"Bekâra eş boşama çok kolay (1)"

Yayın Tarihi: 15/02/16 08:00
okuma süresi: 10 dak.
A- A A+

KKTC gündeminde yeralan konulardan bir tanesi motorlu araçların seyrüsefer ruhsat harçları uygulamasına son verilmesi ve bundan dolayı bütçede meydana gelecek mali kaynak ihtiyacının akaryakıt fiyatlarına yansıtılmasıyla karşılanması önerisidir.

Basın haberlerine göre bu konudaki önerinin motorlu araç satıcıları birliği başkanı tarafından yapıldığını ve bazı kesimlerin ölçmeden-tartmadan bu önerinin üzerine daldıklarını ve kendilerine göre özel formüller ürettiklerini görmekteyim. Bu önerinin gerekçelerinden bir tanesi seyrüsefer ruhsat harçlarının masrafsız tahsil edeceği, akaryakıtsız motorlu araç çalışamayacağı gerçeğine istinaden her araç sahibinin akaryakıt satın alma zorunda olacağı için bütçe gelirlerinin artacağı, aracını çok kullananın çok vergi ödeyeceği ve araç sahiplerinin de seyrüsefer ruhsat harcı ödemek için dairelerde zaman harcamayacağıdır.

Bu konuya yukarıdan tek gözle bakıldığı zaman makul ve adaletli zannedilebilir. Ancak, durum hiç de zannedildiği kadar basit, adaletli ve kolay değildir. Bu nedenle, öneriler yapılmadan önce her konunun kendine özgü ve özel koşullarında değerlendirilerek, ayrıca uygulanabilirliği ile ekonomik yönleri de objektif ve gerçekçi zeminde değerlendirilmesi gerekir. Şöyle ki, öncelikle motorlu araç seyrüsefer ruhsat harçlarının bilimsel ve vergi hukukundaki yeri ile gerçek amacının ne olduğuna bakmak gerekir.

Seyrüsefer ruhsat harçları tüm ülkelerde uygulanan bir gelir kaynağı olup buna ilişkin Kıbrıs'taki düzenleme 1940'lı yıllara hatta öncesine dayanır. Bilindiği üzere o yıllarda Kıbrıs İngiliz Koloni İdaresinde idi ve günümüze "seyrüsefer ruhsat harcı" olarak tercüme edilmiş olan bu harç "Road Tax" yani "Yol Vergisi" olarak tanımlanmıştır. Halk lisanında bu harç "değirmi veya yuvarlak" olarak da ifade edilmektedir. Yani yol kullanımı karşılığı ödenmesi gereken bir vergi türüdür.

Bu verginin ödenmesi bakımından motorlu araç sahipleri sorumlu tutulmuş, verginin ödeneceği matrah ise motorlu araçların, türü, tipi, kapasitesi, yaşı ve ağırlığı esas alınmıştır. Son yıllarda ise bu esaslara ilaveten motorlu araçların çevre kirliliğine neden olanlara ek harçlar ve vergiler veya çevreyi belli ölçülere göre kirletmeyenlere indirimli harçlar ve vergiler uygulamaya konmuştur. Böylece, motorlu araç sahiplerine çevreyi kirleten araçlarının elden çıkarmaları dolaylı olarak teşvik edilmektedir.

"Road Tax" ifadesinin karşılığı olarak "seyrüsefer ruhsat harcı" tanımına baktığımız zaman da motorlu araçların dolaşımı, yani yol kullanımı için ödenen harç anlamında olduğunu görmekteyiz. Genel anlamda "Harç" kelimesi ise devletin sunduğu hizmetlere karşılık yasal ölçülere dayandırılarak alınan bedel olarak tanımlanmıştır.

