Vergilemenin temel kaynakları (1)

Yayın Tarihi: 18/07/16 08:00
okuma süresi: 10 dak.
A- A A+
Vergiler ülkeler ile halklarının toplumsal hayatındaki önemi dikkate alındığında yaşayan herkesin o ülkenin vergi sistemine ilişkin temel kavramlar hakkında bilgi sahibi olması, gerek vergi ödevlerini ve yükümlülüklerini gerekse vergisel haklarını kullanmak bakımından büyük önem taşımaktadır.

Bu nedenle, çağdaş ülkeler gerek halklarının vergi verme bilincinin geliştirilmesi gerekse güçlendirilmesi amacıyla çeşitli eğitsel yöntemler uygulamaktadırlar. Bu ülkeler eğitsel çalışmalara ta ilkokul çağlarından başlayarak her düzeydeki eğitim kurumlarında genel, kişisel ve sektörel anlamda ders olarak veya sivil toplum örgütleriyle koordineli olarak seminerler, paneller, sempozyumlar, konferanslar vb. etkinlikler düzenlenmektedir.

Eğitsel amaçlı düzenlemeler yanında yazılı veya görsel basın aracılığı ile de toplumsal bilinçlendirmeye ve etkinliklere yerverilmekte, kamu maliyesinin en büyük kaynağı olan vergi türleri ile vergilendirme yöntemleri hakkında kitaplar hazırlanması çeşitli yöntemlerle teşvik edilmektedir. Bugüne kadar KKTC'de vergiler konusunda acaba kaç kitap yayınlanmış veya kaç bilimsel etkinlik yapılmıştır? Özellikle de KKTC'de bu kadar yüksek eğitim kurumu ve mesleki sivil toplum örgütleri var iken!

15 Kasım 1983 tarihinde KKTC'nin ilanından bugüne kadar gelmiş geçmiş hükümetler her ne kadar da planlı ekonomiye geçildiğini düşünseler de maalesef kamu maliyesine ilişkin yapmış oldukları yasal düzenlemeler konusundaki vergi hukuku hakkında gerek kamu görevlilerine gerekse halkımıza yönelik eğitsel hizmetler sunmamışlardır. Bundan dolayı KKTC halkının vergi kültürü çok düşük düzeyde kalmıştır. Gerçi buna neden eğitsel faaliyetlerin olmayışı yanında vergi toplayan hükümetlerin halka karşı gerekli hizmetlerin sunulmamış olması ile adaletsiz uygulamaların da büyük payı olmuş ve olmaya devam etmektedir.

Bu nedenle, zaman ve zaman yapmakta olduğum KKTC'nin sosyo-ekonomik sorunlarını eleştirmekten, görüş ve önerilerde bulunmaktan biraz uzaklaşarak bu haftaki yazımı vergi hukukunun vergilemeye ilişkin bazı temel kavramlarını açıklamak suretiyle vergi konusunda görevi, ilgisi veya merakı olanlar ile yetkililere bilgi vermeyi uygun gördüm.

Örneğin, bazı siyasilerin, yetkililerin veya kendilerini yetkili zannedenlerin (vergi stopaj yerine) "stopaj vergisi", (matrah yerine) "vergi matrahı", (vergi tarhı yerine) "vergi koyması" vb. hatalı ve komik denecek kelimeler kullanımı gibi; yazışmalar veya beyanatlar.

Vergilendirmeye ilişki temel kavramları aşağıdaki şekilde özetlemek mümkündür.

  1. Vergi: devlet veya yasalarca yetkili kılınan kamu kurumları tarafından gerçek veya tüzel kişilerden yasalara istinaden karşılıksız olarak alınan ekonomik değere vergi denir.

  2. Resim: devlet veya yasalarca yetkili kılınan kamu kurumları tarafından gerçek veya tüzel kişilerden belli bir faaliyetin veya işin yapılması karşılığı ödenmesi gereken bedele denir.

