Hükümetin vergi ve harç zamlari ne kadar yasaldir? (1)

Yayın Tarihi: 01/02/16 08:00
okuma süresi: 10 dak.
A- A A+

Yeni yılın Ocak ayını tamamlamış olduğumuz bu günlerde hükümet ile bazı Belediyelerin bütçelerine daha fazla kaynak yaratmak için vergi, resim ve harçlara artışlar yapmaya başlamışlardır. Bu artışlar ile yapılan düzenlemeler acaba ülkemizin sosyo-ekonomik durumunu, Anayasamızın artış yapmak için ilgili yasalarda ölçüler ile esas ve kıstasların bulunması gereken amir kuralların bulunup bulunmadığı dikkate alınarak mı gerçekleştirildi?

Ne yazık ki hükümet ve bazı belediyeler plansız ve programsızlığın yarattığı uygulamalar ile israflar sonucu bu artışları düzenlerken, acaba bunların genel ekonomi üzerinde yaratacağı olumsuz etkileri ve birçok hesapların Anayasamızın 75'inci maddesinin (3)'üncü fıkrasındaki amir kuralları hilafına hareket edildiğini biliyorlar mı? Durum böyle olunca da Türk Lirasının değer kaybetmesinin etkisi ve diğer olumsuzluklar dolayısıyla her geçen gün halkın alım gücü zayıfladığı için ekonominin ana enstrümanlarını oluşturan mal ve hizmet alım-satımları olumsuz yönde etkilendiğinden ekonomi çarkları çalışamaz duruma gelmektedir.

Maliye Bakanının basına verdiği beyanatta devlet çalışanlarına % 4.60 Hayat Pahalılığı ödemek suretiyle bu kesimin alım gücünün telafi edileceği belirtilmiştir. Öteyandan, Devlet Planlama Örgütü Müsteşarlığının Resmi Gazete' de yayınladığı tebliğine göre KKTC'deki yıllık enflasyon oranının % 7.78 olduğu ilan edilmiştir. Diğer bir anlatımla döviz artışının yarattığı tahribata ek olarak DPÖ'nün enflasyon hesaplamasının düşük yapılmış olmasına, yani gerçeği yansıtmamasına rağmen, yapılan zamlar ile Hayat Pahalılığı ödeneği arasında ücretlilerin aleyhine % 3.18 eksi bir durum oluştuğunu görmekteyiz. Devletten maaş alanların dışında hayat pahalılığı ödeneği almayanlara sözkonusu % 7.78 oranındaki enflasyon onların alım gücünü daha da azaltmış olacaktır.

Gelmiş geçmiş hükümetlerin ve Belediyelerin sırf bütçe açıklarını kapatmak amacıyla hiçbir yasal ölçüye, esas, kıstas ile ekonomik gerçeklere dayandırılmayan vergi, resim ve harç artışlarına ilişkin uygulamalarının yarısından fazlası maalesef Anayasamızın 75(3) kurallarına aykırı olarak gerçekleştirilmiş ve gerçekleştirmeye devam edilmektedir. Diğer bir anlatımla yetki aşımı yapılmıştır. Artış yapılan vergi, resim harçların ilgili olduğu yasaların 16 tanesinde Anayasamızın 75(3) maddesinin öngördüğü esas ve kıstaslar ile kriterler belirtilmemiş olmasına rağmen gayri yasal artışlara devam edilmektedir.

Anayasamızın "VERGİ ÖDEVİ" başlıklı 75'inci maddesi'nin Bakanlar Kuruluna vergi, resim harç ve istisna uygulama yetkisi verilmesi için ilgili yasalarda bu konuda esas, kıstas, ölçü ile üst ve alt sınırlarının bulunması gereğine ilişkin kurallar aşağıda belirtilmiştir.

"Madde 75.

  1. Herkesin, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür.
  2. Vergi, resim ve harçlar ve benzeri mali yükümler ancak yasa ile konulur.
  3. Yasanın belli ettiği yukarı ve aşağı hadler içinde kalmak, ölçü ve ilkelere uygun olmak koşuluyla, vergi, resim ve harçların bağışıklık ve istisnalarıyla oran ve hadlerine ilişkin kurallarda değişiklik yapmaya Bakanlar Kurulu yetkili kılınabilir.
  4. Geriye yürüyen mali yükümlülükler konulamaz".

Yukarıdaki kurallardan da görüleceği gibi mali yükümlülüklerin ancak yasa ile konulacağı kurala bağlanırken, sözkonusu maddenin 3'üncü fıkrası bu yetkilerin Bakanlar Kurulu tarafından uygulanabilmesi için ilgili yasalara yukarı ve aşağı sınırlar konması, ölçü ve ilkelerin belirlenmesi için kural bulunması koşuluyla ancak mümkün olacağı açıkça belirtilmiştir.

Birçok yasalarımız incelendiği zaman gerek hükümetlerin gerekse Belediyelerin uyguladığı vergi, resim ve harçlara getirilen artışların Anayasamızda açıkça yeralan hiçbir alt ve üst sınırları olmadığı gibi bu artışlara ilişkin hangi esas, kıstas ile ölçülerin dikkate alınacağını öngören kurallar maalesef olmadığı görülmektedir. Konu, sadece yıllık enflasyonun dikkate alınarak düzenlenmesi gerekçesi de yetersiz ve geçersizdir. Çünkü bu yetkinin birçok yasada üst ve alt sınırları ile süreleri veya sınırları belirtilmemiştir.

