Üretmeden tüketmenin plansız ülke yönetmenin sonucu hüsrandır

Yayın Tarihi: 07/12/15 08:00
okuma süresi: 12 dak.
A- A A+

Geçen haftaki yazımda da belirtmiş olduğum gibi bir süre KKTC Kamu Maliyesi ve özellikle de vergi hukuku hususundaki eleştirilerime, görüşlerime ve önerilerime ara vermeye devam edeceğim. Zaten bugüne kadar gerek yazılı gerekse görsel basında yapmış olduğum eleştiriler, vermiş olduğum görüşler ve yapmış olduğum öneriler ile siyasiler kılavuzlarının ve özellikle son on yılda gelmiş geçmiş Maliye Bakanlarının bir kulağından girip diğer kulağından çıkmıştır. Belki de bu konuda ne kendilerinin ne de çok bilir geçinen kılavuzların dikkatini bile çekmemiş veya hiç ilgi duymamışlardır.

Bunları nereden biliyorum bilir misiniz? Yasalara, ülke gerçeklerine ve uluslararası uygulamalara dayalı yapmış olduğum eleştirilerin, görüş ve önerilerin yüzde onu dikkate alınarak gerekli düzenlemeler yapılmış olsaydı KKTC'nin sosyo-ekonomisi ve kamusal hizmetleri bugünkü kadar kötü durumda olmazdı.

KKTC'nin bu duruma düşürülmesinin başlıca nedeni, tüm hükümetlerin yıllarca üretmeden tüketen nesiller yetişmesine zemin hazırlamaları, bu konuda önlemler almak yerine siyasi popülizm uğruna bu durumun daha da kökleşmesini teşvik etmesidir. Diğer bir anlatımla KKTC'nin tüm hükümetleri Türkiye'den aldıkları yardımları plana ve programa dayanmadan harvurup harman savurmaları, yani cevizcinin çuvalından oynamalarından dolayı oluşan yaşam tarzıdır.

Bu durum paralelinde çocuklarımızın test manyağı ve özel ders alma esiri yapmamız ve herşeyi hak etmeyi zannetmekle başlar. Gençlerimizin birçoğu en basit yiyecek yapmayı ve acil ihtiyaçlarını karşılamakta kendi kendilerine yeteri olmayı bilmiyorlar. Bununda nedeni ailelerin çocuklarına, hertürlü zorluğa katlanarak hak ettiklerinden fazla olanaklar sağlamasından kaynaklanır. Ağaçları, sebzeleri, balıkları, hayvanları, pek tanıyan yok. Yaz tatillerinde hayat tecrübesi edinmek amacıyla veya sanat, kültür, spor gibi faaliyetlerle ilgilenecekleri yerde faaliyet yapmayan veya iş yerinde çalışacağı yerde öğleye, hatta akşamlara kadar uyuyarak, zamanın çok büyük kısmının elektronik iletişim araçları ile oynayarak geçiren veya bütün zamanını akşam eğlencelerinde geçirenlerin sayısı çok. Üstelik bunlar çok çabuk sıkılıyorlar ve bir anda herşeyi elde etmekten başka bir şey düşünmüyorlar, üstelik de hiçbir şekilde tatminde olmuyorlar.

Çocuklarımızın bu hale gelmesinde aileler olarak tanıdıklarımızın veya komşumuz ne yapıyorsa aynısını hatta daha da fazla elbirliği ile yaptığımızı inkâr etmemiz mümkün değildir.

Öteyandan, 1974 sonrası başlayan ganimet düzeninin toplum üzerinde yaratmış olduğu adaletsizlik duygusunun, hak etmeden sahip olma hırsının oluşturduğu haksız ve gayrıyasal uygulamaların normal bir eylem olarak algılanmaya başlanmasına karşı KKTC'ni yönetenlerin hiçbir etkin önlem almamaları haksızları haklı duruma getirilmiştir.

Diğer bir anlatımla, hak etmeden çalışmadan, alın teri dökmeden, bir günde mal sahibi olanlar, rüyalarında görseler dahi inanmayanların mal mülk, servet sahibi olmaları veya siyasi partilere yalakalık yaparak üç siyasi imza ile üst kademe yöneticisi atananlar, gerekli çalışmayı yapmadan ve çabayı harcamadan üniversiteden mezun edilenler elbette ki üretmeden tüketmeye alıştırılanlardandır.