  3. Harç: devlet veya yasalarca yetkili kılınan kamu kurumları tarafından sunulan kamusal hizmetlere karşılık ödenen bedele denir.

  4. Verginin Konusu: Devletin kamu giderlerini karşılamak amacıyla vergileme yetkisine dayanarak saptanan kaynak türü üzerinden doğrudan veya dolaylı olarak vergi almayı öngördüğü ekonomik unsurdur. Bu unsurlar gelir, servet, harcama ve değerli belgeler, hukuki bir işlem olarak saptanmaktadır. Sadece maddi anlamdaki mal ve eşyalar değil maddi olmayan ekonomik unsurlarda bu kapsamdadır.

  5. Vergi Ödeme Gücü: kavramının genel ifadesi Anayasamızda, özel ifadesini ise Anayasamızın 75.'inci maddesine istinaden yapılan işlemlerde yer almaktadır. Ancak, vergilendirme ile ilgili tartışmaların her zaman en büyük konusunu oluşturan bu kavramın tanımı konusunda bazı farklı düşünceler de mevcuttur. Bu düşüncelerden bir tanesine göre gerçek kişiler bakımından "vergi ödeme gücü", kişilerin kendileri ve birlikte yaşadıkları veya bakmakla yükümlü oldukları aile fertlerinin insanca bir yaşam sürdürebilmek için asgari miktardaki gelirin üzerinde kalan miktardır. Bir başka düşünce ise, kişilerin gelirleri ne olursa olsun herkesin kamu giderlerine katkıda bulunması için vergi ödemeleri gereğidir.

KKTC'deki vergilendirme işlemlerinde yıllık asgari ücret vergiden muaf tutulurken yükümlünün kendisi için oransal esasta özel muafiyet, eş, çocuk gibi ailevi ve yaşlılık, sakatlık ile sosyal güvenlik ödemeleri için de ek indirimler tanınmıştır. Ayrıca, Gelir Vergisi Cetveli de değişken matrah miktarları dilimleri paralelinde artan oranlı tarifeler kullanılmakta dolayısıyla verginin yükü sonrası elde edilen kazancın veya gelirin marjinal (ek) faydası (marginal utility) teorisi gerçekleştirilmektedir.

Diğer bir anlatımla, bakmakla yükümlü ailesi olmayan bir kişinin asgari ücret düzeyindeki geliri vergilendirilmemektedir.

Devletler "vergi ödeme gücü" ölçülerini bahse konu yöntemleri kullanmak yöntemiyle ülkelerinin sosyo-ekonomik kalkınmalarını düzenlemektedirler. Her ülkenin kendisine özgü mekanizmaları ve uygulamaları olmasına rağmen uluslararası vergi hukukunun ilkeleri gözardı edilemez. Örneğin, G.K.R Yönetiminde asgari ücrete yaklaşık bir miktar genel muafiyet ile sosyal güvenlik indiriminden başka herhangi bir muafiyet veya indirim öngörülmemektedir. Ancak buna karşılık yükümlülere bakmakla yükümlü oldukları her çocuk için devlet tarafından nakden tahsisat ödenmektedir. Türkiye örneğinde ise asgari ücret yerine vergilendirme amaçları için devletin ilân ettiği "asgari geçim indirimi" miktarı ile tüm çocuklar için saptanan global rakamlar indirim olarak esas alınmaktadır.

  1. Matrah: Verginin, üzerinden hesaplandığı değer veya unsurdur. Örneğin, gelir safi kazançlar üzerinden Gelir veya Kurumlar Vergisi; mal ve hizmet alımı ile ilgili harcamalar üzerinden Katma Değer Vergisi (KDV) veya Banka ve Sigorta İşlemleri Vergisi (BSİV) mülkiyet üzerinden taşınır veya taşınmaz malın türü, büyüklüğü, rayiç bedeli, kapasitesi, ağırlığı esası üzerinden alınan değişik türdeki vergiler.

