KKTC vergi hukukuna ilişkin Maliye Bakanına ve hükümete önerilerim

Yayın Tarihi: 25/04/16 08:00
okuma süresi: 11 dak.
A- A A+
Her değişikliğin nedeni mutlak süratle bir zorunluluktan kaynaklanır. Bu zorunluluğun başlıca nedenleri, bir önceki uygulamaların ve sistemin yeterli olmaması, aksak şekilde veya verimli çalışmamasıdır.

Bu gerçek sadece işletmelerde değil, tüm kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplum örgütleri için de geçerlidir. Bu gerçekten hareketle geçtiğimiz hafta CTP-BG ile UBP koalisyon hükümeti bozulmuş ve yerine UBP-DP hükümet oluşumu gerçekleşmiştir.

Yaklaşık dört yıldan beri gerek şahsımın gerekse ekonomi ile maliye biliminde uzman kişilerin görsel ve yazılı basında KKTC'nin bütçesi uygulamaları hakkında ve sosyo-ekonomik konularında yapmış olduğu eleştiriler ile önerilere gelmiş-geçmiş hükümetlerin özellikle Maliye Bakanları maalesef hiç önem vermemiştir.

Bu Bakanların kamu maliyesi ile ilgili yaptıkları yegane uygulamalar tamamen palyatif ve bazı sektörler ile kişiler veya işletmelere yönelik bazı popülizm kokan özel düzenlemelerin ötesine gitmemiştir. Gerek KKTC'nin içerisinde bulunduğu coğrafya gerekse AB ülkelerinin Direktifleri ve uygulamaları hiç dikkate alınmadığı için kamusal hizmetlerin verimliliği ve ülkelerin sosyo-ekonomilerinde büyük payı olan etkin kamu maliyesi ile etkin denetim uygulamaları maalesef çağımızın çok gerisinde kalmıştır. Bu nedenle, ne halkın ödediği vergilerin halka hizmet olarak geri dönmesi, ne de yabancı yatırımcılar için gerekli güven ortamının sağlanması, keza bürokratik engellerin kaldırılması için de hiçbir uğraş verilmemişdir. Hal bu durumda olunca da KKTC'nin ekonomik pastası büyütülmediğinden, mali kaynakların yaklaşık %75'i sadece kamu görevlilerinin maaşlarının ödenmesinde kullanılmaktadır.

Yeni kurulan hükümete ve özellikle hükümetlerin en etkin Bakanlığının başına getirilmiş olan yeni Maliye Bakanına bir vatandaş olarak aşağıdaki bilgileri sunmayı, daha doğrusu bir kez daha anımsatmayı KKTC'nin geleceği bakımından yararlı gördüm.

Her ülkenin vergi hukukunda en önemli yeri olan Gelir Vergisi, Kurumlar Vergisi ve Katma Değer Vergisi gibi bütçe kaynaklarıdır. Bu nedenle, 1980'li-90'lı yıllarda yasalaşan bahse konu vergi konularında bugüne kadar kapsamlı ve eş zamanlı hiçbir yasal düzenlemenin maalesef yapılmamış olması KKTC'nin en büyük dezavantajıdır. Belirtilen zaman süresinde en kapsamlı yasa değişikliği Vergi Usul Yasasında yapılmış ancak yine de o katı köhnemiş ve çağdaş kamu anlayışı hâkim olduğu için KKTC hukukuna uymayan ve TC vergi hukukundan adapte edilen (Örneğin, vergi cezasına ilaveten geriye dönün vergi faizi uygulaması gibi) bazı düzenlemelere yerverilmiş, üstelik de bu yasal değişiklik 11 Mayıs 2015 tarihinde KKTC Meclisinde oy çokluğu ile kabul edilerek 26 Mayıs 2015 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanmış olmasına rağmen bu Değişiklik Yasası'nın yürürlüğe giriş tarihi geriye dönük 1 Ocak 2015 olarak kurala bağlanmıştır.

Geriye dönük bu düzenleme Anayasa'mızın 75(4). maddesi kurallarına tamamen ters bir düzenleme olmuştur. Anayasa'mızın bu konudaki kurallardan bir tanesi şudur:

"75(4). Geriye yürüyen mali yükümlülükler konulamaz"

Bu hataların düzeltilmesi için yapılan çeşitli uyarılara rağmen geçmiş iktidarlar bu konuda gerekli yasal düzenleme yapılmasına gitmediği gibi, bahse konu yasal değişiklikte öngörülmüş olan 16 adet Tüzük, aradan yaklaşık bir yıl geçmiş olmasına rağmen henüz hazırlanarak yayımlanmamıştır.

