Dernekler Yasa Tasarısında muhasebe kayıt ve mali tablo düzenleme usullerine yer verilmelidir

Yayın Tarihi: 27/03/16 05:00
okuma süresi: 15 dak.
A- A A+
Yıllardan beri sürüncemede kalan Dernekler Yasası geçtiğimiz ay en nihayet Meclisten oy birliği ile geçmiştir. Sn. Cumhurbaşkanının onayına gönderilen sözkonusu tasarı bazı gerekçelerle Meclise geri gönderilmiş olduğu herkesin malumudur. Zaten bu Yasa'nın Meclis Genel Kurulunda görüşülmesinde onlarca hata veya eksiklikler nedeni ile bazı milletvekillerinin sonunda yaptıkları çeşitli önerilerden bu tasarının iyi düzenlenmediği ilgili Meclis Komitesinde de her bakımdan belli idi.

Gerek bazı sivil toplum örgütlerinin eleştirileri, gerekse Sn. Cumhurbaşkanının gerekçeleri arasında hiç konu edilmeyen, ancak gerek TC'de gerekse diğer ülkelerde, statüleri ne olursa olsun, dernek, kulüp, vakıf ve benzeri örgütlerin mali durumlarına ilişkin muhasebe kayıt, mali tablolara yansıtılması ve denetimi ile raporlama zorunluluğuna ilişkin hiçbir kurala yer verilmediği gibi bu konuda bu düzenlemelerin tüzük yöntemiyle yapılması için de Bakanlar Kuruluna hiçbir yetki öngörülmediğini gözlemledim.

Öncelikle şunu belirteyim ki bahse konu Yasa Tasarısında "dernek" tanımı kapsamına giren kuruluşların üyelerinden veya düzenleyecekleri etkinliklerden elde edecekleri gelirler ile devletin sağladığı çeşitli vergi muafiyetlerinin sonuçları hakkında gerek üyelerine gerekse yetkili makamlara ve kamunun usulüne göre hazırlanmış olan bağımsız denetim ile usulüne göre raporlanmış mali tabloların gereği gibi yerine getirilmesi zorunlu hale getirilmelidir.

Bu Tasarıya yönelik yapılan eleştirilerde, siyasal iktidarların diledikleri zaman Sivil Toplum Örgütleri'nin kapatılabileceği veya antidemokratik yöntemlerle baskı altına alınacağı hususlarında görüşler belirtilmekte ve gereken düzenlemelerin yapılması talep edilmektedir. Ben, bu Tasarı'nın demokratik olup olmadığına değil, gönüllülük esasına dayalı olarak kurulan Derneklerin ve benzeri Örgütlerin bu faaliyetlerini gerçekleştirmeleri için elde etmiş oldukları gelir kaynakları ile giderlerinin sadece kendi bünyelerinde oluşturulan "iç denetim kurulları" tarafından değil, bağımsız denetim yetkisine sahip kişi mesleki tecrübeye sahip veya firmalar tarafından da denetlenip raporlanmasının tercihe değil zorunluluğu üzerinde durmayı her bakımdan yararlı gördüm. Şayet şeffaflığa, hesap verebilirlik ilkelerine bağlı kalınacaksa muhasebe kaydı tutma, denetim ve raporlama konularına "tek düzen hesap planı" getirecek usul ve esaslar getirilmelidir.

Kıbrıs Cumhuriyeti döneminden beri yürürlükte bulunan 6/1961 sayılı Türk Cemaat Meclisi Birlikler ve Dernekler Yasası veya diğer yasalar uyarınca sivil insiyatife ve gönüllülük anlayışına dayalı olarak topluma hizmet vermek amacıyla çeşitli statüler altında kurulup tescil edilen Dernek, Birlik, Kulüp, Vakıf, Meslek Odaları, Federasyonlar ve benzeri kuruluşlar olarak faaliyet gösteren Sivil Toplum Örgütlerinin sadece üyelerine değil Devlete, dolayısıyla halka da hesap vermelidirler. Bu zorunluluğun nedeni ise sözkonusu Örgütlerin kaynaklarını halktan, devletten ve hayır fonlarından karşılamalarının oluşturduğu kamusal hesap verebilirlik gerçeğidir. Sözkonusu kuralların ilgili Yasa Tasarısında gerektiği gibi düzenlenmediği, dolayısıyla da bu Örgütlerin Tüzüklerinde veya Kuruluş Sözleşmelerinde etkin ve kapsamlı kurallara dayandırılmadığı için maalesef her zaman istismara açıktır. Kaldı ki, son yıllarda gerek bazı kişi veya işletme vs. kuruluşların kara parayı aklama, gerekse vergiden dolaylı kaçınma veya sair nedenler için bazı Sivil Toplum Örgütlerinin vasıta olarak kullanılabileceği iddialarını da duymamazlıktan gelemeyiz.

