Seyrüsefer ruhsatları neden teşhir edilmiyor? (1)

Yayın Tarihi: 10/09/12 07:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+

Geçtiğimiz haftalarda basında yeralan haberler arasında trafik denetimlerine ilişkin istatistikî bilgiler yeralmıştır.

Polis bültenine göre yapılan haftalık trafik kontrolleri ile ilgili kontrollerde rapor edilen motorlu araç sürücüleri arasında ilk üç sırada yeralan suçlar şöyle sıralanmıştır:

  1. Aşırı sürat;

  2. Motorlu araç kullanırken telefonda konuşmak;

  3. Seyrüsefer ruhsatsız motorlu araç kullanmak;

Aşırı süratin caydırıcılığı sürat kameraları ile araç sürücülerine hatırlatılmaya, telefonda konuşmamanın engellenmesi ise trafik polisinin sürpriz denetimleri ile sağlanmaya çalışılmaktadır. Bu önlemlerin ne kadar etkin olduğu meydana gelen trafik kazalarından anlaşılmakta olup bu olaylar daima tartışmaya açıktır.

Tartışmaya pek açık olamayan veya tartışılmayan diğer suç ise motorlu araçların seyrüsefer ruhsatlarının zamanında ödenmemesidir. Şayet birçok seyrüsefer ruhsatları zamanında ödenmiş olsa idi, en azından bu araçların fenni muayenesinin ve sigortasının yılda en az bir defa olsun otokontrolü yapılmış ve dolayısıyla birçok motorlu aracın hiç olmazsa yol güvenliği kısmen de olsa sağlanmış olabilirdi.

İngiliz koloni idaresinde ki 1940'lı yıllardan 24 Nisan 2003 tarihine kadar vatandaşlarımız motorlu araçları için seyrüsefer ruhsatı ödeme konusunda çok bilinçli ve saygılı idiler, çünkü bu ruhsatın her takvim yılının Ocak ayından itibaren ödenmesi gerektiğini herkes, hatta motorlu aracı olmayanlar bile biliyordu. İlaveten, seyrüsefer ruhsatının ödenmiş olduğunu ve geçerlilik süresini gösteren ve halk tabiri ile "yuvarlağın" veya "değirminin" yani özel dizayn edilmiş ödeme makbuzunun motorlu araç camının ön sol alt köşesinde, motosikletlerde ise uygun bir yerinde ve koruyucusu içerisinde görülecek şekilde sürekli teşhir edilmesi zorunlu idi. Bu teşhir zorunluluğunu yerine getirmeyenlere ise özel ceza kesme uygulaması yapılıyordu.

Pekâlâ, İngiliz koloni yönetiminden beri gerek KKTC'nin gerekse İngiltere, Güney Kıbrıs ve birçok ülkenin trafik mevzuatında yeralan seyrüsefer ruhsatının araçlarda teşhirinin uygulanması KKTC'de neden yürürlükten kaldırılmıştır? Yıllık seyrüsefer ruhsatlarının takvim yılı esasından aracın kaydolunduğu tarih esas alınarak 12 aylık özel takvim dönemi uygulanmasına geçiş mi buna neden oldu? Hiç zannetmiyorum, çünkü seyrüseferlerin ödeme dönemlerini değiştirmek ile bu seyrüsefer ruhsat belgelerini araçlarda sürekli teşhir etmek başka bir durumdur. Seyrüsefer ruhsatlarının ödeme dönemlerinin bu ülkelerde de değiştirilmiş olmasına rağmen bu ruhsatların teşhiri ile ilgili bizdeki gibi bir değişiklik yapılmamıştır. Bu uygulamayı KKTC'ne gelen İngiltere ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi kayıtlı motorlu araçların ön camlarında bu ruhsatları görmekteyiz.

O zaman şunu sormak gerekir. Temeli ayni anglo-sakson kökenli trafik Yasasından kaynaklanan bugünkü trafik mevzuatımızdaki sözkonusu zorunluluk neden 24.04.2003 tarihinden itibaren yürürlükten kaldırılmıştır? Önceki hükümetin Maliye Bakanı ile üstün zekâlı ve vizyonlu!! kılavuzlarının bu zorunluluğu kaldırmalarının nedenini halen çok merak ediyorum.

