Siyasiler pembe tablolar çizmekten artık vazgeçmelidir -3-

Yayın Tarihi: 14/01/13 07:00
okuma süresi: 9 dak.
A- A A+

Son iki haftada bu köşemde yazmış olduğum yazılarımın içeriğinde hükümet edenlerin artık hayalden ibaret, ekonomik pembe tablolar çizmekten vazgeçmelerini, halkımıza gerçekçi, uygulanabilir sosyo-ekonomik durumlar hakkında bilgiler vermelerini ve zamanlarını inandırıcı uygulamalara ayırmalarını çeşitli gerekçelerle açıklamaya çalıştım. Bu kapsamdaki yazıma bugün de devam edip açıklayamadığım birkaç konu hakkında da halkımıza bilgiler vermeye çalışacağım.

Ekonomiden sorumlu Sn. Bakan'ın vermiş olduğu bir beyanatında son olarak "iki yıl boyunca halkımızın yapmış olduğu önemli fedakârlıktan" bahsetmiştir. Peki, Bakanlar ve iktidardaki siyasiler bu süre zarfında ne fedakârlık yapmıştır? Gereksiz birçok yurtdışı gezilerden, izaz ikramlardan, özel tahsisatlarından ve resmi hizmet araçları alımları ile bunların gereksiz kullanım giderlerinden ne kadar fedakârlıkta bulunmuşlardır?

2009 yılında iktidara geldikten sonra KDV oran sayılarını azaltmışlar diye övünen Sn. Bakan buna karşılık yaptıkları oransal artışlara hiç değinmemiş olmasını yadırgadım.

Genç Bakanlarımıza önerilerim, şayet halkın güvenini biraz olsun kazanmak istiyorlarsa yapacakları ve halka verecekleri mesajları ülkenin gerçeklerini dikkate alarak ve ayakları yere basarak yapmalarına özen göstermelidirler. Ayrıca, verdikleri sözlerden ve aldıkları kararlardan da dönmemelidirler. Zaten halka bugüne kadar vermiş oldukları sözlerin ve görüşlerin hemen hemen hiçbiri gerçekleştirmemişlerdir.

Unutulduğunu zannettikleri bazı sözleri ve kararları aşağıdaki örneklerle özetlemeye çalışacağım.

  • UBP'nin Seçim Bildirgesinde yer almış olan ve müellifi Sn. Bakan olduğunu tahmin ettiğim KKTC'nin hatta Mesarya'daki bir köyümüzün Serbest Bölge yapılacağı vaadinden vazgeçilmesi,

  • Yeni Kıbrıs Türk Hava Yollarının çeşitli tarihler de vererek kurulacağı sözünden vazgeçilmesi,

  • Sn. Maliye Bakanının Anayasa Mahkemesinde hükümet adına vermiş olduğu taahhüde rağmen davayı kazanan emeklilere kesilen vergilerin iade edilmemesi,

  • KIB-TEK'in özerkleştirilmesi konusunda Bakanlar Kurulu'nun aldığı kararın yerine getirilmesinden vazgeçilmesi,

  • Yıllardan beri ülkenin kanayan yarası olan faiz uygulamalarına köklü ve kapsamlı çözüm bulmaktan kaçınılması,

  • Üretici sektörlerin destekleneceği konusunda alınan kararların ve varılan mutabakatların birçoğunun zamanında ve gerektiği gibi yerine getirilmemesi,

  • Üç aydan beri Lefkoşa halkının pislik ve altyapıdan yoksun yaşamasına neden Lefkoşa Türk Belediyesindeki sorunların zamanında çözümlenmemesi. (Mademki bu para verilecekti o zaman Lefkoşa halkına bu çile neden çektirildi?)

  • Halka verilen daha birçok sözlere rağmen birkaç gün sonra tersinin yapılması veya vazgeçilmesi,

Öteyandan, yıllardan beri Kıb-Tek'in özelleştirileceğinden bahseden hükümetin daha sonra özerkleştirmeden bahsetmesi ve bu hususta Bakanlar Kurulu'nun karar almasına rağmen çok kısa bir süre sonra bundan da çark etmesi ile sadece bu kurumun tahsilat kısmının özelleştirilmesine karar vermesine ne demeli? Nisan 2009'da iktidara gelen bugünkü hükümet Kıb-Tek'in tahsilat ve özellikle bu konuda devlet ile olan hesaplaşmasını ancak üçbuçuk sene sonra çözmesini bir tür övünç kaynağı olarak takdim etmesi de yönetim beceriksizliğin diğer bir kamuflaj tarafı.