Diğer bir anlatımla, bahse konu bu harç motorlu araçların kamu yollarını kullanabilmeleri için devlete ödenmesi gereken bir yol kullanma bedelidir. Hal böyle olunca da motorlu araç sahiplerinin ödedikleri bu seyrüsefer ruhsat harçları ülkenin kara yollarının yapımında, bakım ve onarımı ile trafik sinyalizasyonu kapsamında harcanması gerekmektedir. Hâlbuki gerek ilgili yasadaki gerekse bütçedeki açık tanımına (seyrüsefer ruhsat harcı/Road Tax) rağmen bu amaçla tahsil edilen parasal miktarlar bütçeye intikal etmesine karşılık hükümetler maalesef bu gelir kaynağını başka amaçlar için kullandıklarından gerçek amaçlar için hiç denecek kadar çok az miktarlar harcanmakta ve halkımız ve özellikle araç sahipleri bu durumu tepkiyle karşılamaktadır.

Bu konudaki bilimsel açıklamamdan sonra "motorlu araç seyrüsefer ruhsat harcı" uygulanmasının diğer özelliklerine ilişkin aşağıdaki bilgileri ve görüşlerimi vermeyi her bakımdan yararlı gördüm.

Ödenmesi gereken bu harç, yol kullanımına ilişkin bir bedel olduğu için harç hesaplaması öncelikle araçların ağırlığı esas alınmaktadır. Bunun nedeni araçlar ne kadar ağır ise yolun yıpranması o kadar fazla olmaktadır. Bu konudaki düzenleme yapılırken şahsi araçlar, ticari ve kullanıma yönelik ekonomik esaslarda dikkate alınmaktadır.

Bu konuda esas alınan diğer bir ölçü ise motorlu aracın yaşıdır. Diğer bir anlatımla, 5, 10 ve 15 yıllık kullanım süresini aşan araçlara yıpranmaları dolayısıyla sahiplerine fazla tamirat bedelleri gerektirdiği nedeniyle bu harçlar sırasıyla %15,%40 ve %65 indirimli olarak hesaplanmakta ve sosyal adalet ilkesi sağlanmaktadır.

Seyrüsefer ruhsatı ödeme öncesi ilgili motorlu aracın geçerli sigorta poliçesine, fenni muayeneyi ve egzoz emisyon testini geçmiş olması sertifikalarına sahip olunması zorunluluğu dolayısıyla gerek motorlu aracın yol güvenliği ve çevreye uyumu sağlanmaktadır. Hatta, birçok ülke egzoz emisyon ölçümünün öngörülen kriterler üzerinde olan motorlu araçlar için bu harçlara ilave bedeller eklemek suretiyle çevre dostu araçların kullanımını dolaylı olarak teşvik etmektedir. Keza, gayriyasal yollardan edinilen araçların veya miktarların otomatik denetimi yapılmış olmakta, ayrıca araçların gerçek mülkiyeti de en az senede bir defa denetlenmiş olmaktadır.

Üç yıl süre seyrüsefer ruhsat harcı ödenmemiş olan motorlu araçların zorunlu fenni muayeneleri yapılmadığı için kayıttan silinmek suretiyle yollarda kullanılması yasaklanmış olmakla bir tür mülkiyet, yol ve trafik güvenliği sağlanmış olmaktadır. Ayrıca, ekonomik planlama bakımından gerekli istatistiki bilgilerin gerçekçi rakamlarda hesaplanmasına da katkı sağlamaktadır.

Bahse konu önerinin hayata geçirilmesi halinde farklı ağırlıktaki araçlar arasındaki değişik harç uygulamaları ortadan kalkacağı için vergi ödeme yükümlülüğünün temel esası ile tahsil edilen harçların amaca yönelik olması gereken adalet ilkeleri ortadan kalkmış olacaktır. Diğer bir anlatımla 500 kilogram ağırlıktaki bir araç ile 1524 kilogram ve yukarı ağırlıktaki bir araç sahibi tarafından kullanılacak olan akaryakıt bedeline eklenecek seyrüsefer harcı, her iki aracın sahibine aynı miktarda yansıtılacağından daha düşük ağırlıktaki yani düşük ağırlıktaki araç sahibinin aleyhine olacaktır. Örneğin, 500 kilograma kadar olan bir araç için 115 TL (500x0.23TL) seyrüsefer ruhsat harcı ödenirken, 1524 kilogram ağırlıktaki araçlar için ödenmesi gereken 2.088 TL (1.524x1.37) yerine aynı miktar ödenmiş olacaktır.

