Bu kamu yönetimiyle hiçbirşey olmaz

Yayın Tarihi: 11/11/13 07:00
okuma süresi: 13 dak.
A- A A+
Gerek geçmiş gerekse şimdiki hükümet yetkilileri hemen hemen her beyanatlarında KKTC'deki yatırımların artmasından, sosyo-ekonomik kalkınmasından söz etmişler ve etmektedirler. Ancak, bu yatırımların neden gerçekleştirilemediği? ekonomi çarkının neden gerektiği gibi işlemediği? veya vatandaşların kamu kurum ve kuruluşlarındaki işlemlerinin neden makul sürede adalet ilkeleri kapsamında sonuçlandırılmadığı? hususunda hükümetler hiç araştırma yapma gereği duydular mı? Neden siyasilerin bu demeçleri havada kalmıştır? Bu durumun en büyük nedeni, sistemsiz, bilgisiz, eğitimsiz hatta korkak ellerdeki bürokrasidir. Maalesef her hükümet değişikliği ile bu daha da artış göstermektedir. Bu gerçeğe rağmen sosyo-ekonomik başarısızlığın mazereti olarak izolasyonlar ve ambargolar gösterilmektedir. Bunun başlıca nedeni iktidarların gerçeklerle yüzleşmekten kaçınmalarıdır. Çünkü gerçeklerle yüzyüze gelirlerse önlem alma zorunda kalacaklarını, dolayısıyla bu önlemler sonucu bazı kişilerin veya kesimlerin rahatsız olacağı için oy kaybına uğrama durumunda kalacaklarının hesabını yapmaktadırlar.

Çağdaş ülkelerde bir değişiklik yasa tasarısı hazırlanırken ayni anda buna ilişkin uygulamanın, duruma göre Tüzükleri, Yönetmelikleri ve uygulayıcı personele yönelik "İç Genelgeler" de ayni sürede hazırlanmaktadır. Bu düzenlemeler yapılırken de yatırımcıya veya vatandaşa en pratik, süratli ve adaletli şekilde hizmet etme yöntemleri dikkate alınmakta bunlara ilişkin eğitici broşürler ve ilanlar hazırlanmak suretiyle elektronik hizmetlerden de yararlanılarak kamuoyuna duyurulmaktadır.

KKTC'de ise durum bu mu? Bizdeki durum "istim arkadan gelsin" anlayışıdır. Hangi dairemizin çalışma esas, kıstas ve prensiplerini düzenleyen "Çalışma Yönergesi veya Yönergeleri" veya vatandaşı bilgilendirme broşürleri vardır? Bunların olduğunu zannetmiyorum; şayet varsa bile eminim bu düzenleme yıllar öncesine ait ve aradan geçen uzun süre dolayısıyla kısmen veya tamamen etkinliğini yitirmiştir.

Pekâlâ, KKTC'de bu aşırı, hantal ve akılalmaz bürokrasi nasıl oluştu? Kanaatimce bu durum aşağıdaki nedenlerden biri veya birkaçının bir araya gelmesi ile oluşmuştur.

  1. Üçlü Kararname yönteminin uygulamaya konması ve bürokraside başarı, eğitim, verimlilik ve liyakat kriterlerinden uzaklaşılması ile kamu görevlilerinin özlük haklarının açık barem (otomatik) sistemine dönüştürülmesiyle kamu görevlilerinin kendilerini geliştirme motivasyonunun kaybolması;

  1. Kamu kurum ve kuruluşlarının verimliliği için "Çalışma Yönergesi" veya "İç Genelge" düzenlenmemiş olması dolayısıyla gerçek performans ölçümü yapılamadığından gerek kamusal hizmetlerde, gerekse diğer devlet daireleri ile koordinasyonun nasıl yapılacağı hususunda çeşitli tereddütlerin doğması nedeniyle yatırımcılardan veya vatandaşlardan gereksiz bilgi, belge ve formalitelerin talep edilmesi v.s. nedenlerle "bugün git yarın gel" durumunun ortaya çıkması;

  1. Yetki ve sorumluluklarına vakıf olmayan veya yeterli mesleki eğitim, tecrübe ve bilgiye sahip olmayan bazı kamu görevlilerine mesleki güvensizlik dolayısıyla vatandaşlara karşı agresif davranışlar içine girenler hakkında hiçbir disiplin önlemi alınmamış olması;

  1. Bazı görevlilerin kişisel egolarını veya meraklarını gidermek amacıyla yapacakları işlemlerle hiç ilgisi olmayan konularda vatandaş ve işletmelerden gereksiz bilgi ve belge talep etmek veya kendi yapacakları işlemleri de vatandaşın veya yatırımcının boynuna yüklenmek istenmesine karşı hiçbir önleme başvurulmamış olması;

  1. Denetim ve eğitimden uzak bırakılmaları dolayısıyla ayni kuruma ait şube, bölüm veya birimlerin kamusal uygulamalar da değişik yöntemlerin oluşmasına gözyumulması;

