Yatırılmayan vergiler ne olacak? (1)

Yayın Tarihi: 19/11/12 07:00
okuma süresi: 12 dak.
A- A A+

Son altı aydan beri ülke gündemini Lefkoşa Türk Belediyesinin içine düştüğü, daha doğrusu dönüştürüldüğü, durum ve bunun sonucu olarak KKTC başkentinin çöplüğe dönüştürülmesi ile halk sağlığını tehdit edecek düzeye gelen olumsuz durum meşgul etmeye devam etmektedir.

Siyasi popülizm ve çıkarlar uğruna, yürürlükteki yasa ve mevzuatı dikkate almadan, ayağını yorganına göre uzatmayıp yorganının dışına çıkarmış olan Lefkoşa Türk Belediyesi yetkileri ile bu duruma seyirci kalmakla bugünkü olumsuzlukların oluşmasına seyirci kalan hükümetin halkın hizmet karşılığı ödemiş olduğu çeşitli vergilere rağmen bu hizmetlerden yararlanamama durumunda bırakılmıştır. Ayrıca, bu tutum sayesinde Belediye çalışanları da en doğal hakları olan maaş alma ve sosyal güvenlik kurumlarından yararlanma haklarından da yaklaşık altı yıldan beri mahrum edilmişlerdir.

BES (Belediye Emekçileri Sendikası) çatısı altında örgütlü bulunan Lefkoşa Türk Belediyesi çalışanları çok haklı olarak bu haklarının kendilerine verilmesi amacıyla çeşitli tarihlerde çeşitli eylemlerde bulunmuşlardır. Geçmişte bu eylemlerin kaldırılması amacıyla Belediye Başkanı,İçişleri Bakanı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanıyla yapmış oldukları çeşitli görüşmelerde verilen sözlere ve imzalanan protokollere rağmen maalesef verilen sözler yerine getirilmemiş ve gerekli önlemler alınmamıştır. Sonuç itibarıyla "bıçak kemiğe dayandı" kararıyla Belediye çalışanları ödenmeyen haklarını almaları için grev eylemlerini tekrar uygulamaya koyma yönüne gitmişlerdir. Bu eylemlere karşı Bankalar Kurulunun almış olduğu yasaklama kararını dikkate almayan BES eylemine devam etmiş hükümet ise seyirci kalmıştır. Diğer bir anlatımla hükümetin almış olduğu bu karar havada kalmıştır.

Nerede kaldı hükümet ciddiyeti ve otoritesi? Devlet otoritesini bu kadar zaafiyete uğratmakla kalınmamış Bakanlar Kurulunun karar üretme güvenirliğinin yok edilmesine ve saygınlığının daha da kaybetmesine neden oluşturmuştur. Anayasal hakları vermeyen bir yönetimin hakkı almayanlara ceza uygulaması yapması mümkün mü?

Bugün BES'in taleplerinin başında çalışanların ücretlerinin ödenmesi ve kesinlen sosyal sigorta, sosyal güvenlik ve ihtiyat sandığı katkı paylarının işveren durumundaki Belediye tarafından ilgili yasalarda öngörülen kurallara göre sözkonusu kurumlara her ay ödenmesi gerektiği gelmektedir. Bu bir rica veya temenni değil, yasaların emrettiği bir zorunluluk olup bu zorunlulukları yerine getirmeyenlere ne gibi müeyyideler ve hukuksal işlemler yapılacağı yasalarda açıkça belirtilmiştir.

Bu kurallara rağmen çalışanların haklarını korumakla yükümlü olan sosyal güvenlik kurumlarının Müdürleri, Müsteşar ve Bakanları bu ödemelerin yapılması için hiçbir hukuksal işleme başvurmamakla çalışanlardan kesilen sosyal güvenlik miktarlarının ödeneceği yerde başka amaçlarda kullanılmasına ve dolayısıyla bütçe ve diğer mali kurallar dışına çıkılmasına gözyummuşlardır; Hukukta bu tür uygulamalara "zimmete para geçirmede gözyumma" denir ve bir suç oluşturur.

