Kura yöntemi ile hizmet alımı çaresizliktir

Yayın Tarihi: 13/08/12 07:00
okuma süresi: 14 dak.
A- A A+

1958'li yıllardan beri Kıbrıs Türkü'nün hersafhada vermiş olduğu milli mücadelede KKTC'nin kamu maliyesi ile ilgili kurumlarında görev almış bir vatandaş olarak, ülkemin daha ciddi ve adaletli bir yönetim şekline kavuşması için yıllardan beri çeşitli yazılı ve görsel basında görüş ve önerilerimi açıklamaya çalışmaktayım.

KKTC'ni yönetenleri, yaptıkları hatalar ve usulsüz icraatlar hakkında uyarmayı veya çağdaş ülkelerdeki kamu maliyesi uygulamaları hakkında siyasilere görüşler sunmayı kendime bir vatandaşlık görevi kabul ettim.

Bu anlayış içerisinde yaptığım eleştiri ve önerileri mutlaka yasal mevzuata dayandırmaya ve eleştirilerimi kişilere değil, hangi siyasal parti olursa olsun, doğrudan kurumlar ile yöneticilerine yöneltmeyi her zaman kendime ilke edindim. Ayrıca, halkımızı ve diğer ilgilileri de çağdaş maliye ilmi ile vergi hukuku uygulamaları konularında da aydınlatmaya özen gösterdim ve göstereceğim.

Bu görev ve ilke anlayışı içinde 30 Temmuz 2012 tarihli Kıbrıs Gazetesi'nin Ekonomi ekindeki köşemde kaleme almış olduğum "Bütçe Disiplini Bu İse Vay Halimize" başlıklı yazımda, Sağlık Bakanlığının yeni bina inşaatının proje çiziminin ve ihale dosyasının ihaleye çıkılmadan 179,869.60 TL bedel karşılığı özel sektördeki mimar ve mühendislere yaptırılması hususunda Bakanlar Kurulu'nun 04.07.2012 tarihinde almış olduğu kararı yayımlamıştım. Her geçen gün KKTC'nin büyüyen bütçe açıklarına rağmen devletin Planlama ve İnşaat Dairesinin kadrolu mimar ve mühendisleri var iken böyle bir projenin bedel karşılığı, üstelik de ihalesiz olarak dışa yaptırılmasının gereksiz ve zamansız olduğu hususunda hükümeti eleştiren görüşlerimi belirttim.

Bu yazımın yayımlanması üzerine, Kıbrıs Türk Mimar ve Mühendisler Birliği Genel Başkanı Sn. Zihni Türkan, 06 Ağustos tarihli Kıbrıs Gazetesinin Ekonomi ekinde yayımlanan açıklamasında, Sağlık Bakanlığı'nın yeni bakanlık binası inşaat projesi ile ilgili belirtmiş olduğum bazı bilgilerin "kamuoyunu yanıltıcı olduğunu gözlemlediğini ve yazımı hazırlamadan önce konunun direkt muhatabı ve tarafı olan Kıbrıs Türk Mimar ve Mühendisler Odaları Birliğinden görüş almış olsaydım daha doğru görüşler ortaya koyabileceğimi" belirtmiştim.

Özellikle kendisine şunu belirtmek isterim ki ne sözkonusu yazımın içeriğinde, ne de yazımın ekinde yayımlamış olduğum Bakanlar Kurulu Kararı'nın içeriğinde, Kıbrıs Türk Mimar ve Mühendisler Odaları Birliği hakkında hiçbir bilginin yeralmadığını dolayısıyla bu düzenlemenin içinde başkan olarak kendisinin de yeralmış olduğunu hiç tahmin etmedim. Tahmin etmiş olsaydım bile sözkonusu yazımı yine kaleme alır ve hükümetin bu kararını yine aynen eleştirirdim.