Her konuda yakın işbirliği ve dayanışma içinde olduğumuz, hatta çeşitli mevzuatı adapte etmekte olduğumuz T.C.'nin Dernekler Yasasında mali konulara ilişkin aşağıdaki temel usul kuralları mevcuttur:

  1. Defter ve Kayıtların tutulması Esasları ve kriterleri;

  • Genel Usul veya İşletme Esasında Tutulacak Defterler ve Uyulacak Esaslar;

  • Bilanço Usulü veya Esasında Tutulacak Defterler ve Uyulacak Esaslar;

  1. Defterlerin Tutulması Usulü ve Kayıt Zamanları;

  2. Mali istismarları önlemek amacıyla tutulacak defterlerin kullanılmadan önce Sivil Toplum Örgütleri'nin kuruluş ve tescilinden sorumlu Yetkili Makam (Kaymakamlık) tarafından onaylanması;

  3. Defter, belge ve kayıtların saklanması, süresi v.s. güvenlik önlemleri;

  4. Hesap dönemine ilişkin mali tabloların Yeminli Mali Müşavir (Yetkili Muhasip-Murakıp) tarafından denetlenmesi, raporlanması ve genel kurula sunulması;

gibi zorunlulukları örnek olarak gösterebilirim.

Mali işlere yönelik yukarıdaki düzenlemelere ilişkin kurallar bir Tüzükle de düzenlenebilirdi. Bu amaçla, adı edilen Yasa'ya Bakanlar Kuruluna yetki veren kural konmalı ve yukarıdaki kurallara ek olarak Türkiye Cumhuriyeti 1.1.1995 tarihinden itibaren mali tabloların düzenlenmesi hususunda Maliye Bakanlığının önerileri doğrultusunda, Dernek, Kulüp, Özel Vakıf ve diğer Sivil Toplum Örgütleri'nin mali işlemlerinin uluslararası muhasebe bilimi kapsamındaki belli kavramlar, ilkeler ve standartlar çerçevesinde hesaplara sağlamak, sonuçta ilgililere tutarlı ve karşılaştırılabilir verileri sunmak, dolayısıyla denetim işlemlerini de kolaylaştırmak amacıyla, ticari işletmelerde olduğu gibi, Dernek ve benzeri Örgütlere yönelik "Tek Düzen Hesap Plan" hazırlanmış ve buna tüm ilgililerin uyulmasını gerçekleştirmiştir. Diğer bir anlatımla, yukarıda belirtilen uygulama ile Derneklerin ve diğer Sivil Toplum Örgütleri'nin amaçları ve ihtiyaçları doğrultusunda gerekli hesapları kullanmak suretiyle muhasebe kayıtlarına açıklık, disiplin, ciddiyet ve sorumluluk sağlanmıştır. Öngörülen kurallara uymayan Örgütlere ise çeşitli cezalar getirilmiştir.

Bu konuda yapılan sözkonusu düzenlemeler AB uygulamalarına aykırı olmayıp, bilakis mali disiplinin sağlanması bakımından AB Direktiflerinde öngörülen ilkeler paralelindedir.

Mademki bu Tasarıyı düzenleyenlerin AB ilkeleri doğrultusunda hazırlandığı iddia edilmektedir o zaman da önermiş olduğum konulara da Tasarıda yer verilmesi gerektiği kanaatindeyim. Özellikle de en az 6 kurucu üye ile kurulabilecek bir Derneğin veya benzeri Örgütün başka üye yazmadan faaliyetlerini yürütebileceği durumu gözönünde bulundurulursa bu kişiler arasından kimler yönetim kurulunu, denetim kurulunu ve disiplin kurulunu nasıl oluşturup hesap verebilirlik yükümlülüklerini yerine getirecektir?