Öteyandan, aylardan beri BES'in, Belediye Başkanının ve hükümet yetkilileri ile diğer siyasilerin beyanatlarına baktığımda gerek Sendikanın gerekse hükümetin gündeminde çalışanların maaş veya ücretlerinden kesilen gelir vergilerinin hiçbir şekilde yer almadığını hatta bu konudan hiç bahsedilmediğini görmekteyim. Diğer bir anlatımla, bahse konu sosyal güvenlik ve vergi kesintileriyle bunların yatırılması yükümlülüğü birer kamu alacağı olarak ilgili kurumlara ödenmesinin yasal zorunluluk olup, bu ödeme zorunluluğu sadece ilgili yasalarda yer almamakta, ayrıca bu konu 48/1977 sayılı Komu Alacaklarının Tahsili Usulü hakkındaki Yasanın 2'ci maddesi kapsamında da olmasına rağmen zorla tahsil yönüne gidilmediğini görmekteyiz. Bu yasa kurallarına istinaden "Tahsilâttan Sorumlu Daire" olarak tanımlanan ilgili kurumların üstkademe yöneticileri ile bunların bağlı bulundukları Sosyal Güvenlik ve Maliye Bakanlıkları ilgili yasanın kendilerine verdiği "zorla tahsilât" yetkilerini uygulamamakla işverinin suçuna iştirak etmiştirler. Gerçek olan bu makamlardaki kamu görevlileri görev ve sorumluluk ile yetkilerini yerine getirmemekle devlet kaynaklarının zarara sokulmasında görevlerini kasıt ve ikmal nedeniyle gerektiği gibi uygulamadıklarıdır. Ayrıca, bu konuda gerekli önlemleri almamakla ilgili Bakanlar da mecliste yapmış oldukları yeminin içeriğine de ters düşmüşlerdir.

Özetle bu durum, devletin alacaklı kurumlarını zarara sokan bir görev ihmali olup yasaların kendilerine vermiş olduğu yetkileri kullanmadıkları için özellikle üstkademe yönetici durumundaki kamu görevlileri hakkında soruşturma açılıp yargıya havale edilmeleri gerekir. Bu konudaki temel dayanak Kamu Görevlileri Yasası'nın 9'cu ve 11'ci maddelerinde açıkça yer almış olup ilgili kurallar aşağıdadır:

Bağlılık Ödevi

"9. Kamu Görevlileri, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Anayasasına bağlı kalmak ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti Yasalarını özenle uygulamak zorundadırlar"

Hizmeti Dikkat ve Özenle Yerine Getirme Ödevi

"11. Kamu Görevlileri, görevlerini dikkat ve özenle yerine getirmek zorundadırlar. Kasıt ve ikmal nedeniyle Devlete verdikleri kayıp ve zararlardan ötürü sorumludurlar."

Yukarda ki kurallar incelendiği zaman bu konudaki ödevlerin keyfi olmadığı "zorunlu" olduğu meydana gelen kayıp ve zararlardan kesinlikle "sorumlu" olduğu açıkça vurgulanmaktadır.

Gelelim yazının başlığına. Bugüne kadar basına yansıyan konuların başında sadece Lefkoşa Türk Belediyesi çalışanlarının yıllardan beri Sosyal Sigorta, Sosyal Güvenlik ve İhtiyat Sandığı haklarının yatırılmadığı, dolayısıyla da sosyal haklardan ve güvencelerden mahrum bırakıldığı gerçeği yeralmıştır.

Hâlbuki bu durumun bir de Gelir Vergisi kesintileri gerçeği vardır. Şöyle ki, 24/1982 sayılı Gelir Vergisi Yasası'nın 31(1). maddesine istinaden işverenlerin yaptıkları aylık maaş ve ücret ödemelerinden her ay vergi kesme ve bu vergileri ödemenin yapıldığı ayı takip eden ayın en geç 15'inci gününe kadar Gelir ve Vergi Dairesine ödemek zorunda oldukları kuralı yeralmaktadır. Kanaatimce, personelin sosyal güvenlik kesintilerini ve işveren katkı paylarını ilgili kurumlara yatırmayan Belediyelerin hiç şüphesiz yukarıda belirtilen kurallara istinaden vergi kapsamına giren personel ücretlerinden yaptıkları vergi kesintilerini de Gelir ve Vergi Dairesine ödemeleri mümkün değildir. Diğer bir anlatımla, ile Belediyenin ödenmemiş olan Sosyal Sigorta, Sosyal Güvenlik ve İhtiyat Sandığı kesintileri ile primlerine ek olarak bu Belediyelerin ayrıca personelin ücretlerinden yaptıkları vergi kesintilerinin de ilgili Daireye ödenmemiş olması nedeniyle yüksek miktarda borçlarının da bulunması olasılığının da göz ardı edilmemesi gerekir.