Bu arada yeni hükümette Başbakan yardımcısı ve Maliye Bakanı olarak görev alan Sn. Serdar Denktaş'a bilgi ve mesleki tecrübelerime dayanarak özellikle aşağıdaki hususları önermeyi ve bu konularda acilen yasal düzenleme yapması için çekmeyi uygun gördüm:

Vergi hukukunda başarının temeli Gelir ve Vergi Dairesinin yeniden yapılandırılması eğitime, bilgi ve tecrübeye göre organize edilmesi ile başlanması ve çeşitli düzeylerde sürekli eğitimlere yer verilmelidir. Siyasal Kamu Görevlisi statüsü dışında kalan kamu görevlilerinin bulundukları Daire içerisindeki görevlendirilmelerinin bilgi, tecrübe ve liyakat esaslarına göre ve hertürlü siyasal mülahazadan arınmış olarak yapılması,

Vergi hukukunun evrensel ilkelerine gerekli hassasiyetin gösterilerek özellikle aşağıdaki düzenlemeleri gerçekleştirilmelidir.

Vergilemede adalet eşitlik ve etkinlik sağlamak;

Kolay, basit ve anlaşılabilir olması;

İstihdamı, mal ve hizmet üretimini, tasarrufu ve yatırımı teşvik etmek;

Kayıtlı ekonomiyi yaygınlaştırıp, kayıtdışılık ile etkin mücadele etmek (bu konuda KTTO'nın KKTC'li uzmanlara hazırlattırılan Kayırtdışı Ekonomi ile kapsamlı Mücadele Raporu 2013 yılında beri tozlu raflarda beklemektedir;

Bölgesel sosyo-ekonomik konularda gelişmişlik farklılıklarını azaltmak için bölgesel teşvikler sağlamak;

Vergi güvenliğini sağlamak amacıyla çağdaş normlarda düzenleme ve uygulamalar yapmak;

Vergi yükümlülerinin İdareye olan güvensizliğini gidermek suretiyle güvenini sağlamak suretiyle gönüllü uyum ortamını oluşturmak.

Yukarıdaki ilkeleri gerçekleştirmek amacıyla vergi yükümlüsü kapsamını, vergi matrahını ve oranlarını, ödeme sürelerini, vergilendirme özelliklerini yeniden düzenlemek gerekecektir. Bunun için:

Verginin tabana yayılması;

İstisna ile teşviklerin yeniden düzenlenmesi ve denetim altına alınması;

Vergiye tabi gelir unsurlarının gözden geçirilerek vergi dışı kaynakların vergi mevzuatı kapsamına dâhil edilmesi;

Vergi tahsilat işlemlerinin etkinleştirilmesi, ödemelerin kolaylaştırılması ve pratikleştirilmesi için elektronik sistemlerden yararlanılması;

Birçok ülkelerde olduğu gibi Maliye Bakanına vergi hukuku konularında politikalar üretilmesinde görüş ve önerilerde bulunacak, ülkemizin vergi yasalarını AB Direktiflerine uyumlu hale getirecek olan ve uzmanlardan oluşacak bir Vergi Konseyinin oluşturulması gerçekleştirilmelidir.

KKTC-TC arasında 1988 yılından itibaren yürürlüğe giren "Çifte Vergilendirmeyi ve Vergi Kaybını Önleme Andlaşması" dolayısıyla iki ülke arasında vergilemede uygulanan kaynak ilkesinin kapsamı bırakılmış olan yabancı ulaştırma kurumlarının faaliyetlerine ilişkin kazançlarının yeniden KKTC vergilendirilmesine olanak sağlamak amacıyla kaynak ilkesi kapsamına alınması sağlanmalıdır.

Taşınmaz mal kira gelirlerinin vergilendirilmesinin sadece stopaj yöntemi ile gerçekleştirilmesine alternatif ve tercihli olarak ve özellikle yeni inşaatlar için gerçek usülde vergilendirilmesine olanak sağlanması suretiyle kayıtdışılık büyük ölçüde önlenecektir.