Öteyandan, Motorlu Araçlar ve Yol Trafik Tüzüğü 'nün 22'ci maddesinde sözkonusu değişiklik yapılırken bu değişikliğe paralel olarak Tüzüğün diğer ilgili maddelerinde ise değişiklik yapılmaması da ayrı bir "laçkalık" göstergesidir. Örneğin, Tüzüğün 17(5). maddesinde (EK I forma IX) "Bu ruhsat dış dairenin 1.60 milimetre marjına kadar kesilmelidir" kuralı yeralmaktadır.

Diğer bir husus ise, mademki KKTC'de seyrüsefer ruhsatlarının araçlarda teşhir edilmesi zorunluluğu kaldırılmıştır neden hala daha bu ruhsatlar "yuvarlak" amblem şeklinde düzenlenmekte ve etrafının da kesilmesi zorunlu tutulmaktadır? Şayet sözkonusu Tüzükte bu "yuvarlak" veya "değirmi" şeklinde düzenlenen belgenin örneği yeralıyorsa ve etrafının kesilmesi de öngörülüyorsa o zaman bu ruhsatın araçlarda teşhiri neden gerekmiyor? Bir bilen varsa lütfen bunu açıklasın. Ayrıca, şayet bu seyrüsefer ruhsatı bir bedelin ödenmesini belgeliyorsa (ki bu böyledir) o zaman neden bir de ek makbuz (F.149A) düzenleniyor? Bunun nedenini anlamak mümkün olmadığı için bu uygulama herhalde kağıt ve mürekkep bolluğundan kaynaklanmış olsa gerek!!!

24 Nisan 2003 tarihinde yürürlüğe giren bahse konu yasa değişikliğini hazırlayan kılavuzlar seyrüsefer ruhsatlarının 70 yılı aşkın süreden beri araçların ön camlarında sürekli teşhir edilmesi zorunluluğunun nedenini ve niçinini hiç araştırdılar mı? Cevabı hiç düşünmeden HAYIRDIR. Nedeni ise herkesin malumu olduğu üzere özellikle KKTC'de iktidara gelen son iki hükümetin uygulama yöntem ve esasları "ben yaparım olur" ve "ben her şeyi bilirim" düşüncesidir.

Hâlbuki bu çok bilgili geçinen kılavuzlar ve yasayı onaylayanlar seyrüsefer ruhsatlarının tüm araçların ön camlarında sürekli teşhir zorunluluğunun nedenlerini bilmiş olsalardı böyle bir düzenlemeyi herhalde yapmazlardı. Bu nedenleri şu şekilde özetleyebilmek mümkündür.

  • Motorlu araçların seyrüsefer ruhsatının ödenip ödenmediğinin denetlenmesini sadece trafik polisinin yollarda araçları durdurmak suretiyle denetlenmesi değil, ayni zamanda gerek Trafik Polisinin gerekse Vergi Dairesi Memurlarının araç park halindeyken de denetim işlemlerini kolaylaştırmak;

  • Motorlu araç sahibine ve diğer ilgililere seyrüsefer ruhsat tarihinin bitmiş olduğunu görsel bakımından hatırlatmak;

  • Motorlu araç statüsünün ve özelliklerinin kamunun ve yetkililerin bilgisine en pratik şekilde sunmak ve araçların bazı yasal statülerinin istismarını önlemek.

Maliye Bakanı Sayın Tatar, geçtiğimiz haftalarda verdiği beyanatların birinde seyrüsefer ruhsatlarının büyük bir kısmının ödenmediğini, daha doğrusu tahsil edilmediğini açıklamıştır. Esas itibarıyla "ödeme" ile "tahsil etme" arasında büyük fark vardır. "Ödeme" tanımında keyfilik vardır. Hâlbuki "tahsil etme" tanımında alacaklının kesin iradesi vardır. Diğer bir anlatımla, vergi ve ruhsatlar yasal yetkiler çerçevesinde zorla tahsil edilme özelliğine sahiptirler. Bahse konu ruhsatların tahsilâtını yapmak ise yasalara istinaden kendi Bakanlığına bağlı Gelir ve Vergi Dairesine verilmiştir.

(DEVAMI GELECEK HAFTA)

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.