Bu alışkanlık çok kötü ve sonu hüsranla bitecek bir durumdur. Bir an önce genç nesillerimizin bu konudaki alışkanlıklarını değiştirmek için gerek eğitim sistemimizde gerekse ailelerin çocuk yetiştirme ile eğitilmeleri yöntemlerinde ve yaşam felsefelerinin dünya gerçekleri ile uyumlu hale getirilmesi için hükümet acil önlemler almalıdır. Özellikle, Kıbrıs sorununun görüşüldüğü ve bazı makamlar tarafından çözümün yakın olduğu iddia edilen bugünlerde eğitilmiş ve beceri sahibi bireylere büyük ihtiyaç vardır.

Ne demiş atalarımız: "Kolayca ve haksızca elde edilen herşey, kolayca kaybedilmeye mahkûmdur" İngilizce deyimle buna "Easy come easy goes"

"E-Devlete Geçiş ile Vergi ve Kayıtdışılık Önlenecektir"

Geçen hafta sayın Maliye Bakanı'nın Kıbrıs TV'de katıldığı Markaj Programında vergi uygulamalarına ilişkin yapmış olduğu açıklamasında e-devletin bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini böylece vergi gelirleri sorununun bu şekilde sorun olmaktan çıkacağını, ayrıca bu sisteme geçilmesi halinde kayıtdışı ekonominin de tespiti konusunda daha başarılı olacaklarını ifade ederek örnek olarak lahmacun satan ve alanların dahi vergi kapsamına alınarak vergilendirileceğini belirtmiştir. Bu konudaki görüşlerimi şöyle özetleye bilirim;

  • E-devlet uygulamasını bir an önce hayata geçirilmesini kim yapacak? Kendi halinde yaşayan vatandaşlar mı? Yoksa yıllardan beri iktidarın büyük ortağı olarak yaklaşık son 10 yılda hükümet eden ve genelde Maliye Bakanlıklarını uhdesinde bulunan ve hazırladıkları tüm hükümet programlarında e-devlete geçiş konusuna ısrarla yerveren CTP ağırlıklı hükümetler mi yapacak? Birileri onlara engel mi oldu? Yoksa bu durum ilgisizliğin ve beceriksizliğin bir sonucu mu?

Anımsadığım kadarıyla bugünkü İçişleri Bakanlığı binasına da zamanın CTP'li Bakanı tarafından "akıllı bina" rütbesi verilmiş ve günlerce basınımız da yeralmıştır. Ben şahsen bu binanın neresinin akıllı olduğunu henüz anlamış değilim. Yoksa giriş kapısının otomatik açılıp kapanması mıdır? Sadece gördüğüm kadarıyla bu binanın yakında tamire ihtiyacı olacaktır.

  • Varsayalım ki KKTC e-devlet uygulamasına geçti. Vergi hukukunu uygulayacak vergi incelemesini, vergi tarhını, tahakkukunu ve tahsilatını bu elektronik iletişim sistemleri mi yapacaktır?

Sn. Maliye Bakanı'nın aynı televizyon programında vermiş olduğu bu beyanat bana birkaç yıl önce Ersin Tatar'ın Maliye Bakanı olduğu zamanda çeşitli vesilelerle vermiş olduğu benzeri beyanatlarını hatırlattı. Ne diyordu Ersin Tatar; "Lefkoşa'da inşa edeceğimiz Gelir ve Vergi Dairesi binası ile vergi kayıp ve kaçaklarını ortadan kaldırmak suretiyle kayıtdışılık ortadan kaldırılarak devletin gelirlerinde büyük artış sağlayacağız" demişti. Pek ala ne oldu?

Bahsedilen bina TC Yardım Heyetinin katkılarıyla bitti ve kullanılmaya üç yıl önce başlandı. Ancak vergi kayıpları ile kayıtdışı eylemler bitmedi, üstelik de artış gösterdi. Kaldı ki bu beyanatı veren zamanın Maliye Bakanı Ersin Tatar eğitim ve meslek bakımından bir hesap uzmanı idi. Bu da gösteriyor ki siyasiler beyanatlarda bulunurken ayakları yere tam basmadığından hayali açıklamalar yapmaktadırlar.

Yıllardır yapılan çalışmalara rağmen Sayıştay Raporunda da yeralan Sağlık hizmetlerini bile otomasyona gerektiği gibi dönüştürmeyen, Tapu Dairesini TC Yardım Heyetinde görevli Sn. Hasan Kirman'ın özverili çalışmalarına rağmen halen gerektiği gibi etkin olmayan otomasyon çalışmalarının durumu ne olacak? E-devlet ile sair otomasyona geçiş için boşa harcanan zaman ve paraların hesabını kim verecek?

