Motorlu araçlar ve yol trafik mevzuat ve uygulamaları çağdaş hale getirilmelidir (1)

Yayın Tarihi: 28/10/13 07:00
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+
Geçtiğimiz günlerde emekliliğe ayrılan Gelir ve Vergi Dairesi Müdürü Yusuf Kaçmaz görevinden ayrılmadan takriben bir ay önce basına yaptığı bir açıklamada KKTC'de kayıtlı motorlu araçların yaklaşık %25'inin yıllık seyrüsefer ruhsatı ödemediklerini ifade etmiştir. Anımsadığım kadarıyla Maliye eski Bakanı Ersin Tatar da ayni konuda benzeri bir beyanat vermişti.

Ancak, merak ediyor ve sormak istiyorum. Gerek zamanın Maliye Bakanı gerekse bugünkü Maliye Bakanı bu konuda herhangi bir önlem aldılar mı? Almışlarsa bu oran hangi rakama düşmüştür. İngiliz koloni dönemine dayanan ve halk tabiri ile "değirmi ruhsat", hukuksal tanımı ile "Seyrüsefer Ruhsatı" (Road Tax) olarak tahsil edilen bu kamu alacağı sadece devlet bütçesine parasal kaynak sağlamakla kalmamakta ayrıca motorlu araçların trafikte kullanımı için gerekli olan "fenni araç muayenesi ile eksoz emisyon denetimi" ve "araç sigortası" yükümlülükleri için oto-kontrol görevi de yapmaktadır. Diğer bir anlatımla, seyrüsefer ruhsatı ödenmeyen motorlu araçların çok büyük bir kısmının yukarıda belirtilen yükümlülükler dışında kalması gayet doğal olmaktadır.

Bazı kimseler bu konunun Trafik Polisinin denetim yapması ile çözüleceğini iddia edebilirler. Ancak, bu yöntem tek başına yeterli olamaz. Dolayısıyla bu konuda hükümetin geçmişte varolan ancak gerekçesi henüz anlaşılmayan bir nedenden dolayı, en pratik usul olan ve diğer ülkelerin de uyguladıkları gibi, seyrüsefer ruhsatının ilgili aracın sol ön kısmında sürekli teşhirini zorunlu tutan kuralın yürürlükten kaldırılmasıdır.

Halbuki, bu zorunluluk trafik polislerine sadece araçlar seyir halindeyken değil park halindeyken de bu konuda denetim yapmalarına olanak sağlıyordu. Ayrıca, seyrüsefer ruhsatının aracın ön camında teşhir edilmesi zorunluluğu, araç sahiplerine bu ruhsatın bitiş tarihini de sürekli anımsatma bakımından önemli bir bilgi sağlıyordu.

Bazı ülkelerde ise seyrüsefer ruhsatının teşhir zorunluluğu yerine, her yıl özel resmi mühür taşıyan yıllık araç plakası kullanılması zorunluluğu uygulanmaktadır. Hatta denetim kolaylığı sağlamak amacıyla bazı ülkelerde fenni araç muayenesini ve/veya eksoz emisyon testini geçtiğini gösteren bazı simgelerin de araçların ön camlarında sürekli bulundurulmasını zorunlu tutulmaktadır.

Herkesin malûmları olduğu üzere 21/1974 sayılı Motorlu Araçlar ve Yol Trafik Yasası ile mevzuatı, Barış Harekâtı sonrası yürürlüğe konan ilk yasalardan bir tanesidir. Anglo-sakson esasına dayalı bu yasa Kıbrıs Cumhuriyetinden adapte edilmiştir. Keza, bu konularda hazırlanan çeşitli Tüzükler ve bunların tadilleri de uluslararası ilkeler kapsamında hazırlanmış olmasına rağmen maalesef geçen zaman süresinde uluslararası çağdaş ilke ve uygulamalarından çok uzak bırakılmıştır.

Bahse konuda ilgili mevzuatta yapmış olduğum araştırmada aşağıdaki hususlara rastladım:

  1. Motorlu Araçlar ve Yol Trafik Tüzüğünün "Motorlu Araç Seyrüsefer Ruhsatlarının Asılması ve Taşınması" yanbaşlıklı 22'nci maddesi 24.04.2003 tarihinde yapılan bir tadilâtla (RG. sayı 276, A.E 281) değiştirilmek suretiyle seyrüsefer ruhsatlarının yani halk tabiri ile "değirmi" veya "yuvarlak" belgelerin araçların ön camına asılması ve taşınması hiçbir mantıki nedene dayandırılmadan ve hiçbir gerekçe gösterilmeden yürürlükten kaldırılmıştır.

