Yetkili muhasip – murakıpların mesleki etik kuralları (2)

Yayın Tarihi: 22/12/14 08:00
okuma süresi: 10 dak.
A- A A+

Geçtiğimiz haftaki yazımda işletmelerin mali tablolarını bağımsız denetlenmeleri ve raporlamaları amacıyla Maliye Bakanlığı tarafından yetkilendirilen Muhasip-Murakıpların etik kurallarını açıklamaya çalışmıştım. Ayrıca, bugün yürürlükte bulunan bu konudaki yasal düzenlemelerin 1949 yılındaki Şirketler Yasası Gelir Vergisi ile Kurumlar Vergisi Yasalarındaki kurallara dayandırıldığı için bazı çağdışı kriterlere ilaveten sübjektif takdir yöntemlerine dayandırıldığı için verilen birçok yetkinin siyasi popülizm uğruna verilmiş olduğunu belirterek mesleğin itibarının erozyona uğradığını açıklamak suretiyle bu konuda çağdaş bir meslek yasasına acilen gerek olduğunu vurgulamıştım.

Bu nedenle, diğer ülkelerde olduğu gibi KKTC'nin de AB normları paralelinde çağdaş ve bağımsız bir kurum tarafından yönetilen bir Muhasebe ve Denetim Meslek Yasası'na her bakımdan ihtiyaç olduğunu belirtmiştim. Bu konuda çeşitli zamanlarda yapılan çalışmalar bazı kesimlerin statükoları veya menfaatleri bozulacağı için Bakanlar Kurulundan onay almamıştır. Ancak, yaklaşık bir yılı aşkın süre önce bugünkü hükümet tarafından onaylanarak Meclise gönderilen Meslek Yasasıda anlayamadığım ancak belirtmiş olduğum malum nedenlerle yine gündeme alınamamaktadır.

Bahse konu mesleğin ülke ekonomilerinin gelişmesindeki önemini belirtmek için dünyada genel kabul görmüş mesleki etik kurallar hakkında da açıklayıcı bilgiler vermeye çalıştım. Ancak, belirtmiş olduğum mesleki "etik kuralların" KKTC'de herhangi bir yasal düzenlemesi bulunmayan meslek yasasının disiplin veya cezai yaptırımlarının da olamayacağı için bahse konu yetki sahibi birçok kişinin ifa ettiği görevlerinde bu kurallara, gerektiği gibi uyulmadığı, dolayısıyla da KKTC'nin sosyo-ekonomik durumunun olumsuz yönde etkilediğini de ifade etmiştim.

Mesleki etik kurallardan söz etmek için bu kuralların yasa ve ilgili mevzuatla düzenlenmesi gerekir. Halbuki, KKTC'de böyle bir yasal düzenleme olmadığı için "etik kurallar" tanımı yerine "etik ilkeler" tanımının çok daha uygun olacağı görüşündeyim. Bunun başlıca nedeni de kurallar yasal düzenlemelere ve cezalara dayandırılır. İlkeler ise uzun yıllar zarfında ilgili toplumların makul, mantıklı ve vicdani çalışmaların sağlanması için meydana gelen yazılmamış esaslar olup bunların cezai uygulamaları yoktur. Buna karşın bazı meslek mensuplarının bahse konu uluslararası etik kurallara sadık kaldıklarını belirtmekte yarar görüyorum.

Durumun önemini dikkate alarak bugünkü yazımda bu konuda KKTC'de halen yasa ile saptanmayan mesleki etik kurallara, daha doğrusu etik ilkelere ilişkin görüşlerime yervermeye devam edeceğim.