  2. Vergi Yükümlüsü: Vergi yasalarına istinaden adına vergi tarh ve tahakkuk etmesi nedeniyle vergi borcu kesinleşen gerçek veya tüzel kişilerdir. Örneğin, gelir elde eden gerçek kişiler ile tüzel kişiler vergi yükümlüsüdür. Pul Kanunu yükümlüleri ise vergiye tabi kıymetli belgeleri imza eden veya o belgenin meydana getireceği hukuki sonuçlardan yararlanan gerçek veya tüzel kişilerdir.

  3. Vergi Sorumlusu: Vergi yasalarına göre vergi yükümlüsü, kendine ait gelir elde etmemekle birlikte, vergi borcunun alacaklı vergi idaresine ödenmesinden sorumlu gerçek veya tüzel kişidir. Bunlar vergi yükümlüsü olmamakla birlikte vergiyi ödemek ve vergiye ilişin diğer ödevleri yerine getirmek zorundadırlar. Bu sorumluluk ve kapsamı ilgili yasalarda belirtilir.

Örneğin, maaş veya ücret ödeyen işverenler bu konuda "Vergi Sorumlusu", personeli ise, "Vergi Yükümlüsüdürler". Diğer bir anlatımla, belli gelir unsurlarının belli statüdeki kişilere yapılan ödemelerde vergi kesintisi yaparak bu vergileri devlete ödenmesini gerçekleştirenler "Vergi Sorumlusu" sıfatıyla ilgili makama verginin ödenmesinden yasalar tarafından sorumlu tutulmuştur. Özetle, işverenler gelir elde ettikleri için "Gelir veya Kurumlar Vergisi Yükümlüsü" statüsüne sahip iken vergi güvenlik önlemleri amacıyla yapmış oldukları bazı ödemeler bakımından geliri sağlayan olarak vergi kesintisi yapmak ve bunun ödenmesini gerçekleştirmek bakımından aynı zamanda "Vergi Sorumlusu" statüsüne de sahiptirler. Sözkonusu sorumlulukları yerine getirmeyenler de yükümlüler gibi cezai işlemlere tabi tutulurlar. Bu uygulamanın amacı vergi tahsilatının güvenliğini ve erken tahsilatını gerçekleştirmek olup uluslararası vergi hukukunda geniş anlamda uygulanmaktadır.

  1. Vergi İstisnası: Verginin genellik ilkesi kapsamında verginin konusuna girmekle birlikte bazı işlemler ile gelir unsurlarının, çeşitli ekonomik, sosyal ve siyasal nedenlerle kısmen veya tamamen vergi kapsamı dışı bırakılmasına vergi hukukunda "istisna" nedir. Vergi hukukunda "istisna" ile "muafiyet" tanımları arsında anlam farklılığı mevcut olup bu konuya da gerekli dikkat gösterilmelidir. Örneğin, ihracat yapan işletmelere tanınmış olan "ihracat istisnası", "yatırım indirimi istisnası" kurumların başka bir kurumun sermayesine iştiraki dolayısıyla elde ettikleri "iştirak kazançları" gibi istisnalar.

  1. Vergi Muafiyeti: Vergi yasalarına istinaden yükümlü olan gerçek veya tüzel kişilerin çeşitli ekonomik sosyal ve siyasal sebeplerle tüm yükümlüleri kapsayacak şekilde vergi dışı bırakılmasıdır. Örneğin, çocuk, eş, kişisel muafiyet gibi genel muafiyetler.

KKTC'deki birçok yetkili veya görevli kişilerin "istisna" ile "muafiyet" arasındaki hukuki farklılığı bilmediklerini bazı yasal düzenlemelerde veya beyanatlarında bu terminolojileri hatalı kullandıklarını anlamaktayım.

(DEVAM EDECEKTİR)

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.