Çağdaş denetim ve denetçi mesleği -2-

Yayın Tarihi: 18/07/13 07:00
okuma süresi: 11 dak.
A- A A+
Geçtiğimiz hafta "Çağdaş Denetim Ve Denetçi Mesleği" başlıklı yazımda "Denetim Kavramı ve Tarihsel Gelişimi" ile muhasebe ve denetimin ilişkisi konusunda vermiş olduğum bilgilere ilaveten bugünkü yazımda "Çağdaş Vergi Denetimi ve Nedenleri" alt başlığı ile devam etmeyi yararlı gördüm.

Her zaman ve her vesileyle KKTC'ni yönetenlere kamu maliyesi konularında çeşitli görüş ve önerilerde bulundum ve bulunmaya çalıştım. Ancak, ülkemizin kronikleşmiş hastalıklarından olan "ben herşeyi bilirim ve ben yaparım olur" düşüncesi bu görüş ve önerilerin hiçbiri dikkate alınmadı. Esasında sadece benim değil, konularında uzman olan kişilerin sosyo-ekonomik kalkınma amaçlı görüş ve önerileri de hükümet edenler tarafından maalesef dikkate alınmamıştır.

Benim bundan sonraki mali konulara ilişkin görüş ve önerilerim seçim sonrası oluşacak hükümete yönelik olacaktır. Yapılacak iyi icraatları takdir edecek, ülkenin yararına olmayan, hatalı veya yapılmayan icraatları en etkin şekilde eleştirmeye devam edeceğim. Bu yükümlülük benim için bir mücahitlik görevi kadar kutsal bir görevdir.

2. Çağdaş Vergi Denetim ve Nedenleri:

"Vergi", en basit tanımıyla devletin kamu gücüne dayanarak vatandaşın mali gücünün bir kısmını karşılıksız olarak alması demektir. Ancak, hemen belirtmek gerekir ki devletin bu konuda kullanacağı "kamu gücünün" yasalarla düzenlenmiş, demokratik, adil, eşitlik, genellik ve insan haklarına dayalı ilkeler kapsamında uygulanması gerekir. Bugün olduğu gibi "kamu gücünü" sınırsız ve bahse konu ilkeleri içermeyen veya dikkate almadan mesleki bilgi'den yoksun kamu görevlilerinin insafına bırakılması ancak bugünkü kayıtdışılığın oluşmasına veya mevcut olanın artmasına neden oluşturur. Hal böyle olunca da bütçe giderlerini karşılamak için "re'sen vergi tarhiyatı" silahı ile veya vergi, resim ve harç ile fonların artırılması suretiyle bütçeye gelir elde edilmesi kaçınılmaz olmaktadır.

Yukarıda açıklamadan da görüleceği üzere Devlet kamu ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla vergi ile bir yandan vatandaşın gelirinin bir kısmına ortak olmakta ve ortaklık payını da herhangi bir edim karşılığı olmaksızın kamu zoruyla elde etmektedir. Kamu gücüne dayalı cebri işlemlerde olduğu gibi vergi vermek de toplum açısından ne kadar zorunlu ve haklı olursa olsun birey açısından bir ölçüde gönülsüz olarak yerine getirilen bir yükümlülüktür. Bu durumda vergi tarh etmek ve tahsil etmekle görevli kamu otoritelerinin bu edimin vatandaşlar, yani vergi yükümlüleri tarafından doğru olarak yerine getirilip getirilmediğini kontrol etmeleri zorunludur.

Vergi hukukumuzun bu zorunluluğunu yerine getirilmesi için bir vergi denetim kurumuna ihtiyacı olduğu gerçeği vardır. Her ne kadarda Vergi Usul Yasasında:

  • Vergi yükümlüleri ve yükümlülerle ilgili maddi olayları, kayıtları ve mevzuatları araştırmaya ve saptamaya yönelik "Yoklama müessesesi";

  • Ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunun araştırılması, saptanması ve sağlanmasına yönelik "Vergi İnceleme ve Araştırma Müessesesi".

mevcut ise de bu görüşleri yerine getirecek mesleki bilgi ve eğitime sahip personel sayısı birkaç kişiden fazla değildir. Kaldı ki geçmiş iktidarların "bu bizden değildir" gerekçesine dayanarak kızağa çekilen personelin de bir kısmı da bu kişilerden oluşmaktadır.