Özetle, Dernekler ve benzeri diğer Örgütler amaçladıkları faaliyetleri gerçekleştirmek ve faaliyetlerini sürdürmek için sürekli olarak mali gereklere ihtiyaç duymakta ve bu nedenle hesap tutma işlemlerine muhatap olmaktadırlar. Hal böyle olunca da bunların yürürlükteki mali mevzuata gerektiği gibi uyup uymadıkları sözkonusu olmaktadır. Temel amaç, bu Örgütlerimizin yöneticilerini zan altında bırakmak değil, onların gerçekleştirdikleri mali işlemler hakkında üyelerine, devlete ve halkımıza daha gerçekçi ve kapsamlı hesaplar hakkında bilgiler vermeleri için gerekli önlemleri almalarına yardımcı olmaktır.

Bugüne kadar gelmiş geçmiş tüm iktidarlar, Dernekler ve benzeri diğer Sivil Toplum Örgütleri için gerek mali, gerekse idari konularda düzenleyici ve denetleyici etkin kuralları maalesef yürürlüğe koymamışlardır. Bunun aksine, bu Örgütlerin Tüzüklerine veya Kuruluş Sözleşmelerine "hesap tutarlar" veya "gelir-gider kaydı tutarlar" gibi basit, uygulamada ise yoruma ve istismara açık kurallar öngörmeleri suretiyle yetinmişlerdir. Bu durum her bakımdan sakıncalı ve istismara açıktır.

Nasıl ki Vergi Usul Yasası ve KDV Yasası kuralları ile mali istismarların önlenmesi için fatura, makbuz, v.b. belgelerle muhasebe işlemlerine kayıt düzeni kuralları getirilmiş ise benzeri ayni kuralların Dernek ve benzeri diğer Örgütlerin statü ve gelir potansiyellerine göre mali uygulamaları için de usul ve esaslar getirilmesi gerektiği görüşündeyim. Ekonomik veya kar amacı güden faaliyetlerde bulunmamaları veya statüleri dolayısıyla gelir ve kurumlar vergisinden muaf tutulmuş olan bu Örgütlerin adı edilen yasalardaki kurallar ile mevzuata uymayacakları anlamına gelmez ve gelmemelidir.

Örneğin, bu Örgütlerin aldıkları her türlü mal ve hizmetler için yaptıkları harcamalar acaba Vergi Dairesi onaylı fatura, makbuz, v.b. belgelere dayanıyor mu? Tahsil ettikleri her türlü gelirlere karşılık makbuz veriyorlar mı? Bu makbuzların envanteri tutuluyor mu? Satın aldıkları veya hibe olarak kabul ettikleri taşınır malların envanterini tutuyorlar mı? Borç ve alacaklar için muhasebe kayıtlarında kayıtlar yapıyorlar mı? Bilanço denen mali tablo, bir işletmenin veya kuruluşun amacı ve statüsü ne olursa olsun, belli bir tarih itibarıyla mal varlığını, borç ile alacaklarını, gelir veya gider fazlalığını ve taahhütlerini gösteren mali tablolar acaba Dernek ve benzeri hangi Örgütler tarafından kullanılmaktadır? Vergi Usul Yasası'nın 89. maddesi, Sivil Toplum Örgütleri'ni de Vergi Dairesinin talebi üzerine bilgi ve belge verme bakımından zorunlu tutmakta ve ilgili diğer maddeleri de bu bilgileri vermeyenler için çeşitli cezalar öngörmektedir. Bugüne kadar Vergi Dairesi onaylı fatura, makbuz, v.b. belge almamış olan bu Örgütlere KDV Yasası'nda öngörülen hangi ceza kesilmiştir? Unutulmamalıdır ki vergiden muaf tutulmuş olmak ile hesap tutmak ayrı konular olup, vergi muafiyeti dolayısıyla gerektiği gibi hesap tutmamak için mazaret oluşturmaz.

Dernek ve benzeri diğer Sivil Toplum Örgütleri'nin Genel Kurulları tarafından seçilen ve genellikle eğitim, bilgi ve tecrübe bakımından mali denetim ile hiçbir ilgisi olmayan kişilerden oluşan "Denetim Kurulları'nın" yapacağı denetimin geçerliliği ve güvenirliği her zaman yoruma açıktır. Bu Kurullar tarafından yapılacak denetim ancak iç denetim amacına yönelik olabilir.