Anıtsal yapılara ilişkin projeleri ödül karşılığı ve yarışma yöntemiyle yapılması en doğal bir yöntemdir. Çünkü her anıtın kendine özgü tarihsel özellikleri vardır. Hâlbuki normal bir bakanlık binası projesinin ve ihale dosyasının bedel karşılığı hazırlanmasının ne ekonomik bakımdan ne de teknik bakımdan bir özelliği vardır. Kaldı ki, Sağlık Bakanlığı binasının bir Başbakanlık, Ulaştırma Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı ile benzeri kamu binalarından daha fazla ne özellikleri olabilir? Sn. Genel Başkanında bildiği gibi bu binaların projeleri ve ihale dosyalarının hazırlanması Planlama ve İnşaat Dairesinin kadrolu mimar ve mühendisleri tarafından çizilmiş olup bu binalar bugüne kadar amaca hizmet etmektedirler.

Sağlık Bakanlığının yeni bina projesinin hazırlanmasında acaba bu binalardan birinin projesinden yararlanılamaz mıydı? ve bu suretle devlet tasarruf edemez miydi? Benim eleştirdiğim husus damla damla ve çeşitli zorunluluklarla tahsil edilen devlet gelirlerinin, yani vatandaşların devlete vergi, resim, harç ve fon katkısı olarak ödemiş oldukları paraların gereksiz yöntemlerle ve gerekçelerle harcanmasını önlemek için siyasiler ile diğer ilgilileri uyarmaktı yoksa bu inşaat projesini ve ihale dosyasını hizmet alımı vasıtasıyla hazırlayacak olan ekibin mimar ve mühendislerinin kişilikleri değildir. Zaten onları şahsen de tanımıyorum. Amacım hükümetin her zaman vurguladığı "Bütçe Disiplinine" uyulmadığını birçok örnekler yanında sözkonusu Bakanlar Kurulu kararı ile de devlet kaynaklarının nasıl israf edildiğini kanıtlamak ve siyasileri bu eğilimlerinden vazgeçirmek suretiyle mevcut kaynakları başta sağlık hizmetleri olmak üzere halkımızın yararına kullanmayı sağlamaktır.

Proje ve ihale dosyasının hazırlanması talebinin Sağlık Bakanlığı tarafından Kıbrıs Türk Mimar ve Mühendisler Odaları Birliğinden talep edilmiş olması yürürlükteki mevzuata göre Sn. Genel Başkanın iddia ettiği gibi yasal bir prosedür oluşturmamaktadır. Şayet devlet dıştan hizmet alacaksa bunun prosedürü Devletin İhale Tüzüğünde gayet açık şekilde açıklanmıştır. Bu Tüzüğe göre Bakanlığın ihaleye çıkması gerekir. Hâlbuki Bakanlık bu Tüzüğün o meşhur ve istismara açık 3(2). maddesine sığınarak sanki bu proje sözkonusu açıklamada belirtmiş olduğu gibi "nitelikli bina" gerekçesine uydurulmak suretiyle ihaleye çıkılmamıştır. Ancak, gerçek olan bu binanın ne böyle bir "nitelikli bina" özelliği, ne de bugünkü ekonomik koşullarda aciliyet durumu vardır.

Sn. Genel Başkanın diğer bir görüşü ise sözkonusu hizmet alımında "mimarlar arasından ve Noter huzurunda kura çekme suretiyle proje ve ihale dosyasını hazırlayacak olanların belirlendiğini" buna da neden olarak hizmet bedellerinin otuz yılı aşkın bir süredir uygulanan inşaat maliyetleri cetvellerine bağlı olarak ve inşaatın metre karesi ile yapı çeşitleri ve yapı sınıflarına göre proje hazırlama ücretlerinin hesaplandığını belirtmiştir. Ayrıca, Sn. Başkan inşaatın metre kare bedeli esasına göre hesaplanan proje hazırlama ücretleri altında hiçbir mimar ve mühendisin proje hazırlayamayacağını belirtmiş ve fiyat kıranların, yani yasa ve tüzükle saptanmış olan hizmet bedelleri altında hizmet veren mimar ve mühendislerin suç işledikleri, düşük bedelle proje hazırlayan mimar ve mühendislerin disiplin kovuşturmasına tabi tutulması gerektiğini ifade etmiştir. Bu nedenle, Sağlık Bakanlığı ile imzalanan hizmet alım sözleşmesinde saptanan bedellerin inşaatın metre kare'si ve cari inşaat birim maliyet bedelleri dikkate alınarak hesaplandığını açıklamıştır. Bu yöndeki açıklama ile sözkonusu yazılarımın içeriğini ve amacını anlamamış olduğundan Sağlık Bakanlığının bu konudaki hatalı harcama yöntemine gerekçe uydurmaya çalışılmıştır.