Belki bu kesintilerin ödenmemesinin çalışanlar bakımından herhangi olumsuz etkisinin olmayacağı düşünüldüğü için bu konu BES ve siyasiler bakımından gündeme getirilmemiştir. Ancak, ilgili Belediyelerin kestikleri vergileri maddi olanaksızlıklar gerekçesi ile ödemiyorlarsa Gelir Vergisi Yasası'nın 33. maddesine istinaden kesilen ve yatırılmayan bu vergilerin ilgili çalışanlardan talep edilebilmesi olanağı olduğu kuralı özellikle BES tarafından dikkate alınmalıdır.

Gelir Vergisi Yasası'nın bu kuralı düzenleyen 33'cü maddesi aşağıdadır;

"33. 31. ve 32. maddeler uyarınca vergi kesmekle yükümlü olanlar veya kesinti işlemleri yapanlar, bu Yasada belirtilen esas ve oranlarda vergi kesintisi yapmakla yükümlüdürler. Bu yükümlülüklerini yerine getirmeyen veya eksik olarak yerine getirenlere, kesilmesi gereken vergi veya vergi fakı miktarı kendilerine tarh edilmiş vergi sayılır ve vergi sorumlusu olarak Kamu Alacaklarının Tahsili Usulü Yasası kurallarının öngördüğü şekilde kendilerinden tahsil edilir.

Ancak, bu tarh işlemlerinin Dairece yapıldığı tarihe ödemeyi yapan veya geliri tahakkuk ettiren gerçek veya tüzel kişilerin ülke dışında yerleşmiş bulunmaları ve Devlet dâhilinde sürekli bir temsilcilerinin bulunmaması veya vergi kesintisi ile ilgili yükümlülüklerini yerine getirecek kadar maddi karşılıkları olmaması halinde, kısmen veya tamamen vergilendirilmeyen bu kazançlar, bu Yasada aksine kural bulunmasına bakılmaksızın, 31. ve 32. maddelerde belirtilen esas ve oranlar üzerinden hesaplanmak suretiyle kazancı elde edenlerden ikmalen veya re'sen yapılacak tarhiyat işlemleri ile tahsil edilir. Bu gibi hallerde, vergi kesintisi yapmakla yükümlü olanlara uygulanması gereken cezalar uygulanmaz."

Yukarıdaki kurallardan da anlaşıldığı üzere Gelir ve Vergi Dairesinin vergi kesintisi ile ilgili yükümlülüklerini yerine getirecek kadar maddi karşılıkları olmayan vergi kesme sorumluları (yani işverenler) yerine vergiyi, geliri elde edenlerden (maaş veya ücretleri alanlardan) re'sen veya ikmalen tarhiyat işlemleri yapmak suretiyle bu vergileri tarh, tahakkuk ve tahsil etme hakkı vardır.

Yürürlüktekileri mevzuata göre görevden emeklilik, sağlık veya başka nedenlerden dolayı ayrılacak personelin işvereninden ayrılıp emekli ikramiyesini, kıdem tazminatını veya diğer sosyal haklarını almadan önce bu personelin vergi borçlarının kesin hesaplamasının yapılması ve vergi borcu olup olmadığının saptanması için ilgili personelin son 12 yılda almış olduğu her türlü ödeneklerin ve ilgili kurumlara ödenmiş olan sosyal güvenlik ile vergi kesintilerinin miktarlarının Gelir ve Vergi Dairesine bildirilmesi suretiyle gerekli kesin işlemlerin yapılması için yıllık Gelir Vergisi Beyannameleri doldurulması talep edilir.

Gerçek usule dayalı yapılan vergilendirme işlemleri sonucu ödenmemiş vergi saptanması halinde bu miktar işten ayrılacak personelin alacağı ikramiye, tazminat veya diğer haklardan kesilerek Gelir ve Vergi Dairesine ödenmesi sonucu İşverene muhatap olarak düzenlenen Vergi Güvenlik Belgesinin verilmesi üzerine İşveren tarafından geriye kalan ikramiye, tazminat v.s. hakların personele ödemesi yapılır. Bu işlemler yapılmadığı sürece İşverenlerin bu hakları işten ayrılan personeline ödemesi mümkün değildir.

Kendilerine yapılan ücret ödemelerinden yasal zorunluluğa rağmen yıllarca yapmış oldukları sözkonusu kesintileri ilgili kurumlara ödenmesinin yapılması mücadelesinde BES yetkililerinin vergi kesintileri hususunda meydana gelebilecek yukarda ki muhtemel olumsuzlukları da dikkate almalarının yararlı olacağını adalete yürekten bağlı bir kişi olarak gerekli görmekteyim

(DEVAMI GELECEK HAFTA)

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.