  1. Kişisel veya siyasal düşünce farklılıkları dolayısıyla vatandaşın veya işletmelerin başvurularının değerlendirme ve sonuçlandırma süresinin uzatılması için bazı görevliler tarafından çeşitli gerekçe ve mazeretlerin üretilmesini önleyecek düzenlemeler yapılması;

  1. Bazı görevliler tarafından vatandaşlara, işletmelere ve yatırımcılara genelde potansiyel kaçakçı, yalancı, üçkağıtçı gibi art niyetli düşünce ile yaklaşma alışkanlığının yaygınlaşmasına ilişkin önlemler alınmaması;

Yukarıda belirtmiş olduğum hususlara sadece devlet dairelerinde değil ayni zamanda birçok Belediyede ve diğer kamu kurum ve kurumlarında da sık rastlamak mümkündür.

Siyasi partilerin esas görevi iktidara geldiklerinde ilk iş olarak vatandaşın hayatını kolaylaştırmak olmalıdır. Bu yapıldığı zaman ancak vatandaş iktidar değişikliğinin yapıldığını hisseder ve anlamaya başlar. "Vatandaşın hayatını kolaylaştırmak" deyimi ne anlama gelir? Vatandaş, devlete karşı olan yükümlülüklerini veya devlet nezdinde yerine getirilmesi gereken işlemleri, kuyruklarda uzun süre beklemeden, "bugün git yarın gel" ile karşılaşmadan, mümkün mertebe tek elden, pratik ve anında hallettiğinde ve ödediği vergi, resim veya harcın hizmete dönüştürüldüğünü gördüğü zaman hayatının kolaylaştığını anlamaktadır. Keza, ister yerli, ister yabancı yatırımcı veya işletme olsun yatırımının karşılığını daha görmeden karşılaşacağı bürokratik engel ve/veya gereksiz formaliteler ile fuzuli zaman kayıpları onları bu amaçlarından vazgeçmelerine neden olmaktadır.

Bu durumdaki bürokrasinin yaratmış olduğu maliyeti bunları yaratan kamu görevlilerinden sorulmadığı ve bunun sebep olduğu sosyo-ekonomik olumsuzlukların hesabını vermedikleri için bunlara neden olanlar herhangi bir şekilde etkilenmediklerinden bu durum katlanarak daha kötüye gitmektedir. Örneğin, 72 milyon nüfusa sahip Anavatanımızda satış veya herhangi bir konuda taşınmaz mal işlemi ile ilgili Tapu Senedi (Koçan) bir günde alınıyorsa, neden bizde evlada hibe edilen bir malın Koçanı dahi ancak 3-4 ayda alınabiliyor? Herhalde buna da izolasyonlar veya ambargolar gerekçe olarak gösterilemez. Bir yandan KKTC'deki inşaatların ve yatırımların duraklamasından şikayet edilirken öteyandan bunların başlangıcını oluşturan tapu işlemlerindeki ağır bürokrasi ve sistemsizlik dolayısıyla gerektiği sürede gerçekleştirilemiyor. Bunun gibi yüzlerce örnek saymak mümkündür.

Bu durumlardan tüm vatandaşlar nasibini almakta olup bu kötü gidişin süratle sonlandırılması için Lefkoşa Milletvekili Sayın Tufan Erhürman'ın KKTC Cumhuriyet Meclisi'ne sunmuş olduğu "İYİ İDARE YASA'SI" önerisi 2 Ekim 2013 tarihli Resmi Gazete'nin 156'cı sayısında halkın bilgisine sunulmuştur.

Sözkonusu Yasa Tasarısı'nın genel gerekçesi incelendiğinde yukarıda belirtmeye çalıştığım verimsiz kamu hizmetleri ve yasa dışı işlemler karşısında vatandaşlara bazı haklar kazandırmaya yönelik olduğunu gördüm.

Genel gerekçelerden bazıları şöyledir:

  • "Bu bağlamda idare, faaliyetlerini makul süre içerisinde yapmak, gerekçesiz işlem yapmamak, işlemlerinden yurttaşları en uygun yollarla haberdar etmek ve yurttaşlara işlemlere karşı hangi süreler içerisinde hangi makamlara başvurabileceklerini bildirmek yükümlülüğü altında olmalıdır."

  • "Bunun yanında, yurttaşların idareye karşı dava açmalarını kolaylaştıran düzenlemelerin de yapılması, hak arama özgürlüğünün kullanılması ve idarenin hukukun üstünlüğü ilkesine bağlılığının sağlanabilmesi açısından elzemdir."

  • "…………. Bu nedenle, kamu gücü ayrıcalıklarından yararlanan özel kişileri de, bu ayrıcalıklardan "yararlanarak yapakları davranışlar acısından, bu Yasa bağlanımda kamu iadesinin sahip olduğu yükümlülük ve sorumluluklara tabi kılmak bu alanda günümüzde yaşanan gelişmelerin doğal bir sonucudur.""İyi İdare Yasası" KKTC hukuk sistemine uyarlanarak, bu iradenin gereklerinden biri olan iyi bir idareye sahip olma hakkının kullanılabilir hale gelmesini sağlamak amaçlanmıştır."