Uzun yıllardan beri hiçbir kamu kurum ve kuruluşunda olduğu gibi Vergi Dairesi personeline yönelik de hiçbir mesleki eğitim yapılmadığı ayrı bir gerçek olarak durmaktadır. Bu duruma bir de yaklaşık 25-30 seneden beri güncelleştirilmemiş vergi mevzuatı ile yetersiz lojistik olanaklar da dikkate alındığında bu konuda ihmal yerine "kasıt" unsuru aranması fikri ağırlık kazanmaktadır.

Yukarıda belirtmiş olduğum "Yoklama Müessesesi" vergilendirme ile ilgili somut olayların anında saptanarak belgelendirilmesi (raporlanması) amacına yönelik olup muhasebe denetimi ile doğrudan bir ilgisi yoktur. Gerçek anlamda vergi denetimi, vergi inceleme elemanları tarafından "vergi inceleme ve araştırma müessesesi" kapsamında gerçekleştirilen vergi incelemeleri ve araştırmalarıdır. Bu kapsamda yapılan işlemler kişilerin veya işletmelerin vergi mevzuatına uygunluk yönünde incelenmekte ve aykırılıklar saptanması halinde vergi kayıpları giderilmekte ve gerekli cezalar uygulanmaktadır.

Vergi incelemesinde kullanılan belge denetimi fiili envanter ve randıman incelemeleri gibi klasik usullerin yanı sıra ekonomik, ticari ve teknik gereklere uymayan bir durumun saptanması halinde ispat külfeti bu hususu ile süren yükümlüye düşmektedir.

Öteyandan, son yıllarda muhasebe uygulamalarında ortaya çıkan bazı önemli gelişmeler denetim tekniklerinin de bu değişikliklere paralel olarak gelişmesi zorunluluğunu ortaya çıkarmıştır. Örneğin, elektronik bilgi işlem sistemlerinin geliştirilmesi, sektörel tek düzen hesap planlarının yürürlüğe geçirilmesi, muhasebe işlemlerinde bu tekniklerin ve uygulamalara başlanması sonucu geleneksel denetim tekniklerinin de değiştirilmesi ve elektronik bilgi işlem sistemleri ve programları ile desteklenen denetim teknikleri ile bilgi kaynakları oluşumunu (istihbaratını) ve kullanılması zorunluluğunu ortaya çıkarmıştır.

KKTC'de bugüne kadar bu konuda herhangi bir önlem alındığını söylemek mümkün değildir. Her fuzuli harcama için kaynak bulan hükümetler diğer ülkelerin bir semti kadar büyükte olan ülkemizde elektronik iletişim ve bilgi işlem sistemi'nin oluşturulmasını maalesef gerçekleştirememiştir. Bu konunun "ihmal" mi yoksa "kasıtlı" mı gerçekleştirilmediği tartışma konusudur. Kanımca, gelmiş ve geçmiş hükümetler bu konuya ciddi olarak önem vermedikleri ve herşey "iki dudak arasında" halledilmesi için "cek-cak" durumunda bırakılmıştır.

İşletmelerin aşırı işlem ve tür büyüklüğü nedeni ile denetimde tüm işlemlerin tek tek incelenmesi yöntemi terkedilmiş ve örnekleme yöntemi benimsenmiştir. Denetçi veya vergi inceleme görevlisi tarafından örnekleme (tesadüfi) yönteminde yapılacak kontrolün yanında istatistiki örnekleme yöntemleri de kullanılmaya başlanmıştır.

Ayrıca, denetim işlemlerinde muhasebe kayıtlarının belgelere dayandırılması yanında genel olarak mali tabloların her yönüyle ekonomik ve teknik ilkelere uygunluğu ile kabul edilebilir özellikte içeriğe sahip olup olmadığı hususu da önem kazanmış bulunmaktadır.