  1. Bu maddeyi değiştiren yeni 22'nci madde düzenlenirken yasa tekniğinin zorunlu kıldığı maddenin "yanbaşlığı" ise maalesef yazılmamıştır.

  1. Tüzük değişikliği ile seyrüsefer ruhsatının (yuvarlak/değirmi belgenin) teşhir zorunluluğu yürürlükten kaldırılmış olmasına rağmen bu konuda Tüzüğün 17(5). maddesi değiştirilmemiş ve bunun örneği EK.I Forma IX olarak Tüzük'te yer almaya devam etmiş olduğundan bu örneğin alt kısmında şu not yer almaktadır. "Bu ruhsat dış dairenin 1.60 milimetre marjına kadar kesilmelidir". Mademki teşhir etme ve taşınması zorunluluğu kaldırılmıştır neden bu yuvarlak şeklindeki seyrüsefer ruhsatının etrafının kesilmesi kuralı hala daha mevzuatta yer almaya devam etmektedir. Şayet Tüzükte bu ruhsatın örneği halen yer alıyor ve kesilmesi öngörülüyorsa o zaman teşhiri neden zorunlu tutulmuyor? veya şayet bu seyrüsefer ruhsatı bir bedelin ödenmesini belgeliyorsa (ki bu böyledir) neden bir de buna ek Makbuz verilmektedir. Tek bir ödeme için neden iki tane makbuz verilmektedir? Bunların nedenini anlamak mümkün değildir; herhalde kâğıt bolluğundan olması gerek!!

Gelmiş, geçmiş, gelecek siyasiler ve yetkililer; hukuksal düzenlemeler ancak kendi içinde tutarlı olduğu zaman anlam ifade eder ve ciddiyet taşır. Yasal düzenlemeleri hazırlarken lütfen çok titiz ve dikkatli davranılmasına özen gösteriniz. Hukuksal düzenlemeler bu ülkenin aynasıdır ve o ülkenin hukuka verdiği önemi göstermektedir. Keza, bazı hatalı düzenlemeleri bilip de bunları düzeltecek yasal düzenlemeleri yapmamak da ayni derecede hatadır.

Gelelim konunun diğer yönüne. Gerek AB üyesi olan Güney Kıbrıs, İngiltere ve gerekse diğer AB ve dünya ülkelerinin birçoğu seyrüsefer ruhsatlarının motorlu araçların ön camında taşınmasına veya her yıl seyrüsefer ruhsatlarının ödendiğini gösteren plakalarını değiştirmelerini zorunlu tutmaktadır. Acaba zamanın yetkilileri bunun nedenini hiç araştırdılar mı? Yoksa araçların ön camı kirlenir gerekçesiyle bu kuralı kaldırdılar mı? Anladığım kadarıyla bu düzenlemenin durup dururken 24.04.2003 tarihinde yapılmasının nedeni ancak popülizm amacı taşımasıdır. Öteyandan, seyrüsefer ruhsatı teşhirinin kaldırılması araçların ön camını kirletmemek ise o zaman neden sol direksiyonlu araçların ön ve arka camlarına seyrüsefer ruhsatlarının üç katı büyüklüğünde kâğıttan imal edilmiş işaretlerin yapıştırılması neden zorunlu tutulmuştur?

Seyrüsefer ruhsatı denetimi yapma yetkisi, Polis veya Gelir ve Vergi Dairesinin yetkilendirdiği personele verilmiştir. Bu denetimin amacı, bütçenin önemli bir gelirini oluşturan seyrüsefer ruhsatlarının ödenmesini ve dolaylı olarak araçla ilgili diğer yükümlülükleri de yerine getirmeyi sağlamaktır. Bugünkü durumda, bu ödemelerin yapılıp yapılmadığını denetlemek için Trafik Polisi görevlilerinin zaman bulduklarında yollarda seyreden araçları durdurmak suretiyle denetim yapmalarına bağlıdır ki bu çok zahmetli olmakla birlikte gelir akışını hızlandıracak bir yöntem değildir. Hâlbuki seyrüsefer ruhsatı aracın ön camında teshir etme zorunluluğu kuralı kaldırılmadan önce gerek Polis gerekse diğer denetim yapma yetkisine sahip Gelir ve Vergi Dairesi görevlileri park halinde veya seyir halindeki araçları gözlemleyerek camlarında bu ruhsatları bulundurmayan kişileri araç plakalarından saptayarak bu yükümlülüklerini yerine getirmek suretiyle tahsilâtı hızlandırabiliyorlardı. Hatta bu denetimlere kolaylık sağlanması amacıyla her yılın seyrüsefer ruhsatı ayrı bir renkte basılmakta idi.

(Devamı Gelecek Hafta)

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.