Bütçe görüşmelerinde Sn. Maliye Bakanına devletin Kıb-Tek'e borcunun ne kadar olduğu konusundaki sorulan soruya vermiş olduğu "borcu yoktur" cevabından sonra nasıl oluyor da bu kurumun devletten 59 milyon TL alacağı çıkmıştır? Bu durum karşısında Sn. Bakan 59 milyon rakamının hesaplanmasında Maliye Bakanlığının kurumdan olan KDV alacağı türündeki gecikme zamlarını bağışlaması sonrasında oluştuğunu açıklaması ise ayrı bir hukuk ihlali itirafıdır. Yasal bir düzenleme yapılmadan bir kamu alacağı türü olan gecikme zamlarının bağışlamasının vergi hukukumuz da yeri yoktur. Yani iki dudak arası yetkilerle hiçbir kesime kamu alacağının silinmesi mümkün değildir. Şayet bu yapılmak isteniyorsa bununla ilgili yasalarda kurallar mevcut olup yasal düzenleme gerekir. Neyse bu yasadışı uygulamaya da gelecek haftalarda gerekçeli açıklama yapacağım.

Kıb-Tek'in tahsilatını hızlandıran El-Sendir. Yani kurum çalışanlarının sendikasıdır. Sendika son çıkış yolu olarak kendini kurum yönetiminin yerine koyarak ve onların yetkilerini kullanarak elektrik kesintileri yapmak suretiyle aylık tahsilatını çok büyük ölçüde artırmış ve tahsilatın özelleştirilmesine gerek olmadığını kanıtlamıştır. Ancak, Sn. Enerji Bakanı bu durumda Kıb-Tek'in tahsilat işlerinin özelleştirilmesine ilişkin konuda hala daha net açıklama yapmaktan kaçınmakta ve durumu güya idare etmeye çalışmaktadır.

Ülke gerçekleri ve özellikleri dikkate alınmadan sunulan her türlü pembe tablo ambalajlı sosyo-ekonomik görüşler ile öngörüler halkın çeşitli kesimleri üzerinde değişik etkiler, beklentiler ve talepler yarattığından bunların gerçekleşmemesi halinde hükümetler hakkında menfi fikirler oluşturmakta ve telafisi mümkün olmayan sosyal ve ekonomik hayal kırıklarının meydana gelmesine neden olmaktadır. Hatta, siyasilerin bu pembe tablolarına inanarak hareket edenler büyük hayal kırıklığına uğramaktadırlar. Ekonomik plan ve programlarının başarıya ulaşmasının en temel unsuru bunları uygulayacak olanların bilgi, yetenek, vizyon ve ciddiyet durumu ile halkın hükümete olan güven duygusunun derecesidir. Bu güven derecesinin sıfırlandığını artık iktidardaki siyasilerin de görmesi ve rüya görmekten uyanmalıdırlar.

Öteyandan, bütün bu durumlara ve iktidardakilerin çizdikleri pembe ekonomik tablolarına kapsamlı cevap vermeyen, somut ve gerçekçi çözüm önerileri üretmekte kısır kalan ve bu konularda dayanışma içerisine girmeyen muhalefete herhalde bu pembe tablo söylemleri ninni gelmiştir.

Hükümetin ve kurumların başındaki yöneticiler her zaman gerçekçi, dürüst ve hayalperestlikten uzak durmaları gerekir. Aksi takdirde onların yetiştirdikleri nesillerden ve ürettikleri hizmetlerden ne kendilerine ne de halka hiçbir yarar gelmez, hatta zarar gelir. Zaten bu ülkenin başına ne gelmiş ise popülizm ve pembe tablolu hayallerden ve birçok sivil toplum örgütlerinin pasifliğinden veya siyasi partilere arka bahçe olmaktan gelmiştir.

Özetle, bu ülkeyi yönetmekle görevli ve özellikle de genç heyecanlı ancak tecrübesiz Bakanlarımızın Maya kehanetlerine benzer, dört yıl sonrası için sosyo-ekonomik kalkınmışlık dolu pembe tablolar çizmekten süratle vazgeçmelerini, "ekonomik uçuşlardan" aşağıya inerek ayaklarını sağlam yere ve verilere basan icraatlar yapmaya başlamalarını bir abileri olarak kendilerine önemle tavsiye ederim.

Her ne kadar da ülkemizin geleceği ile ilgili iyimser olmaya çaba harcıyorsam da özellikle son günlerde çeşitli nedenlerle hükümet icraatları ve iradesizliği ile ilgili şahit olduğum durumlar karşısında KKTC'nin bazı çapsız, mesleki ehliyetsiz, vizyonsuz siyasetçileri ve üstdüzey bürokratları ile değil ekonomik planlar yapma veya ekonomik protokolleri uygulama, muhtarlık dahi yönetemezler. Hala daha etkin ve bağımsız denetim ile ceza kurallarının bulunmadığı bu durumda hiçbir konuda başarılı olunamaz.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.