Dernekler yasa tasarısındaki mali kurallar yeterli değildir (3)

Yayın Tarihi: 20/04/15 08:00
okuma süresi: 10 dak.
A- A A+
İki haftadan beri Resmi Gazete'nin 03 Mart 2015 tarihli Ek VI nüshasında halkın bilgilendirilmesine yönelik yayımlanan Dernekler Yasa Tasarısında yer alması gereken mali kurallar ile bazı eksik içerikler hakkındaki görüş ve önerilerimin bugün son kısmını kaleme almış bulunmaktayım. Geçen haftadaki yazımda bu görüş ve önerilerimin 12 tanesine daha (9-20) yer vermiştim.
Bu konudaki son yazımda geri kalan bazı görüş ve önerilerimi de ilgililerin ve yetkililerin bilgisine getirmeyi yararlı gördüm.
  1. Tasarı'nın 8'inci maddesine kural eklemek suretiyle Derneğin resmi onay makamı olan İle ilgili kaymakamlık tarafından tescil işleminin gerektiği gibi yapıldığını sürekli belgeleyen "Kayıt Belgesinin" Dernek Lokalinde veya idare merkezinde, herkesin kolayca görülebileceği bir yerde çerçevelenmiş asılının teşhir edilmesi zorunlu hale getirilmelidir. Ayrıca, her yıl yenilenen kayıt işlemleri de aynı şekilde teşhir edilmesi de zorunlu tutulması üye ve diğer ilgililere Derneğin yasallık durumu hakkında bilgi vermek bakımından büyük yarar sağlayacaktır.

  2. Günlük asgari ücret miktarını aşan harcamaların çek veya banka havalesi vasıtasıyla yapılmasını sağlamak amacıyla ve Derneğe yapılan ödemelerin de belli bir zamanda bankaya yatırılmasının zorunlu hale getirilmesi ile ödemelerin çift imza ile düzenlenmesi için her Dernek Tüzüğüne ( Md 7'ye) kural getirilmesi mali işlemlere güvenlik ve disiplin sağlayacaktır.

  3. Tasarının 24'üncü maddesinde Fasıl 74 Piyangolar Yasası kurallarına atıfta bulunulmuş olduğuna göre bu yasadaki Kıbrıs Lirası olarak ifade edilen parasal ceza miktarlarının yürürlükten kaldırılmak suretiyle caydırıcı olacak şekilde güncelleştirilmesine ilişkin yasal düzenlemeler de eşzamanlı yapılmalıdır.

  4. Tasarının 32. maddesi, T.C.M. Birlikler ve Dernekler Kanununu yürürlükten kaldırırken, Fasıl 112 Kulüplerin Kaydı Kanunu da yürürlükten kaldırılması, bu kanun altında tescil edilmiş örgüt varsa statüsünün Dernekler Yasa Tasarısı kapsamına dahil edilmek suretiyle yapılan düzenlemelere açıklık ve etkinlik kazandıracaktır.

  5. Özetle, ülkemizdeki her statüdeki Dernek ile diğer benzeri sivil toplum örgütleri, amaçladıkları faaliyetleri gerçekleştirirken bu örgütlerimizin yöneticilerini zan altında bırakmak değil, onların gerçekleştirdikleri mali işlemler hakkında üyelerine ve Devlete daha gerçekçi, şeffaf ve kapsamlı hesaplar hakkında bilgiler vermeleri için gerekli önlemler almalarına yardımcı olmaktır.

Bugüne kadar gelmiş geçmiş tüm iktidarlar, Dernek ile diğer benzeri sivil toplum örgütleri için gerek mali, gerekse idari konularda düzenleyici ve denetleyici etkin kuralları maalesef yürürlüğe koymamışlardır. Bunun aksine, bu örgütlerin Tüzüklerine veya Kuruluş Sözleşmelerine "hesap tutarlar" veya "gelir ve gider kaydı tutarlar" gibi uygulamada yoruma ve istismara açık ifadeler vasıtasıyla kurallar konulmasına göz yummuşlardır. Bu durum sonucunda bazı örgütlerde mali bakımdan sakıncalı sonuçların oluşmasına neden oluşturmuştur.
  1. Nasıl ki Vergi Usul Yasası, KDV Yasası ve diğer ilgili mevzuat kuralları ile mali istismarların önlenmesi için fatura, makbuz, vb. belgelerle muhasebe işlemlerine tek tip kayıt düzeni getirilmiştir, benzeri kuralların Dernekler ile diğer benzeri sivil toplum örgütlerinin mali uygulamaları için de düzenlemeler yapılması gerektiği görüşündeyim. Kar amacı ile ilgili işlemlerde bulunmamaları veya statüleri dolayısıyla gelir ve kurumlar vergisinden muaf tutulmuş olmaları bu örgütlerin genel kabul görmüş muhasebe standartlarına uygun hesap tutma ve mali tablolar düzenlemeyecekleri anlamına gelmemelidir.

  1. Dernek ile diğer benzeri örgütlerin bugüne kadar aldıkları her türlü mal ve hizmetler karşılığında yaptıkları harcamalar acaba onaylı fatura, makbuz, vb. belgelere dayanıyor mu? Tahsil ettikleri her türlü gelirlere karşılık makbuz veriyorlar mı? Satın aldıkları veya hibe olarak kabul ettikleri taşınır ve taşınmaz malların envanterini tutuyorlar mı? Borç ve alacaklar için muhasebe kayıtlarında işlem yapıyorlar mı?