Uygulanan genel denetim teknikleri yanında denetlenen kişinin, işletmenin veya kurumun faaliyet sahasına ve türlerine göre özel denetim teknikleri de kullanılmakta olup bu konu daha çok denetçinin veya inceleme görevlisinin eğitim, tecrübe ve yetenek durumu ile de yakından ilgilidir. Denetim sadece belge ile kayıtların karşılaştırılması türünde yapılmamalıdır. İlgili belgelerin geçerliliği, işletmeye, mevzuata uygunluğu ve yapılan harcamalar ile satışlar ve/veya tahsilatlar ve sözleşmelerin veya taahhütlerin işletme yetkililerinin onayı veya bilgisi kapsamında yapılıp yapılmadığı hususları da dikkate alınmalıdır. Gerekli görülecek konularda " çapraz denetim" "cross check" (yani ilgili işleme konu olan karşı tarafın kayıtları ile karşılaştırma) olarak tanımlanan yönteme de başvurulmalıdır.

Çağdaş denetim özelliklerini aşağıdaki şekilde özetlemek mümkündür.

  • Denetim amaçları için görevlendirilecek personelin mesleki eğitim ve tecrübe sahibi, ciddi ve etik kurallara saygılı kişilerden oluşmasına azami özen gösterilmelidir. Ayrıca, bu personelin mesleki bilgi ve yetenek bakımından ihtisaslaşmaları için gerekli önlemlerin alınmasına özen gösterilmelidir.

  • Denetim maliyet-fayda esası dikkate alınarak gerçekleştirilmelidir. Yapılan denetimle elde edilen sonuç o denetimi gerekli kılacak özellikte olmalıdır. Bir diğer anlatımla, yapılan masraf elde edilen gelire veya amaca değmelidir.

  • Çağdaş denetim verimli olmalıdır. Denetime ayrılan kaynakların ve olanakların yeterli düzeyde olmasına azami dikkat gösterilmeli ve gerek vergi tahsilatı olarak, gerekse yükümlülükler nezdinde öğretici ve önleyici olacak şekilde en yüksek verimin elde edilmesi amacına yönelik planlamalıdır.

  • Çağdaş denetim etkin olmalıdır. Denetim neticesinde sadece geçmiş hataların düzeltilmesi değil, bu hataların tekrarlanmasını önleyici bir fayda da sağlamalıdır. Ayrıca, elde edilen sonuçlar değerlendirilerek vergi mevzuatında ve uygulanmasında rastlanacak yasal boşluklar veya eksikliklerin giderilmesi veya iyileştirilmesi için de denetim raporuna ek olarak ilgili İdareye yönelik özel raporlar da düzenlenmelidir.

Gerek özelde gerekse kamu sektöründe olsun KKTC'de de olduğu gibi tüm dünyada ekonomik hayat içindeki fonksiyonu ve önemine uygun olarak saygın ve güvenilir bir meslek olarak kendini kabul ettiren bağımsız denetçi meleği ile kamuda görevli vergi denetçilerinin disiplin altına alınmaları için gerekli yasal düzenlemeler ile önlemlerin alınması gerekmektedir. Hatta, bu konulardaki düzenlemelerin zamanı geçmiştir bile. Ancak, hiçbir şey geç değildir. Gerek özel sektör gerekse Vergi İdare bakımından denetçi mesleği ile ilgili gerekli düzenlemenin acilen yapılması ve önlemlerin alınması kayıtdışı ekonomi ile mücadele çalışmalarına büyük katkısı olacağı gibi ülkemizin bu konuda çağdaş ülkeler normlarını da yerine getirmiş olacaktır.

Pek tabii ki sadece vergi denetimi bir ülkenin sosyo-ekonomik bakımdan kalkınması mümkün değildir. Daha önce de belirtmiş olduğum gibi" denetim" ancak her konuda, sürekli ve tarafsızlık ilkeleri ile yasalar çerçevesinde yapılması halinde ülkeye gerekli yararı sağlayabilir. Esas olan iktidara gelecek hükümetin bu konudaki kararlılığıdır. Geçmiş hükümetler bu konuda gerekli kararlılığı maalesef göstermedikleri için KKTC'nin içine sürüklendiği sosyo-ekonomik olumsuzluklar herkesin göreceği kadar açık ve ortadadır.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.