Demek oluyor ki Sn. Genel Başkanın bu konuda vermiş olduğu bilgilere istinaden KKTC'de yapılan her türlü inşaat projesi hazırlamalarına ilişkin mimar ve mühendislik hizmetlerinin herhalde yasa ve/veya tüzüklerde öngörülen cari fiyatlar ve metre kare inşaat esasları üzerinden hesaplandığını iddia etmekte veya buna inanmak istemektedir. Acaba bir meslek mensubu olarak bugüne kadar hiç proje çizmiş mi? Çizmiş ise, mimar ve mühendislik ücretlerinin belirtmiş olduğu şekilde ve miktarda hesaplanmadığını gayet iyi bilmesi gerekir.

Şayet mimar ve mühendislerimiz yasa ve tüzüklerde belirtilen kriterlere ve sabit tarifelere bağlı olarak proje çizim ücreti talep etmiş olsalardı büyük bir kısmı işsiz kalmış olacaktı. Kaldı ki, Vergi Dairesi bile bu meslek mensuplarının vergiye tabi kazançlarını takdir ederken hiçbir zaman yasa ve tüzüklerde öngörülen ücretler yerine piyasadaki gerçekleri de dikkate alarak makul ve mantıklı rakamları esas almaktadır.

Sn. Genel Başkan, sözkonusunda "çağdaş ülkelerdeki" uygulamalardan bahsederken, katı bir monopollüğün en basit göstergesi olan sözkonusu mimar ve mühendislerin ücret tarifelerine ilişkin mevcut hesaplama kuralları yerine acaba bilgi, tecrübe ve serbest piyasa ile rekabet koşullarına dayalı bir uygulamaya geçilmesi yönünde çaba harcıyor mu? Tüm çağdaş ülkelerde monopollüğe dayalı ekonomik uygulamalar ve sınırlamalar çoktan tarihe karışmıştır. Fiiliyatta uygulanmayan bu sabit tarife kurallarını uygulanır gibi göstermek hayali ve yanıltıcı bir mazerettir. Ancak, bu mazeret halen uygulanmakta olan gerçekleri ortadan kaldırmaz.

Konunun kamuoyu tarafından daha iyi anlaşılabilmesi için aşağıdaki pratik uygulamalara ilişkin bazı görüşlerimi Sn. Genel Başkanın bilgisine getirmeyi ve kendisinden bazı cevaplar istemeyi yararlı gördüm.

1. Noter huzurunda kura çekme suretiyle hizmet alımı yapılması ilkel ülkelere ve alternatif çözümler üretemeyenlere mahsus bir yöntem olup adalet ilkelerinden uzaktır. Kaldı ki edindiğim bilgilere göre bazı mimarlar bu uygulamadan haberdar edilmediler.

2. Mimar ve mühendislik mesleğine birkaç ay önce başlayan ve gerekli mesleki tecrübe ve yeteneğe henüz sahip olmayan meslek mensupları ile meslekte 15-20 yıllık, hatta daha uzun süreli mesleki çalışmalarından dolayı büyük tecrübe ve yeteneğe sahip olan mimarlar ve/veya mühendislerin ayni torbaya konup kura ile iş almaları hangi mantığa, etiğe ve adalete sığar?

