Bütçelerin gerekliliği ve önemi

Yayın Tarihi: 19/11/13 08:00
okuma süresi: 11 dak.
A- A A+
Yaklaşık birbuçuk ay sonra 2014 yılına gireceğiz. Bu nedenle, birçok ülkenin Maliye Bakanları takvim yılı esasına dayalı yeni yıl bütçe yasa tasarılarını hazırlamışlar ve Meclislerine sevketmiş bulunmaktadırlar. Bütçeler hükümetlerin ve tüm kamu kurum ve kuruluşları ile bilime dayalı çalışmayı prensip edinen işletmelerin en basit ifadeyle hazırlamaları gereken sosyo-ekonomik pusulalarıdır.

Maliye bilimi bakımından genel anlamda bütçeyi şöyle tanımlamak mümkündür. İleride gerçekleştirilmesi amaçlanan faaliyetlerin belirlenmesi ve bunların gerektirdiği harcamaların öngörülmesi yanında bu harcamalara ilişkin giderlerin hangi kaynaklardan sağlanacağının belirlenmesini kurala bağlayan bir mevzuattır.

Bu konu devlet ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarda sözkonusu olduğunda devletin yüklenmiş olduğu mali, sosyal ve ekonomik faaliyetler ile bu amaçların gerçekleştirilmesine yönelik politikalar ve uygulamalar daha da büyük önem kazanır, dolayısıyla da bu amaçlar paralelinde gerçekçi bir "bütçenin" hazırlanması kaçınılmaz olur.

Bir devletin veya kurumun ekonomik, sosyal ve mali açıdan gelişmesi için bütçenin siyasi açıdan da büyük önemi vardır. Bütçede ki gelirlerin ve giderlerin öngörülmesi, yönetilmesi ve uygulanmasının çok önemli olduğu ve ilgililerin üzerinde hassasiyetle durulması gereken bir özelliğe sahip olması gerekir. Diğer bir anlatımla, bütçe, belirli bir zaman süresini kapsayan bir finansman planı olup yasal yönü ile devletin, kamu kurum ve kuruluşları ile işletmelerin gelir, gider miktarlarını saptayan ve izlenecek olan politikaların yasal ve/veya idari bir düzenlemesidir.

Bu gerçekten hareketle, devlet bütçesi, devletin yüklenmiş olduğu mali, sosyol ve ekonomik sorumlulukları gerçekleştirilmesi bakımından bir yasa kapsamında öngörülen ve gelir, gider ve bunların uygulanması ile yürütülmesine yetki verir.

Bütçe, aşağıdaki nedenlerden dolayı üzerinde hassasiyetle durulması gereken özelliklere sahip olması gereken teknik bir yasadır:

  • Bütçe yasası yürütme organına sosyo-ekonomik konularda yol gösterir;

  • Yürütme organına faaliyetlerini sevk ve idaresi ile bunların denetimine olanak sağlar;

  • Yönetimin tüm işlem ve uygulamalarını yasal kurallara bağlar;

  • Çeşitli nedenler dolayısıyla meydana gelebilecek sapmaların veya istismarların önlenmesine yardımcı olur;

  • Öngörülmüş olan kurallar vasıtasıyla iktidarlar tarafından gerçekleştirilen faaliyetlerin kontrolüne ve denetimine olanak sağlamak suretiyle başarı veya başarısızlıklarının kıyaslanmasına olanaklar verir.

Diğer bir anlatımla, gerek kamu gelirleri ve giderlerinin gerçekleştirilmesi, gerekse yukarıdaki özellikler nedeniyle bütçe yasasının düzenlenmesi ile öngörülerin ülke gerçeklerine göre hazırlanması çok büyük önem taşımaktadır. İşte bu önem dolayısıyladır ki bütçe yasasının hazırlanmasına, uygulanmasına, görüşülmesine ve kabulüne ilişkin aşağıdaki kurallar Anayasamızın 92. maddesinde yeralmıştır.

"Madde 92.