Bir yandan AB normlarından ve mevzuat uyumlaştırmalarından bahsedilecek, öteyandan da Dernek ve diğer benzeri Sivil Toplum Örgütleri'nin mali kayıtlarının amaca hizmet etmeyen en ilkel yöntemlerle yürütülmesine izin verilerek bu konuda hiçbir önlem alınmayacak. Bunun nedenini anlamak mümkün olmadığı gibi bunun sorumluluğu da büyüktür. Tüm Avrupa ülkeleri ve T.C., her türlü statüdeki Sivil Toplum Örgütü'nün idari ve mali bakımdan denetlenebilmesi için özel mevzuat geliştirmek suretiyle bunların bağımsız denetim ve raporlama işlemlerinin yürütülmesini Yetkili Muhasip-Murakıp yetkisine sahip kişi ve kuruluşlara vermişlerdir. Birçok ülke bu yöntem ve kuralları uygulamaya koymak suretiyle sözkonusu Örgütlerin başta üyelerine olmak üzere, halka ve devlete olan güveninin artmasını sağlamışlardır. Mali tabloların yeknesaklığını gerçekleştirmek bakımından da birçok ülke bu Örgütlerin mali işlemleri için "Tek Tip Hesap Planları" ile ilgili mevzuat düzenleyip yayınlamışlar ve takipçisi olmuşlardır.

Sivil Toplum Örgütleri'nin kuruluş, tescil ve faaliyetleri ile ilgili yürürlükteki mevzuatın yetersiz olduğu iddia edilirse de bu mevzuatın gerektiği gibi uygulamasını sağlamak amacıyla Bakanlar Kurulu'na Tüzükler ve Emirnameler yapma yetkilerinin verilmiş olduğunu, ancak çok gerekli olmasına rağmen hiçbir iktidarın bu konuda herhangi bir yasal düzenleme yapmadığının neden ve niçinini anlayamadığımı!! özellikle de KKTC'ni yönettiklerini zannettikleri siyasal iktidar yetkililerinin, kılavuzlarının ve halkımızın bilgisine getirmeyi yararlı görmekteyim. Örneğin, 6/1961 sayılı T.C.M. Birlikler ve Dernekler Yasası'nın 13. maddesi böyle bir yetkiyi hükümet edenlere açıkça vermektedir.

Kanımca, Sn. Cumhurbaşkanı Akıncı tarafından Meclise iade edilen Dernekler Yasa Tasarısında her ülkenin olmazsa olmazlarından olan ve tüm Dernek ve benzeri diğer Sivil Toplum Örgütleri'nin tabi olacakları mali işlem kayıtları ve etkin denetimleri ile ilgili etkin kurallara yer verilmelidir. Kanımca belirtmiş olduğum nedenler ve gerekçeler bakımından bahse konu Tasarıda "Mali İşler, Muhasebe Kayıt ve Bağımsız Denetim Tüzüğü'nün" düzenlenmesi için Bakanlar Kuruluna yetki verilmesi için kural konmalıdır. Aksi halde, gerek ekonominin kayıt altına alınması çalışmalarında, gerekse bu Örgütlerin halkın güvenini kazanmaları uğraşlarında engel oluşturmaya devam edecektir. Kaldı ki, Meclisin onayladığı ancak Resmi Gazete'de yayınlanmadığı için Tasarının içeriğinde daha birçok kavram ve terminoloji hataları ve/veya eksiklikleri olabileceğine inanmaktayım. Örneğin, 3 Mart 2015 tarihli Resmi Gazete de yayınlanan Tasarının 7(a) maddesinde Derneklerin Tüzüklerinde Disiplin Kurallarına yerverilmediğini anımsıyorum. Ümit ederim bu konudaki gerekli eksiklik giderilmiştir. Son olarak şunu da belirtmek isterim ki Dernekler ve benzeri diğer Sivil Toplum Örgütleri ile ilgili Tasarıda yeralan mali işlemler hakkındaki muhasebe kayıtları ve denetimleri konusundaki görüşlerimi 28.05.2010 tarihli yazımda ve 24.4.2015 ve 17.11.2015 tarihlerinde iki defa olmak üzere KKTC Meclis Başkanlığına iletmiş olduğum görüş ve önerilerimin ilgili Komitede dikkate alınmamış olmasının nedeni milletvekillerimizin "herşeyi en iyi sadece kendilerinin bildiklerini" ve her konuda "uzman kişiler" olduğu konusunda halkımızda mevcut olan kanaati bir kez daha kanıtlamıştır.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.