Geçen haftaki yazımda belirtmiş olduğum uluslararası çeşitli etik kurallara ilaveten Yetkili Muhasip-Murakıp yetkisine sahip meslek mensupları, mesleklerinin ifasında birbirleri ile bilgileri paylaşmak ve dayanışmada bulunmak da ihmal edilmemesi gereken hususlar arasında yeralmalı, denetimleri sırasında saptayacakları bulgulara, yürürlükteki yasal esas ve kıstaslara uygun hareket edilip edilmediği konularında hazırlayacakları denetim raporlarında belirtmek suretiyle resmi kurum ve kuruluşlar ile iş sahiplerini de bilgilendirmekten kaçınmamalıdırlar. Keza, bağımsız meslek ifa etmelerine engel olacak uygulamalar ve davranışlardan da kaçınmalıdırlar.

Adı edilen mesleğin verilen yetki kapsamında ifa edilmesi için mutlak surette mesleğin ihtiyaçlarının karşılayacak donanıma sahip uygun bir işyerinde gerçekleştirilmesi gerekir. Bu yetki sahibi kişilerin ifa ettikleri mesleğin sorumluluğunun tamamen bilincinde olmalı ve herhangi bir şekilde haksız rekabet yaratacak girişimlerden kaçınmalıdırlar.

Öteyandan, bahse konu mesleği ifa eden kişilerin kendi meslek faaliyetleri dışında serbest meslek ifa etmeleri ticari temsilcilik, ticari vekillik ve acentelik faaliyetlerinde bulunmamaları, işletmelerde ortak, hissedar, yönetim kurulu üyeliği veya başkanlığı gibi görevlerde bulunmamaları temel etik kuralların başında gelmektedir. Ancak, meslek etiğine ters düşmemek ve kadrolu olarak çalışmamak koşuluyla, öğretim ve eğitim amacıyla ders vermek, gazete ve dergilerde yazı yazmak, seminer ile konferanslara katılmak, bilirkişilik, tasfiye memurluğu, hayır kurumlarında üyelik görevlerinde bulunmak belirtilen yasaklardan istanadır.

Diğer önemli bir etik kural ise yetki sahibi kişilerin meslekleri ile ilgili reklam yapmama kuralıdır. Sözkonusu meslek mensupları hiçbir şekilde iş elde etmek amacıyla dolaylı ve dolaysız yöntemlerle reklam yapamazlar. Ayrıca, bu kişiler başka bir meslek mensubu ile sözleşmesi bulunan müşterilere bilerek iş öneremez ve diğer meslek mensubu hakkında olumsuz yorum ve görüşlerde bulunulamaz. Ancak, tarafların haklı nedenlerle veya karşılıklı anlaşmalarıyla mevcut iş sözleşmesine feshetme hakları mevcuttur. Bu durumda, bahse konu meslek mensubunun almış olduğu veya yanında bulundurduğu defterleri ve evrakları müşteriye vermeleri veya göndermeleri gerekir.

Mesleğin onuru ile bağdaşmayan bazı etik olamayan davranışları şöyle özetlemek mümkündür.

  • Müstahdemlerine karşı uyumsuz davranışlarda bulunmak,

  • Aşırı alkol ve/veya kumar alışkanlığı ile bilinmiş olmak,

  • Yasaların öngördüğü makamlara ve müşterilerine gerekli bilgi vermemek veya kasten yanıltıcı veya sahte belge vermek veya düzenlemek.

"Yetkili Muhasip-Murakıp" yetkisine sahip kişilerin mesleki faaliyetlerinin ifasında uymaları gereken sözkonusu mesleki etik kuralların tümüne KKTC'de birkaç meslek mensubu veya muhasebe ve denetim firması dışında gerektiği gibi uyulduğunu iddia etmek maalesef mümkün değildir; bu da yukarda belirtmiş olduğum gibi tam, etik ve düzenleyici bir meslek yasasının mevcut olmamasından kaynaklanmaktadır. Hâlbuki diğer ülkelerde bu kurallar yasa ile düzenlenmiş olduğundan sözkonusu etik kurallara uymayanlara ilgili meslek kurumu tarafından uyarma cezası, kınama cezası, geçici olarak mesleki faaliyetten men cezası ve bazı durumlarda meslekten uzaklaştırmaya (yetkilerinin iptal edilmesine) kadar varan cezalara çarptırılmaları sözkonusu olmaktadır. Bunun dışındaki eylemler ise ceza yasaları kapsamında ele alınmaktadır.