  2. Bilanço denen mali tablo, bir işletmenin ve/veya kuruluşun amacı ve statüsü ne olursa olsun, belli bir tarih itibarıyla mal varlığını, borç ve alacaklarını, gelir veya gider fazlalığını ve taahhütlerini gösteren mali tablolar hangi sivil toplum örgütleri tarafından kullanılması gerektiği hakkında bahse konu Tasarıya kurallar konmalıdır. Nitekim, Vergi Usul Yasası'nın 89. maddesi, tüm sivil toplum örgütlerini de vergi yükümlüleri ile yaptıkları mal ve hizmet alımları hakkında dairesinin talep edeceği bilgi ve belgeleri verme bakımından zorunlu tutmakta, ayrıca bu Yasa'nın ilgili diğer maddeleri de bu bilgileri vermeyenler için çeşitli cezalar öngörmektedir. Bugüne kadar onaylı fatura, makbuz, vb. belge almamış olan bu örgütlere KDV Yasası'nda öngörülen hangi ceza kesilmiştir? Unutulmamalıdır ki vergiden muaf tutulmuş olmak ile hesap tutmak ve bu hesaplar hakkında bilgiler ile belgeler vermek ayrı konular olup vergi muafiyeti gerektiği gibi hesap tutmamak için neden oluşturmaz.

  3. Dernek ile diğer benzeri sivil toplum örgütlerinin Genel Kurulları tarafından seçilen ve genellikle mali denetim ile hiçbir bilgisi olmayan kişilerin oluşturduğu "Denetim Kurullarının" yapacağı denetimin geçerliliği ve güvenirliği her zaman yoruma açıktır. Bu kurullar tarafından yapılacak denetim ancak iç denetim amacına yönelik olmalı ve bunlar ile ilgili Tüzüklerde "İç Denetim Kurulu" olarak tanımlanmalıdır.

  4. Tüm siyasiler bir yandan çağdaş AB normlarından ve KKTC mevzuatını uyumlaştırmadan bahsederken, öte yandan da bahse konu sivil toplum örgütlerinin mali kayıtlarının amaca hizmet etmeyen en ilkel yöntemlerle yürütülmesine bugüne kadar izin vermiş olmasını anlamak mümkün değildir. Bunun nedenini anlamak mümkün olmadığı gibi bunun sorumluluğunu da dikkate almamak büyük hatadır.

Tüm Avrupa ülkeleri ve Türkiye her statüdeki sivil toplum örgütünün idari ve mali bakımdan denetlenebilmesi için özel mevzuat geliştirmek suretiyle bunların bağımsız denetim ve raporlama işlemlerinin yürütülmesini Maliye Bakanlığı tarafından verilen mali denetim yetkisine sahip kişi ve kuruluşlara vermişlerdir. Birçok ülke bu yöntem ve kuralları uygulamaya koymak suretiyle sözkonusu örgüt yönetimlerinin, başta üyeleri olmak üzere, halka ve devlete olan güvenlerinin artmasını sağlamışlardır. Mali tabloların yeknesaklığını gerçekleştirmek bakımından da birçok ülkenin ilgili Bakanlıkları tarafından dernek ile benzeri diğer sivil toplum örgütlerinin mali işlemleri için "Tek Tip Hesap Planları" yayınlamışlar ve takipçisi olmuşlardır.
  1. Bazı dernek ile benzeri sivil toplum örgütlerinin yıllarca Başkanlık koltuğunu ve yönetimini eline geçirmiş olanların belli sürelerle bu görevlerini başka üyelere devretmelerini sağlamak ve bu örgüt yönetimlerine dinamizm vs. yönetsel etkinlikler kazandırmak amacıyla Tasarıya belli sürelerle ve aralıklarla rotasyon zorunluluğu kuralı getirmek suretiyle yıllarca tek ve/veya belli kişilerden oluşan örgüt yönetimlerinin değişmesine olanak sağlamalıdır. Bu tür uygulamalara ilişkin kurallar özellikle halka açık şirket statüsündeki şirket yönetim kurallarının ve diğer kuruluşların oluşumunda yer almaktadır.

Sonuç olarak, hazırlanan söz konusu Dernekler Yasa Tasarısında her ülkenin olmazsa olmazlarından olan ve tüm sivil toplum örgütlerinin tabi olacakları mali işlemler ve etkin denetimlerle ilgili etkin kurallara yer verilmeli veya bu Tasarının yasallaşması daha da gecikecekse bu konuda 6/1961 sayılı T.C.M Birlikler ve Dernekler Yasası'nın Tüzük (Nizamname) yapma yetkisi veren 13. maddesine istinaden "Dernek ve diğer örgütlere ilişkin Mali İşler, Muhasebe Kayıt ve Bağımsız Denetim Tüzüğü'nün" (Nizamnamesinin) Bakanlar Kurulu tarafından düzenlenerek yayımlanması ivedilikle gerçekleştirilmelidir. Aksi halde, şimdiki durum gerek kayıt dışı ekonominin kayda alınması çalışmalarında gerekse bazı Dernek ile benzeri diğer sivil toplum örgütlerinin halkın güvenini kazanmaları uğraşlarında engel oluşturmaya devam edecektir.
Son üç haftaki yazılarımda Dernekler Yasa Tasarısının eksiklikleri ve hataları hakkında açıklamaya çalıştığım görüş ve önerilerim dikkate alındığında, bahse konu Yasa Tasarısının hazırlanmasında Maliye Bakanlığından ve/veya mali müşavirlerden özellikle mali konularda bilgi alınmadığı kanaatindeyim. Ne de olsa "ben yaparım olur" düşüncesi hala daha KKTC'deki egemenliğine devam etmektedir. Yukarıda belirtmiş olduğum mali düzenlemelerin siyasi partiler içinde düzenlenmesi ülkemizin siyasal faaliyetlerin şeffaflığı bakımından yararlı olacaktır.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.