Bunun anlamı şudur. Hükümet ve Belediyeler diledikleri zaman ve miktarda tüzük değişiklikleri yapma yöntemiyle bahse konu kamu alacaklarına artışlar yapmakta, kendilerini serbest ve yetkili kabul etmekle yasaların üstüne çıkmaktadırlar. Bu tür uygulamalar Anayasamızın ilgili maddesine aykırı işlemler yapma anlamına gelmektedir ki bu davranış da siyasilerin hukukun üstünlüğüne önem vermediklerini göstermektedir.

Maalesef, bugüne kadar vergi, resim ve harç artışlarının büyük bir kısmı belirtmiş olduğum esas ve kıstasların ilgili yasalarda yeralmamış olmasından cesaret alan iktidarlar her yıl, hatta bazı durumlarda yılda birden fazla sürelerde diledikleri miktarlarda artış yapmayı kendilerine bulunmaz bir nimet ve sınırsız bir yetki olarak kabul etmektedirler. Bu yetkiyi kaybetmemek için de vergi, resim ve harç konusunda artış yapma yetkisi veren birçok yasalardaki ilgili maddelere üst, alt sınır ile esas alınacak ölçü ve ilkeler konulması yönünde gerekli yasal düzenlemeleri yapmamaktadırlar. Hükümet edenler yaptıkları artışların gerekçesini makul ve mantıklı nedenlere dayandıracakları yerde bu uygulamanın bir gelenek olduğu mazeretini ileri sürmekte ve gülünç duruma düşmektedirler.

Böyle bir tutum çok sakıncalı olup kamu alacaklarına ilişkin yasalarda yeralan miktarlarda Bakanlar Kuruluna veya Belediyelere tüzük değişiklikleriyle artış yapma yetkisi veren maddelerin bulunup bulunmadığı teker teker gözden geçirilerek artış yapma konusuna üst ve alt sınırlar ile artış hesaplamasında esas alınacak ölçü ve ilkeler hakkında kurallar getirilmesi için yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Bu düzenlemeler yasal dayanaktan yoksun yapıldığı sürece her zaman için Anayasaya ters olacaktır.

Diğer bir anlatımla, hiçbir yasanın Anayasanın üzerinde olmadığı gerçeği dikkate alındığında bahse konu artış sınırının ölçü ve ilkelerden yoksun düzenlemeler dolayısıyla yapılan artışların hiçbir hukuki geçerliliği olamaz. Bunun için de ilgili sivil toplum örgütlerinin mesnetsiz ve yasal dayanaktan yoksun yöntemlerle vergi, resim ve harçlar hakkında yapılan artışların iptali amacıyla adli mercilere başvuru yapması gerekir kanaatindeyim.

Bugüne kadarki uygulamalara bakıldığı zaman tüm meslek kuruluşları, sivil toplum örgütleri ile muhalefetteki siyasal partiler bu konuya sadece birkaç gün eleştiri ve protestolarda bulunmak suretiyle kendilerini tatmin etme yöntemine başvurmaktadırlar. Hâlbuki, ülkenin sosyo-ekonomik durumunun gerçekten olumsuz yönde etkilendiğinin kimse farkında değildir.

Öteyandan, yine Anayasamızın 47'nci maddesi, ekonomik ve sosyal hayatın düzenlemesi görevi ile sorumluluğunu devleti yöneten iktidarlara vermiştir. Bu madde kurallarına istinaden ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmayı demokratik yollarla gerçekleştirmeyi, bu amaçla ulusal tasarrufu artırmak, yatırımları toplum yararının gerektirdiği önceliklere yöneltmek ve kalkınma planlarını yapmak hükümetlerin ödevi olduğunu açıkça kurala bağlamış olmasına rağmen hükümet edenler bu kuralı hiç dikkate almadan bir padişah edası içinde diledikleri artışları ve diğer uygulamaları yapmaktadırlar.

Bugünkü uygulamalara bakıldığı zaman hükümetin ve Belediyelerin herhangi bir kalkınma modeline yönelik somut ve şeffaf planı ile programı maalesef yoktur. Hükümetin veya Belediyelerin tek planı ve programı! sadece vergi, resim ve harçlara artış getirmek suretiyle bütçelerine kaynak yaratmak, popülist uygulamalar ile fuzuli harcamalara devam etmek, ancak halkın ödediği bu kaynaklardan gerekli hizmetlerin verilmemesidir. Böyle bir duruma hiçbir çağdaş ülkede rastlamak mümkün değildir. Örneğin, her motorlu araç sahibi seyrüsefer ruhsatı, her taşınmaz mal sahibi emlak vergisi, temizlik, sağlık harcı ve sokak aydınlatma ücreti ödemesine rağmen çukurlu bozuk ve ışıksız yollarda seyahat etmeye devam ederken etraf da pislikten ve düzensizlikten geçilmemekte, keza sağlık ve eğitim hizmetlerinden de gerektiği gibi yararlanılmamaktadır.

Siyasi popülizm uğruna yapılan gereksiz harcamalar veya zamanında alınmayan önlemler ile diğer düzenlemelerin olumsuz sonuçlarının daha sonra zamanlara yüklenilerek giderilmesi çalışmaları da yasal değildir.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.