  1. Devletin ve Kamu İktisadi Teşebbüsleri dışındaki kamu tüzel kişilerinin harcamaları yıllık bütçelerle yapılır.

  2. Bütçenin hazırlanması ve uygulanmasına ilişkin kurallar yasa ile düzenlenir.

  3. Bütçe yasasına, bütçe ile ilgili kurallar dışında hiçbir kural konulamaz.

  4. Bütçe tasarısı, Bakanlar Kurulunca, mali yılbaşından en az iki ay önce Cumhuriyet Meclisine sunulur.

  5. Bütçe Komitesi, en geç bir ay içinde, bütçe konusundaki çalışmalarını tamamlar.

  6. Milletvekilleri bütçe tasarısının Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulunda görüşülmesi sırasında, giderleri artırıcı veya gelirleri azaltıcı önerilerde bulunamazlar

  7. Cumhurbaşkanı, Cumhuriyet Meclisi tarafından kabul edilen bütçe yasasını on gün içinde Resmi Gazete'de yayımlar."

Yukarıdaki kurallara ilaveten Anayasamızın 93. maddesi kuralları, ayrıca bütçeye ilişkin kesin hesap yasa tasarılarının en geç bir yıl içinde Bakanlar Kurulunca Sayıştay'ın genel uygunluk bildirimine ilişkin raporunun da Cumhuriyet Meclisine sunulmasını zorunlu tutmuştur. Üstelik bu zorunluluk belli sürelere bağlanmıştır.

İzleyebildiğim kadarıyla sadece devletin değil kamu kurum ve kuruluşlarının da Sayıştayın uygunluk bildirimlerini içeren kesin hesapları da 2008 yılından sonra Meclise sunulmamıştır veya Meclisin onayını almamıştır. Sunulmuş olsalar dahi hükümet değişikliği dolayısıyla kadük olmuştur. Bu durum siyasilerin ve/veya kurumları yönetenlerin maalesef bütçelere verdikleri önemin ne kadar zayıf olduğunu gösteren en somut bir göstergedir. Şayet bu durum yasalardaki boşluklardan kaynaklanıyorsa bunlara ilişkin ilgili yasalara yaptırım kuralları getirilmelidir.

Yani, bir kere düşünün ki gerek Meclisin onayladığı bütçe yasası gerekse Bakanlar Kurulu'nun onayladığı kamu kurum ve kuruluşlarının bütçelerinin kesin hesap sonuçları siyasileri ilgilendirmediği için Anayasa'nın 93. maddesi kurallarına rağmen ihmal edilmesinden hiçbir makam sorumlu tutulmamakta ve buna neden olanlar hakkında yıllarca hiçbir yaptırım uygulanmamakta ve önlem de alınmamaktadır.

Görebildiğim kadar yasalarımızda birçok konularda yetki kuralları olmasına rağmen bu kuralları gerektiği gibi uygulamayan, savsaklayan, dolayısıyla da maddi veya manevi çıkar elde edenler hakkında hiçbir cezai kurallar uygulanmamaktadır. Maalesef ülkemizde yeterli şeffaflık, hesap verebilirlik ve cezalar olmadığından başta siyasiler olmak üzere kamu kurum ve kuruluşların yetkilileri dilediklerini yapmakta kendilerini serbest kabul etmektedir.

Devlet, bütçe yasasında öngörülen mali kaynakları sağlaması amacıyla halka yönelik vergi ve benzeri mali yükümlülük uygulamalarıyla ekonomiden ve milli gelirden bir miktar para çekmekte, mal ve hizmet almak içinde kamu harcamaları vasıtasıyla da bunları tekrar ekonomiye aktarmaktadır.

Öteyandan, özellikle devlet bütçesinin bir mali yıl içinde ekonomiye nasıl müdahale edeceğinin sınırlarını belirten bir hukuk belgesi olduğu gerçeğini gözönünde bulundurarak mali kuralların en önemlisi durumunda ki bütçe ile yürütülme organının (hükümetin) bir mali yıl içinde izleyeceği maliye politikasını saptayan yasal bir düzenleme olduğu gerçeğinden hareketle ilgili bütçe yılı içinde öngörülen gelir kaynaklarına ilişkin vergi, resim, harç, fon ve ücret uygulamaları hakkında da gerekli yasal düzenlemelerin veya değişikliklerin ayni dönemde bütçe yasası ile birlikte Meclis tarafından onaylanması için gerekli yasal düzenleme işlemleri yapılmalıdır.

