Siyasiler pembe tablolar çizmekten artık vazgeçmelidir? -1-

Yayın Tarihi: 31/12/12 07:00
okuma süresi: 9 dak.
A- A A+
İnsanın hayal etmesi güzel bir şey. Ancak, gerçeklere rağmen bu hayal görme çok uzun süre devam ederse ve gerçeklerle yakından uzaktan hiçbir ilgisi yoksa ve bu hayaller herkese inanmış gibi açıklanırsa o zaman hayal gören kişi hakkındaki görüşler komediye dönüşür ve alay konusu olmaya başlar, hatta psikolojik tedavi edilme sorunu da gündeme gelir.

Bakanlarımızın birçoğu gerek kendi Bakanlıkları gerekse de diğer Bakanlıkları ilgilendiren hatta hiçbir şekilde bilgi ve ilgi alanlarına girmeyen konularda verdikleri beyanatlarda pembe tablolar çizmeye devam ederken, ülkedeki gerçekler ise kötüden daha kötüye doğru seyretmeye devam etmektedir.

Örnek mi gerek? Lütfen son yıllarda sivil toplum örgütlerinin hükümete karşı yaptıkları çeşitli eylemleri bir hatırlayalım. Son olarak ülkemizin hukukçuları da eylemler kervanına girmişler ise artık bu durumun "tamir ötesini" geçtiğini göstermektedir. "Tamir ötesi" tanımını İngilizce bir deyimden tercüme ettim. Bu tanımın İngilizce ifade şekli genellikle "BLR" kısaltılması ile ifade edilmektedir. Açılımı ise "Beyond Labour Repair" dır.

Günlük görsel ve yazılı basınımıza baktığımız zaman özellikle hükümetin kamusal tecrübesi olmayan üç genç Bakanının her vesileyle ülkemizin sosyo-ekonomik durumu ile ilgili verdikleri beyanatlarda çizdikleri pembe tablolarla, daha doğrusu hayallerle dolu olduğunu görmekteyiz. Bu amaçla da pembe tabloların; halka duyurmaları için her türlü olanağı yaratmakta veya değerlendirmekte hiç geri kalmamaktadırlar.

Basınımızda yeralan siyasal amaçlı pembe tabloların başında son günlerde Ekonomi ve Enerji Bakanı Sn. Sunat Artun'un BRT'de katıldığı bir programda 2013-2015 Sürdürülebilir Ekonomiye Geçiş Programı'na ilişkin yapmış olduğu açıklamalar yeralmıştır. Bu açıklamaları ve açıkladığı tozpembe tabloları TV'de dinlememe rağmen Sn. Maliye Bakanının daha önce belirtmiş olduğu "ekonomik uçmanın" ötesindeki kehanetleri belki yanlış anladım düşüncesiyle bu anlattıklarını bir de 16 Aralık 2012 tarihinde internetteki yazılı metinden okudum.

Sn. Bakanın açıkladığı pembe tablolardan bazılarını halkımızla paylaşmak suretiyle hükümet edenlerin güvenirliğinin derecesini onların takdirine bırakmak isterim.

  1. "KIB-TEK'in özelleştirme nedeni 140-145 bin abonenin elektrik paralarının tahsilatını devletin yapması olanaksızdır."

Yani, Sn. Bakan bugünkü teknolojik olanaklara, çeşitli ödeme araçlarına ve elektrik borçlarını ödemeyenlerin elektriklerinin kesilmesi ile ilgili kurumun yasal yetkisi olmasına rağmen, tahsilat yapmaktan aciz olduğunu ifade etmektedir. Pekala, bu işi bir şirket yapabilecekse, devletin bunu yapamaması hükümetin ve yöneticilerinin acizliğini, iradesizliğini ve yeteneksizliğini göstermez mi? Sn. Bakanın bu konuda düşüncesinin makul, mantıklı ve geçerli olduğunu kabul etmek kanımca mümkün değildir. Şayet bu düşünce doğru ise o zaman Vergi Dairesinin onlarca türdeki kamu alacaklarının ve Motorlu Araçlar Şubesi'nin seyrüsefer ruhsatlarının tahsilat işlemlerinin de özelleştirilmesi gerekmez mi diye adama sormazlar mı? Gerçek olan siyasal popülizmin kronikleşmiş olması ve bunun dışına çıkılamamasının yarattığı acizlik değil de nedir? ÖZETLE, İRADE VAROLMANIN SONUCUDUR, İRADE YOKSA VARLIKDA YOKTUR DEMEKTİR.

  1. "Bütçe açıkları kontrol altına alınmış olduğundan hükümetin ve artık yeni vergiler olmayacak, vergilere asılma, vergileri artırma, vergileri daha çok toplama ve dolayısıyla alım gücü ve tüketim üzerinde olumsuz etkiler meydana getirecek uygulamalara dönmek gibi bir pozisyonu olmayacaktır. KKTC'de artık sürpriz dönemi kapanmıştır." diyor Sn. Bakan.