Ayrıca "İYİ İDARE YASA ÖNERİSİ" nin amacını açıklayan 3. maddesi aşağıdaki hususları içermektedir.

" Amaç: 3 Bu Yasa'nın amacı, özel kişilerin kamu gücü ayrıcalıklarını kullanma yetkisine sahip idareye karşı korumak ve bu kişilerin idari işlem eylem ve ikmallere karşı başvurabilecekleri hukuki yolları düzenlemektedir."

Bahse konu gerekçelere ve bu Yasa önerisinin içeriğine bakıldığı zaman yukarıda belirtmiş olduğum ve yıllardan beri KKTC'de devam eden, hatta doğal bir hale gelmiş olan verimsiz, hantal ve disiplinsiz kamu hizmetlerinin mevcudiyeti en nihayet bu yasa önerisi ile tescil edilmiştir. Bugüne kadar gelmiş geçmiş hükümetlerin sadece bir temenniden ibaret olan bu durumun kısmen de düzeltilmesi amacıyla, en nihayet yasal bir öneriye dönüştürülmüş olması çok sevindirici bir durumdur. Bundan dolayı değerli dostum Kemal Erhürman'ın oğlu olan Tufan Erhürmanı gönülden kutlar ve daha birçok kamusal düzensizliğe karşı hazırlayacağı yasal önerilerle el atmasını bekler çalışmalarında başarılarının devamını dilerim.

Ancak, adı edilen yasal önerinin yasalaşmasının kamusal hizmetlerin etkinliğine ve verimliliğine pek fazla yararı olacağını pek zannetmiyorum. Bu yasal düzenlemenin başarı olanağı ancak köklü kamu reformunun öncelikle gerçekleştirilme süresiyle mümkün olacaktır.

Vatandaşın hakkını adalet ilkeleri ve süresinde hizmet alabilmesi amacıyla yasalaşması öngörülen "İYİ İDARE YASASI" ve "KAMU REFORMU" çalışmalarına ilaveten yasası mevcut olmasına rağmen tüzükleri yapılmadığı için işlerlik kazanmayan mevzuat hakkında hükümet edenlerin dikkatini çekmeyi uygun gördüm:

14 Şubat 2006 tarihinde KKTC Meclisi tarafından oybirliği ile kabul edilip yürürlüğe girmiş bulunan 12/2006 sayılı BİLGİ EDİNME HAKKI YASASI'na neden hala daha işlerlik kazandırılmamıştır? Bu Yasa'nın işlerlik kazanması için 30. maddesinde öngörülen Tüzük neden henüz düzenlenmemiştir? Üstelik bu yasa bugünkü hükümetin büyük ortağı CTP döneminde yasalaşmış olmasına rağmen bu konuda hiçbir siyasinin görüş belirtmemesi de çok enteresan ve düşündürücüdür. Bu duruma benzer daha çeşitli yasaların olduğu kanaatindeyim. Ayrıca, çalışmayan kamu kurumları ya tasfiye edilmeli veya bunlara işlerlik ve etkinlik kazandırılmalıdır.

Özetle, KKTC'de bir tür kurumlaşmış olan bürokrasi canavarının neden olduğu sosyo-ekonomik gerileme ile tahribat ve güvensizliğin vatandaşlar üzerinde yaratmış olduğu ümitsizliğin bir an önce giderilmesi için kamu reformunun büyük bir kararlılıkla gerçekleştirilmesinin zamanı çoktan gelmiş hatta geçmiştir. İş bilmez, herkesi potansiyel üçkağıtçı kabul eden, elindeki yetki ile kendisini kamunun padişahı zanneden ve hiçbir zaman kendisini gerçek kamu görevlisi, yani kamunun hizmetkârı (sivil servant) olarak görme ilkesini benimsememiş olan bazı bürokratların bu durumlarını süratle düzeltmeleri için gerekli önlemler acilen alınmalıdır. Ayrıca, gerek daire içi organizasyonlar gerekse daireler arası koordinasyonlar ele alınarak güncelleştirilmeli veya ihdas edilmelidir. Sistemsiz hiçbir şeyin çalışamayacağı gerçeğine istinaden kamu hizmetleri bir sisteme ve mesleki disipline kavuşturulmalı, ödül ve ceza işlemleri ile liyakata azami özen gösterilmelidir.

KKTC'ne uygulanan izolasyonlar ile ambargolar kalkmış olsa veya Kıbrıs müzakerelerinde bir çözüme varılmış olsa dahi bu bürokrasi statükosu ve kamu görevlilerinin verimsizliği devam ettiği sürece sosyo-ekonomik başarıya ulaşmak mümkün değildir.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.