Türkiye Cumhuriyeti bahse konu Meslek Yasasını 1987 yılından itibaren, KKTC ile 2000 yılına kadar benzeri uygulama durumda bulunmuş olan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ise bu konuda gerçekleştirmiş olduğu yasal düzenlemelerle bu mesleğin ifasına ciddiyet, bağımsızlık, disiplin ve etkinlik kazandırmıştır. Ayrıca, bu meslek ile ilgili oluşturulan bağımsız kurulun gerektiği hallerde muhasebe, denetim, mali ve ekonomik konularda hükümete resmi danışmanlık görevleri de yapabilmesine olanaklar tanınmıştır. Diğer bir anlatımla, Yetkili Muhasip-Murakıp mesleği resmen kamu görevi kapsamına alınmıştır.

Bu mesleklere ilişkin unvanlar ülkeler itibarıyla değişik şekillerde ifade ediliyorsa da bunların tabi oldukları mesleki etik kurallarda farklılık yoktur. Örneğin, "Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavir", "Yeminli Mali Müşavir", "Chartered Accountant", "Chartered Certified Accountant", "Certified Public Accountant" ve benzeri unvanlar gibi

Sözkonusu meslek yasası bugün Meclisten geçmiş olsa dahi bu yasa ile ilgili düzenlemelerin ve diğer mevzuatın gerçekleştirilmesi için en az altı ile on iki aylık bir süreye ihtiyaç olacağından bunun faydaları belki iki yıl sonra yansımaya başlayabileceği gerçeği de gözardı edilmemeli, birçok siyasilerin ve iktidarların yasa boşluklarından ve eksikliklerinden siyasi rant uğruna yararlanma arzularının hala devamında ısrar ettikleri gerçeğine karşı kararlı mücadeleye gerek olacağının da bilinmesi gerekir.

Özetle, kayıtdışı ekonomi ile mücadelenin en etkin araçlarından biri olan ve kamu maliyesinin olmazsa olmazlarından olan ancak KKTC'de halen bir yasası olmayan "Yetkili (Bağımsız) Muhasip-Murakıp" mesleğine etkinlik kazandırmak için bu mesleği yönlendirecek, eğitim düzeyini yükseltecek veya güncelleştirecek ve denetleyecek olan bağımsız statüde bir kurulun oluşmasını sağlayacak meslek yasasına acilen ihtiyaç olduğu inkâr edilemez bir gerçektir. Yıllardır bu yasanın meclisimizden geçmemesinin nedeni hiçbir mazerete bağlanamaz. Nitekim bu gerçek ve zorunluluk hazırlanan ve Bakanlar Kurulu tarafından 2013 yılında onaylanan "Kayıtdışı ile Mücadele Eylem Planında da" açıkça belirtilmiş ve Ocak 2014 tarihinde yasalaştırılması için takvimlendirilmişti.

Bahse konu yasal düzenlemeden yoksun bir meslek mensubundan faaliyetlerinde başarılı olmasını ve kendisini geliştirmesini beklemek pek mümkün değildir. Bu gerçeğini de dikkate alınarak bahse konu meslek yasasının acilen yürürlüğe geçirilmesi için tüm siyasilerin gerekli özeni ve katkıyı koymaları asli görevlerinin başında gelmektedir. Avrupa Birliği normlarını ağızlarından hiç düşmeyen siyasilerin bu konudaki umursamazlığını ve ciddiyetsizliklerini devam ettirmeleri halinde kamuoyunda çok azalmış olan güvenirlikleri daha da azalmış olacaktır.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.