3. Şayet Kıbrıs Türk Mimar ve Mühendisler Odaları Birliği Genel Başkanı mimar ve mühendislerin sözkonusu monopol durumundaki ücret tarifelerinin uygulanmasında ısrarını sürdürecek olursa ve bu yüksek ücret tarifelerinin altında inşaat projesi çizen mimar ve mühendisler disiplin suçu işlemeye devam edeceklerse o zaman bu kişilerin cezalandırılmasına ne zaman gidilecektir? Bugüne kadar kaç mimar ve mühendis bu suçtan dolayı disiplin cezasına çarptırılmıştır? Veya haklarında ne zaman disiplin kovuşturması başlatılacaktır?

4. Sn. Genel Başkana önerim, mademki mimar ve mühendis mesleği ifa edenlerin eğitim, bilgi, yetenek ve tecrübelerine bakılmaksızın herkesin mesleki ücreti monopol yöntemine dayalı tarifeler ile saptanmaktadır, o zaman KKTC'de inşaat yapmak isteyen herkes mimar ve mühendis bulma, onlardan ücret teklifi araştırması yapma yerine en iyi yöntem!! Kıbrıs Türk Mimar ve Mühendisler Odaları Birliği'nin Genel Başkanına başvurmak suretiyle ve Sağlık Bakanlığı inşaat projesindeki yöntemde olduğu gibi mevcut meslek mensupları arasından Noter huzurunda kura çekme yöntemiyle vatandaşlara mimar ve mühendis ataması yapılmasını sağlasın. Durum bu olunca mesleki ücret tarifleri de aynen uygulanmış ve bu konudaki fiyat kırma ortadan kalkacağı için disiplin işlemlerine de gerek olmayacaktır. İşveren sıfatı ile inşaat yapacak vatandaşın bu yöntem hakkındaki görüşlerini merak ediyorum. Vatandaşın en doğal hakkı olan hizmet alım özgürlüğü ne olacaktır?

Bu konudaki diğer görüşlerimi Kıbrıs Gazetesinin Ekonomi ekinde "Planlama ve İnşaat Dairesine İhtiyaç Var mı?" başlıklı yazımda açıklamış bulunuyorum.

Amacım, hükümetin mali konularda yasa dışı veya usulsüz uygulamalarını ve savurganlıklarını eleştirmek, bazı işleri yapacak Dairelerimiz dururken, örneğin Planlama ve İnşaat Dairesi varken ve bu Daire için maaşlar dâhil milyonlarca lira harcanırken, sözkonusu hizmetlerin bedel karşılığı dışa yaptırılmasının müsriflik olduğunu ve devletin sınırlı mali kaynaklarının daha yararlı amaçlar için kullanılması gereğini vurgulamaktır. Ayrıca, yürürlükteki Sağlık Fonu mevzuatının sözkonusu hizmet alımı için harcama yapılmasını öngörmediği, dolayısıyla da bu konuda yapılacak harcamaların yasaları ihlal etmek olduğunu siyasilerin ve yetkililerin bilgisine getirdim.

Bu konu ile ilgili hükümetten açıklama beklerken bahse konu gayri yasal işlemler hakkında Kıbrıs Türk Mimar ve Mühendisler Odaları Birliği Genel Başkanı'nın hükümetin avukatlığını üstlenmesini doğrusu yadırgadım, çünkü yazımın muhatabı hiçbir zaman sözkonusu Birlik olmamıştır.

Kıbrıs Türk Mimar ve Mühendisler Odaları Birliği Genel Başkanı Sn. Zihni Türkan'dan ricam kendi mesleğini ilgilendiren konularda ülkedeki birçok yasadışı veya usulsüz uygulamaların engellenmesinde gerekli uğraşları vermesi, KKTC'nin hukuken üstünlüğü ile adalet ilkeleri içerisinde yönetilmesine katkı koyması ve uygulamaları kura çekme ile şansa bırakmamasıdır.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.