Yani Sn. Bakan özetle ve en basit ifadelerle bütçe açıklarının kontrol altına alındığını gerekçe göstererek şunları ifade etmek istiyor:

  • Ey vatandaşlar ve işletmeler ile diğer vergi yükümlüleri, hükümet artık vergileri artırmayacak;

  • Daha çok vergi toplama hususunda fazla gayret sarfetmeyecek;

  • Tüketimi pahalılaştıracak olan vergi ve fonların meydana getireceği uygulamalara gidilmeyecektir.

Yukarıdaki açıklamadan görüleceği gibi bu ülkede gerektiği gibi vergi ödenmediği ve/veya tahsil edilmediği gerçeği artık bir tarafa bırakılarak gönüllü vergi verme yöntemi mi getiriliyor? Bunun diğer bir anlamı ise bütçe açıkları artık kontrol altına alındığı için vergi gelirlerinin artırılmasına gerek yoktur. Peki, 2013 yılı bütçesinde bütçe açığının kapatılması için öngörülen ancak kaynağı belirtilmeyen ve "Bütçe Dengesi" kısmında "Diğer Finansman Kaynaklar" başlığı altındaki 290 milyon TL parasal kaynak nereden bulunacaktır? Acaba, Maliye Bakanı Sn. Ersin Tatar buna ne diyor? çok merak ediyorum.

Öteyandan, bütçe açıklarının kontrol altına alındığına ilişkin iddia ile bugün devletin ödemediği yüksek meblağlardaki elektrik v.s. borçları ile borç stokunda ve kefalet senedi stokunda meydana gelen artışlara ne demeli? Yasal taahhütleri yerine getirmekten ve piyasaya olan borçların ödenmesinden kaçınmak bütçe açıklarının kontrol altına alındığını hiçbir zaman göstermez. Bilakis, bu veri bütçe açığının azaltıldığı hususundaki iddiayı da gerçek dışı kılmaktadır.

2013-2015 dönemi Sürdürülebilir Ekonomiye Geçiş Programı incelendiği zaman Sn. Bakanın çizmiş olduğu ekonomik pembe tablolardaki iddialarının Program içeriği de bağdaşmadığı görülecektir. Örneğin, program içeriğinde:

  • Vergi politikalarının uygulanmasında "etkinlik", "vergiye uyum" ve "vergi tabanının genişletilmesini";

  • Programın EK.2 kısmında uygulama ile ilgili Metris'de optimal vergilendirme servisine ulaşmak için vergi kayıp ve kaçağını önlemeye yönelik yasal ve idari düzenlemelerin yapılacağını;

  • Daha fazla verginin tahsilatı için vergi idaresinin kapasitesinin güçlendirilmesini;

  • Bazı fon uygulamaları yürürlükten kaldırılırken bunların başka kaynaklardan telaffi edileceğini;

açıkça belirtmiş olması programın gerçekleri ile hiçbir şekilde bağdaşmadığından bu pembe tablo nasıl gerçekleştirilecektir? Yoksa programda öngörülenler yine uygulanmayacak mı?

Programda öngörülmüş olan fon ve stopaj uygulamalarının yürürlükten kaldırılması halinde bunları ikame edecek yegâne finansal kaynak ancak KDV oranlarının yükseltilmesi suretiyle gerçekleştirilebilecektir. Başka kaynak varsa lütfen söylesinler.

  1. "Bütçe açığının 2015 yılı itibarıyla 20 milyon TL'ye düşeceğinden 2016-2017 yıllarında KKTC bütçesinin artık fazla verecektir. Ümit ediyorum o dönemin hükümetleri halkıyla birlikte bizim yaptığımız gibi sivil toplum örgütlerinden görüşler alarak bütçe fazlalığını nasıl değerlendirileceğinin tartışmaları gerekecektir." diyor Sn. Bakan.

Yani, Sn. Bakan diyor ki 2015 yılında 20 milyon TL bütçe açığından sonra 2016 veya 2017 yılından itibaren KKTC bütçesi denk bütçe ötesine geçip fazlalık vereceğinden o zamanın hükümetleri bu fazlalığın hangi amaçlarda kullanılacağını saptamak için sivil toplum örgütlerinden görüş talep etmesi gerekecektir.

Mademki Sn. Bakan bu bütçe fazlalığından emin görünmektedir o zaman hazır görevde iken bu fazlalığın halkın refahı için nasıl kullanılacağı hususunda sivil toplum örgütleri ile görüşerek bu konudaki karara da katkı koymasını en uygun yöntem olarak görmekteyim.

Bakanların, özellikle de genç ve kamu deneyimi olmayanların her vesile ile halkımıza sundukları hayali pembe tabloları dinlemekten ve okumaktan artık bıktım ve usandım, çünkü kendimi bu çok bilir!! kişiler tarafından aptal yerine konmuş kabul ediyorum. Kanımca her yaşta ve eğitim düzeyindeki kişiler de ayni görüşleri paylaştıklarından eminim. Söylemler ile halkın her gün yaşadığı gerçekler arasında kıyaslanamayacak kadar terslikler mevcut iken bu pembe tabloları çizmek gerçekten özel yetenek ister.

(diğer ekonomik pembe tablolara ilişkin görüşlerimi gelecek haftaki yazımda açıklamaya çalışacağım.)

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.