Meslekleri gereği eşya nakliyeciliği ve taksicilik yapanlar fazla akaryakıt kullanmaları dolayısıyla harcamaları büyük ölçüde artış göstereceğinden bu konuda etkilenecek olan mal ve hizmetlere büyük artış gelmesine neden oluşturacaktır ki bu da ülke ekonomisine ek pahalılık getirecektir ki KKTC ekonomisinin olumsuzluklarına ivme kazandıracaktır.

Traktör, biçerdöver, dozer ve benzeri araçlar kamu yollarını sürekli kullanmadıkları için seyrüsefer ruhsat harçlarından muaf tutulmuş oldukları dikkate alındığında acaba bu araçlar için satın alacakları akaryakıta dâhil edilecek harç payı bedelden nasıl ayrıştırılacaktır. Bu olanaksız olacağı için muaf olan bu araçlar için de harç ödenmiş olacaktır.

Dünyadaki teknolojik gelişmeler motorlu araçlar türlerine "Hybrid" (Hibrid) olarak tanımlanan bir araç türü daha kazandırmıştır. Bu araçlar benzin, mazot, Euro-dizel ve benzeri akaryakıttan başka bir enerji ile çalışmaktadır. "Hibrid otomobil" elektrik ve benzin motorunun bir arada olduğu sisteme denir.

21 Ocak 2016 tarihinde Resmi Gazete'de yayınlanan "Motorlu Araçlar Kayıt ve Ruhsat Harçları ile Sürüş Ehliyetleri için ödenecek Harçlar (Değişiklik) Tüzüğünde "Hybrid" (Hibrid) türü araçlara yönelik harçlar öngörülmemiştir. Ancak, 8 gün sonra ilgililerin, yetkililerin veya kılavuzların aklına gelmiş olacak ki akaryakıttan başka enerji ile çalışan motorlu araçlar için de düzenlemeler yaparak ilgili Tüzük Değişikliği yeniden belirlenerek 29. Ocak 2016 tarihli Resmi Gazete'de tekrar yayınlanmıştır.

Yapılan değişikliklerle "Hibrid" türü motorlu araçların seyrüsefer ruhsat harçları da belirlenmiştir. Bu düzenleme ile bu araçların harçları tamamen akaryakıt ile çalışan araçlara kıyasla yaklaşık % 46 oranında daha düşük miktarlar saptanmıştır. Örneğin, 100 kilogram ağırlığında akaryakıt ile çalışan bir araç 230 TL (1000kgx0.23TL) harç öderken, aynı ağırlıktaki bir "Hibrid" türü araç 130 TL (1000kgx0.13TL) ödeyecektir. Aynı ağırlıkta ve yaştaki motorlu araçların kullanımı nedeniyle meydana getirdikleri yol aşınması nasıl farklı olabilir? Çok merak ediyorum. Şayet sözkonusu düzenleme çevrenin kirletilmemesi için yapılmışsa o zaman öngörülmüş olan düşük harç tarifesi tüm çevre dostu (egzoz emisyonu uluslararası normlarda olan) akaryakıtla çalışan araçlara da sağlanması gerekmez miydi? Pek tabii adalet ilkeleri bakımından gereklidir ama nerede kılavuzların vizyon, bilgi ve tecrübeleri ile hukukun üstünlüğüne saygılar?

12 gerekçe altında toplamış olduğum gerekçeler ve görüşlerime gelen hafta devam edeceğim.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.