Mesleki eğitim, tecrübe ve vergi psikolojisinden anlayan, kendini mesleğine adamış personel ile gerekli organizasyona sahip olmayan hiçbir kurumun, uzay üssü benzeri araç-gerece sahip Vergi Dairesi binası olsa dahi kayıtdışılık karşısında başarı elde edilmesi mümkün değildir. Önce insan kalitesi sonra lojistik destekler olmalı, yasaları henüz tam olarak bilmeyen, tek hedefi gün geçsin maaş gelsin olan, terfi etmek için en yakın meslektaşına uydurma gerekçelerle jurnalayan ve makam almak için kavşaklarda siyasi parti bayrakları sallayan veya arabasına iktidardaki siyasi partinin rengini simgeleyen kurdele asan kişilere iki dudak arası görev yapmalarına olanak sağlamaya devam edildiği sürece vergi kayıp ve kaçaklarına neden olan kayıtdışı ekonomi oranı artmaya devam edecektir.

Sayın Bakan:

  • Kılavuzlarınız beceriksizliklerini kamufle etmek için size mazeret olarak gösterecekleri e-devlet gerekliliğinin konuya mutlak çözüm getireceğine inanmayın.

  • Başarının mantığa, tecrübeye, inanca, mesleki beceriye ve ekip çalışmasına dayandığını bildiğinizi umarak bu konuda daha gerçekçi kararlar almanızı beklerim.

  • Kamu Maliyesinin reçetesi detaylı şekilde 2013 yılında yayınlanan "KKTC de Kayıtdışı Ekonomi, Nedenleri Ölçümü ve Çözüm Önerileri Raporunda" mevcut olup bu konuda başka yöntemler aramak boşuna zaman kaybıdır.

Yatırımlar Teşvik Edilecektir

Özellikle Başbakan, Maliye, Ekonomi ve Turizm Bakanlarının her gün değilse dahi günaşırı en çok kullandıkları demeçlerden en önemlisi KKTC'deki yatırımların teşvik edilmesi konusudur. Ancak, gerçekte bu böyle mi? Bu hükümetin icraatlarına bakıldığı zaman bu demeçlerin içinin tamamen boş olduğu ve tam aksine yatırım yapmak isteyenlere de hertürlü engelleri çıkarmada ellerinden geleni yaptıkları veya bunlara göz yumdukları açıkça görülmektedir. Bunun başlıca nedeni siyasi iradesizlik, bazı kesimlere karşı korkaklık ve siyasi çıkar beklentisidir.

Kaldı ki Maliye Bakanı Sn. Birikim Özgür sözkonusu TV programında ekonomiyi büyütmek adına yapılması gerekenleri çok iyi bildiklerini ifade etmiş ve 2016 yılı içinde % 3,5 büyüme tahminine karşın bu büyümenin alınacak önlemlere % 5 olarak öngördüğünü belirtmiştir. Hükümetin bu tutumu devam ettiği sürece bu ülkede hiçbir yatırım gerçekleştirilemez, yabancı sermaye ve "know-how" gelmediği sürece hiçbir büyüme beklentisi gerçekleştirilemez. Bu nedenle de KKTC'de sosyo-ekonomik gelişme ve kalkınma mümkün olmaz. Bunlar yapılmayınca da Kıbrıs meselesinin muhtemel bir çözüm sonucunda Rumlarla herhangi bir konuda rekabet etme ve eşit koşullarda çalışabilmemiz mümkün değildir. Birikim Bey'in iyi niyetine ve düşüncelerine inanmakla birlikte öngördüğü konularda tek başına başarılı olmak mümkün değildir. Başarı cesaret ve ekip çalışması gerektirir. Böyle bir olanağı var mı? Bugün bu ve diğer kurumlarda ciddi önlem almayanların yarının çok geç olacağını şimdiden bilmeleri gerekmektedir.

Bilime, açık rekabete, plan ve programa dayanmayan uygulamaların hiçbir kuruma ve ülkeye yararı olmaz. Devletçi ekonomiye ve aşırı korumacılığa dayalı ekonomik yöntemler artık tarihe gömülmüştür.

Bir yandan KKTC Başbakanı ve Maliye Bakanı olarak Türkiye ile sürdürülebilir ekonomik protokollerin yapılmasının gerekliliğine vurgu yapılacak, öteyandan ise aynı makamlar Türkiye yatırımcısının KKTC'de şirket dahi tescil etmesine onay vermeyeceksin. Buna en açık ifade ile ikiyüzlülük denir.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.