Kamusal faaliyetlerde hesap verebilirlik (2)

Yayın Tarihi: 20/07/15 08:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+

Kamusal faaliyetlerde hesap verebilirlik konusunda geçen haftaki yazımın içeriğinde uluslararası hesap verebilirlik ilkeleri ve uygulamaları ile ilgili bilgilere ilaveten bu konun sadece bütçesel veya mali bakımından değil aynı zamanda bu zorunluluğun "çağdaş yönetim anlayışı" olarak tanımlanan değişim süreci kapsamında kamu hizmetlerini geliştirmeye ve etkinleştirmeye yönelik uygulamalar ile kamu yönetiminin sosyal sorumluluk ilişkileri hakkında da hesap verebilirliğin zorunlu hale geldiğini nedenleriyle açıklamıştım.

Bu arada, KKTC'nin bugün içinde bulunduğu hantal, verimsiz ve düşük kalitedeki hizmetler ile gerek kamu görevlileri gerekse siyasilerin halk nazarında neden güven kaybına uğradıklarına ilişkin bazı hususlara değinmeye çalıştım. Bu konudaki açıklamalarıma hesap verebilirlik zorunluluğunun günümüzde ne kadar önemli olduğuna dair bir miktar daha katkı koymak istiyorum.

Bugünkü KKTC bürokrasisinin yapısal ve fonksiyonel durumu dikkate alındığında, alt personelinden daha az bilgi, tecrübe ve eğitim durumuna sahip birçok yöneticinin mevcut olduğu için gerek hesap verebilirlik ilkelerinden gerekse personelinden hesap vermesini talep etmesinden söz etmek mümkün değildir. Sadece yürürlükteki Kamu Görevlileri Yasasını değiştirmekle kamu reformu gerçekleştirilemez. Buna ilişkin daha birçok düzenlemelere ve en önemlisi politik kararlılığa, gerçekçiliğe, adalete ve kalite ile verimliliğe çok büyük önem verilmesi gerekir. Bu arada sendikaları da ülkenin ekonomik geleceğini dikkate alarak hükümete gerçek anlamda yol gösterici ve destek verici olmalı, kişisel çıkarları ve egolarını bir yana bırakmalıdırlar.

Birçok kesimler, "hesap verebilirlik" kavramını maalesef dar açıdan ele almakta ve bunun sadece finansal hesaplamalar ile muhasebe konularıyla ilişkilendirmektedir. Bu inanç içinde olanların bu konuya sadece "Ne kadar gelir elde edildi?", "Ne kadar gider yapıldı?" ve sonuçta "Ne kadar Gelir ve Gider fazlalığı gerçekleştiği?" açısından bakmaları yeterli değildir. Önemli olan halkın seçtiği ve dolayısıyla kamu görevlileri ile üstdüzey yöneticilerini göreve atayan halkın sosyo-ekonomik hayatının, geleceğinin ve yaşamının siyasiler tarafından ne kadar kolaylaştırıldığıdır. Hesap verebilirlik, sadece ne kadar gelir elde edildiği veya edilmediği değil, ne yapıldığı veya yapılmadığı hususunda da hesap ve bilgi vermektedir. Bu nedenle, uluslararası genel kabul görmüş olan aşağıdaki ilkelere önem verilmesidir.

  • Sorumluluk (responsibility),

  • Denetim (audit),

  • Şeffaflık (transparency),

Bu ilkeler birbirleri ile çok yakından ilişkili, hatta içiçe olup mutlak bir zorunluluğu içermektedir. Şöyle ki;

  • Sorumluluk, sorumlu olarak bir takım faaliyetleri yerine getirebilmek amacıyla:

  • Gerekli yetkiye ve otoriteye sahip olmak;

  • Bunu kontrol edebilmek, hiçbir etki altında kalmadan görevine ve faaliyetlerine yön vermek;

  • Karar verme cesaretine sahip bulunmak;

  • Doğru ile yanlış arasında ayırım yapmak suretiyle ödül ve ceza işlemlerini tereddüt etmeden uygulama yeteneğidir.

  • Denetim, hesap verebilirlik ilkesinin ilişkili olduğu önemli bir kavram olup sorumluluğun yürürlükteki mevzuat ile etik kurallara istinaden yerine getirilip getirilmediğine ilişkin onay verip vermeyen ve görüş veren bir işlemdir.

  • Şeffaflık, hesap verebilirlik ilkesinin bir diğer ilişkili olduğu unsur ise şeffaflıktır. Yönetimde şeffaflığın temelini, herkesin ihtiyaç duyduğu bilgiye ulaşabilmesi gerekliliğini oluşturmaktadır.

Hesap verebilirlik ve şeffaflık ilkeleri birbirine bağlı, karşılıklı ve tamamlar özellikte üç ana başlık altında gerçekleştirilmektedir.

  • Bireysel hesap verebilirlik;

  • Örgütsel hesap verebilirlik;

  • Siyasi hesap verebilirlik;

Öte yandan, tüm kamu görevlilerinden beklenen en önemli özellikler, ifa ettikleri hizmetlerinde halkın yararını esas almaları, kamusal sorumluluk bilinciyle doğru, dürüst, ciddi ve adaletli hizmet verebilecek şekilde davranmaları, vatandaşın bilinçsizliğinden yararlanarak kendilerine veya görev yaptıkları kuruma haksız çıkar sağlamamalarıdır.

Özetle, kamu yönetiminde hesap verebilirlik, kendilerine görev, yetki ve kaynak verilen kamu çalışanlarının, kendilerinden beklenildiği gibi hareket edip etmediklerini değerlendirmeyi amaçlamakta olup yeni kurulacak hükümetin bu konuya da hükümet programında yer verilmesinin ülkemize yapılacak uygulamaların başında gelmelidir. Bu amaçla da özellikle sürekli iç ve dönemsel bağımsız denetimler ile mesleki standartlara ve normlara uyulmasına gerekli önem verilmeli, özellikle de çağdaş düzeyde mesleki bilgi ve davranış bilimi konularındaki eğitimlere gerekli özen gösterilmelidir.

Unutulmamalıdır ki memurlar ülkesine dönüşen KKTC'nin kamu görevlileri halkın birer hizmetkârıdır. İngilizce de kamu görevlisi "civil servant" olarak tanımlanmış olup, bunun Türkçe karşılığı "halkın hizmetkârıdır." Hâlbuki bugünkü mevcut duruma bakıldığında sayıları hergün artış gösteren kamu görevlileri ile diğer çalışanlar kendilerini "halkın kahyası" veya "çiftlik ağası" zannederek görev yapmaya çalışmaktadırlar. Bu durum devam ettiği sürece ne halkımızın yaşamı kolaylaştırılır, ne de ekonomik pastanın büyütülmesi için yatırımcılar KKTC'nde yatırım yapmaya karar verebilirler.

Her başarının başlangıç noktasının beyinde başladığı ve gerçekleşmesinde de kararlılık ile bilimselliğin geldiği gerçeğinin her konuda geçerli olduğunun sadece vatandaşlar değil, iktidarda bulunan siyasiler tarafından da bilinmesinin büyük önemi vardır. Bu da halkın siyasileri çok etkin denetlenmesinden geçmeli, bunun gerçekleşmesi için de KKTC'ne daha yararlı olacak olan kişilerin seçilmesi amacıyla siyasi partileri ile seçim mevzuatının değiştirilmesi gerekir.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.