriği hakkında ilgili hiçbir Bakanın bugüne kadar bir girişimde bulunmaması üzerinde durulması gereken önemli bir konudur. Her halde hükümetin genel ilkesi "biz ne yapacağımızı bu raporu hazırlayanlardan çok daha iyi biliriz" ve "ben yaparım olur" mantığı bu Bakanlarımızın görüşlerini bir kez daha kanıtlamıştır. Sözkonusu Rapor Kıbrıs Türk Ticaret Odası'nın katkılarıyla ve sosyo-ekonomik durumunu çok iyi bilen uzaman kişiler tarafından hazırlanmış olması herhalde hükümet yetkilileri nezdinde hafife alınmış olacak ki bugüne kadar bu konuda hiçbir yasal düzenleme yapma girişiminde dahi bulunmamışlardır.

Biz bu raporu ülkemize yararı olur ve kayıtdışılık asgari düzeye indirilir düşüncesiyle hazırladık. Ancak, bu Rapor TC'de hazırlanmış olsaydı, herhalde öngörülen çözüm önerilerinin hemen uygulamaya geçirilmesi için hükümet seferber olurdu. Neden mi? çünkü hükümetin yegâne derdi olan maaş ödemeleri için gerekli mali kaynağı elde etmek için öngörülenleri özellikle ay sonları itibariyle yerine getirmektir. Zaten son yıllardaki hükümetlerin yegâne derdi KKTC gerçeklerini ve çağdaş yapılanma gereklerini dikkate almadan ne pahasına olursa olsun vergi, resim ve harçları artırmak suretiyle bütçeye günü birlik kaynak sağlamak suretiyle ay sonlarını denk getirmek olmamış mı? Nitekim, Sn Maliye Bakanı'nın verdiği beyanatlarda gerekli çağdaş ekonomik düzenlemeleri yapmamasının nedenin, bu düzenlemelerin vergi gelirlerini azaltacağını ifade etmiştir. Hâlbuki çeşitli vesilelerle şahsımın ve birçok uzmanı ile birçok sivil toplum örgütlerinin önerdiği önemli düzenlemeler yapılmadığı sürece KKTC sosyo-ekonomisinin düzelmesi olanağı yoktur. Şayet, kamu maliyesini cezaları artırmak suretiyle düzeltileceğini zannediyorsa bunun mümkün olamayacağını bilmesi gerekir. Çağdaş vergi hukuku bir denklem manzumesidir. Yani vatandaştan ve işletmelerden alınacak vergiler ile kamu hizmetlerinden yararlandırılmak eşit olmalı ve ekonomik kalkınmanın önündeki engeller kaldırılmalıdır. Bu nedenlerle, özellikle gerekli yasal düzenlemelere bahse konu Raporda öngörülen kayıtdışılıkla mücadele yöntemlerinin yürürlüğe konmasından başlanmalıdır.

(DEVAMI GELECEK HAFTA)

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.