Bu konuda gerekli yasal düzenleme işlemleri bütçe yasası ile ayni dönemde yapılmaması halinde, bugün olduğu gibi özellikle her türlü vergi ve fon düzenlemeleri daha sonra da belirsiz zamanlarda, sırf bütçe açıklarını kapatmak amacıyla yapılacak artışlar ekonomik potansiyeli menfi yönde etkilenmesinin en büyük nedenini oluşturmaktadır.

Özetle, bütçe ülkenin sosyo-ekonomik özelliklerini ve gerçeklerini dikkate alarak ve halkın ihtiyaçları da gözönünde bulundurularak en etkin karar ve tercih mekanizması içinde yapılması büyük önem taşır. Veriye ve gerçeğe dayandırılmayan kararlar ve mesnetsiz tercihler ile öngörüler sonucu amaçlanan sosyo-ekonomik hedeflere ulaşmak olanaksızdır. Ayni kural kamu kurum ve kuruluşlarının bütçeleri hatta işletmeleri için de geçerlidir.

Kamu ekonomisinin tercihini belirleyen bütçeleme işlemi, her ülkede siyasi bir özellik taşır ve bu süreçte bütçeler hem bir yasal belge, hem de bir araç gibi kullanılma özelliğine sahiptirler. Bütçe, bir yandan hükümetin halkın istekleri ve tercihleri doğrultusunda bir yıllık bir çalışma programını oluştururken, diğer taraftan "hazırlama-uygulama-kontrol ve denetim" sürecinde etkin bir işleyişin gerçekleşmesine azami gayret göstermelidir.

Güncel ve gerçekçi istatistiki bilgilere sahip olmayan bir devletin hangi bilimsel esas ve kıstaslara dayanarak etkin bir bütçe hazırladığını nasıl yapıldığını merak ediyorum. Sadece tasarruf önlemleri ile bütçenin hedefine ulaşması olanaksızdır, çünkü aşırı tasarruf çok küçük ekonomimizin başta esnafa ve diğer ekonomik aktörlerin cirosunu azalttığı için ayni nispette vergi gelirleri de menfi yönde etkilenir. Bu durumdan dolayı oluşacak ilave bütçe açıklarının kapatılması amacıyla iki seçenek kalmaktadır. Bir tanesi borçlanmak, diğeri ise vergi ve fonları artırmaktır ki bu da ekonomik aktörlerin faaliyetlerini olumsuz yönde etkiler.

Sonuç olarak:

Kamu reformu yapılmaz ve kayıtdışı ekonomi ile etkin bir mücadele başlatılmazsa;

  • Bütçenin uygulamasını ve başarısını dönemsel olarak ölçebilecek bağımsız bir izleme mekanizması (watchdog) ile sistemi oluşturulmazsa;

  • Bütçe disiplini uygulamasından daha da önemli olan mali disiplin uygulamasına gerekli önem verilmezse;

  • Devletin esas görevinin toplumun refahını ve yaşam kalitesini artırmak olduğunu dikkate alarak bütçe vasıtasıyla gerekli ekonomik önemleri almazsa;

  • Bütçeye tahsisat konulduğu için tümünün mutlaka harcanmasının gerekli olduğu anlayışından uzaklaşılmadığı ve harcamaların makul ve mantıklı esaslara dayalı yapılmadığı sürece;

hiçbir hükümet icraatlarının başarılı olma olanağı yoktur. Yeni hükümetin gerekli gereksiz siyasi atamalara hızla devam etmesi yukarıda belirttiğim prensiplere maalesef uyulmayacağının sinyallerini vermektedir.

Temennim 2014 yılı bütçesinin temelini oluşturan ekonomik verilerin ve göstergelerin en ciddi şekilde alınmak suretiyle hazırlanmış olması ve ilgili yılda vergi, resim ve harçlar ile fonlar zam yapma ve bunların oranlarını yükseltmek zorunda kalınmamasıdır. Bu nedenle, muhalefetin ciddi ve gerçeklerle bağdaşan eleştirilerine büyük ihtiyaç vardır. Aksi takdirde "bu durumun veya uygulamanın benzeri geçmiş iktidar veya iktidarlar döneminde de vardı" anlayışı içinde hareket edilmesi halinde KKTC'nin sosyo-ekonomisine hiçbir yararı olmaz.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.