Teşvik Yasası uyarınca devletin verdiği Teşvik Belgesine istinaden yatırım yapan işletmelere tanınmış olan yatırım indirimi hakkının tam olarak kullanılabilmesi için bu işletmelerin gerçek usülde vergilendirilmelerine olanak sağlanması için kira geliri stopaj uygulama işlemlerinden ayrıştırılması amacıyla ilgili mevzuata açıklık kazandırılması yatırımcılar ile Vergi İdaresi arasındaki yoruma açık ihtilafların ve tereddütlerin giderilmesini sağlayacaktır.

Peşin ödenen vergilerin yılsonu tahakkuk eden vergi yükümlülüğünden mahsuplaşma sonucu yükümlüler leyhine tahakkuk eden vergi fazlalığının giderilmesi için iade işlemine ilaveten pratik yöntemler geliştirilmesi Maliye ile yükümlüler arasındaki iade işlemlere güven sağlayacaktır.

Düyanın hiçbir ülkesinde uygulanmayan KDV indirim ve iade mekanizmasının AB Direktiflerine uyumlu hale dönüştürülmesi için yasal düzenlemeler gerçekleştirilmelidir.

Yukarıdaki konular hakkında daha yazacak çok görüş ve önerilerim mevcut olup özellikle belirtmiş olduğum esasları Sn. Maliye Bakanının dikkate alarak görevine başlamasının ve KKTC'nin sosyo-ekonomisine çok büyük yararları olacağı görüşündeyim.

Öteyandan, özellikle Maliyenin ayrılmaz bir parçası olan Hazine ve Muhasebe Dairesi ile Gümrük Dairesinin Maliye Bakanlığından Ekonomi Bakanlığının sorumluluğuna Dışişleri Bakanlığında bulunan Türk Ajans Kıbrıs (TAK)'ın da Maliye Bakanlığına verilmesinin nedenini de pek anlayamadım. Başka ülkelerde böyle bir düzenlemeye rastlamak pek mümkün değildir.

Maliye Bakanlığı bütçeye kaynak sağlama uğraşı verirken Gelir ve Vergi Dairesi yanında kamu maliyesine en büyük mali kaynak sağlayan Gümrük Dairesi'nin ve devletin mali yükümlülüklerinin yerine getirilmesinde, yani mal ve hizmet karşılığı ile bazı sektörlere destekleme ödemeleri yapan kurum Hazine ve Muhasebe Dairesinin başka bir Bakanlıkta olmasının nedenini çok merak ediyorum. Bu Daireler ile Bütçe Dairesi arasında sürekli işbirliği ve koordinasyon sayesinde Maliye Bakanlığı görev yapmaktadır. Bu Dairelerin başka bir Bakanlığa bağlanmasından sonra bu koordinasyon nasıl sağlanacaktır? Sözkonusu Dairelerin faaliyetlerini yürüttükleri binalarda değişiklik yapılacak mı? Maliye Bakanlığı ile aynı çatı altında faaliyet gösteren bu Daire mekânları veya binaları Ekonomi Bakanlığı çatısı altında nasıl yerleştirilecektir?

Bu ve benzeri değişiklik düzenlemelerinin devlete yaratacağı bina, tabela, basılı kırtasiye, mühür vs. masrafların boyutu ne olacaktır? Bütün bunları düşünen hiç oldu mu?

Ancak, bir kez daha KKTC gerçeğini unutmamak gerekir. Bu gerçek KKTC'ni yönetenlerin her zaman dünyada benzeri olmayan işleri yapmak ve rekorlar kayıtlarına girmektir. Kanımca, Maliye Bakanlığı ile Ekonomi Bakanlığına ilişkin Daire paylaşımı fonksiyonel ve halka etkin hizmet vermede başarılı olmayacaktır. Unutulmamalıdır ki bir ülkenin başarısında en büyük pay sahibi Maliye Bakanlığınındır. Aksi takdirde bu Bakanlığının görevi Genel veznedarlık dışında başka bir görev olmayacaktır.

En büyük temennim ülkemizdeki sosyo-ekonomik gelişmişliğin sağlanması için herşeye rağmen kamu maliyesinin en büyük kaynağını oluşturan vergi, resim ve harçların ülkemizin gerçeklerini de dikkate alarak yatırımlar ile istihdam olanaklarının teşvik edilmesine katkı koymak suretiyle sağlık, eğitim ve altyapı hizmetlerinin geliştirilmesidir. Bu temennilerle Sn Serdar Denktaş'a üstlenmiş olduğu önemli görevlerde başarılar dilerim.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.