Vergilemenin temel kavramları (2)

Yayın Tarihi: 25/07/16 08:00
okuma süresi: 10 dak.
A- A A+
Yukarıdaki başlık altında geçen hafta kaleme almaya başladığım yazının başlığındaki son kelime "Kaynakları" yerine "Kavramları" olacaktı. Ancak, yaz sıcaklarının da etkisiyle olacak ki hatalı yazmışımdır. Esasında bu yazımın "Vergilemenin Temel Kaynakları" başlığı da hiç sırıtmadı.

Geçen haftaki yazımda da belirtmiş olduğum gibi bir ülke vatandaşlarının en önemli özelliklerinden bir tanesi de vergi kültürünün düzeyidir. Bu kültür düzeyinin oluşturulması ve geliştirilmesi ise ilgili ülkeyi yönetenlerin yapacakları yasal düzenlemeler ve uygulamalarla yakından ilgilidir.

Öncellikle yönetenlerin bir ülkedeki vergi verme bilincinin oluşturulması ve yaygınlaştırılması için toplumsal eğitim mekanizmalarını kullanmak suretiyle sadece "vergi vermenin bir vatandaşlık görevi" olduğu sloganının arkasına sığınma yerine yükümlülerin, yani vatandaşların, vergi ödevleriyle ilgili vergisel haklarına ilişkin konularda da bilinçlendirilmesi gerekmektedir.

Bu konudaki KKTC uygulamalarına bakıldığı zaman, değil sadece vatandaşların, siyasilerimiz ile onların kılavuzlarının ve diğer yetkililerin birçoğunun da vergi hukukunun temel kavramları konusunda maalesef yeterli bilgiye sahip olmadıklarını yaptıkları veya yapamadıkları uygulamalarda her gün görmekteyiz. Bu nedenle, bugüne kadar pek önem vermedikleri ve vereceklerini de düşünmediğim vergi hukukunun anahtarı sayılan temel kavramları hakkında bazı bilgiler vermeye devam etmek suretiyle bahse konu kişilere dar kapsamlı olsa dahi katkıda bulunmaya aşağıda önemli kabul ettiğim kavramlarla devam edeceğim.

Vergiyi Doğuran Olay: Bu konudaki kural Vergi Usul Yasası'nın 20'inci maddesinde şöyle açıklanmıştır.

"Vergi alacağı, ilgili vergi yasasının vergiyi bağladığı olayın gerçekleşmesi veya hukuki durumun tamamlanmasıyla doğar."

Diğer bir anlatımla, devletin vergi alacağının doğması için, verginin konusu ile yükümlüler arasında, ilgili yasanın aradığı koşulların, ilişkinin ve sürenin oluşması gerekir. Vergiyi doğuran olay, vergi türlerine göre farklı yöntemlerde tanımlanmıştır. Örneğin Gelir Vergisinde, gerçek kişilerce kazanç ve irat elde edilmesi; Kurumlar Vergisinde, vergiye tabi kurumlar tarafından kazancın nakden veya hesaben elde edilmesi (borç ve alacağın tahakkuk etmesi); Katma Değer Vergisinde, ticari, sınai, zirai ve mesleki faaliyet kapsamında, mal teslim veya ithal edilmesi, hizmet ifa edilmesi ile yasada sayılan diğer işlemlerin yapılması gibi işlemler "vergiyi doğuran olay" olarak kurala bağlanmıştır. Vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi halinde Vergi İdaresinin vergi uygulama yapma yetkisi yoktur.

Vergi Ehliyeti: Vergi yükümlülüğü ve vergi sorumluluğu için yasal ehliyet gerektirmemekte olup ayrıca vergiyi doğuran olayın yasalarla yasaklanmış bulunmasının da vergi yükümlülüğünü veya vergi sorumluluğunu da ortadan kaldırmamaktadır.

Vergi Tarhı: Vergiyi doğuran olayın meydana gelmesinden sonra vergi miktarının, vergi idaresi tarafından yasalarda belirtilen matrah ve oranlar üzerinden hesaplanarak, bu alacağı saptayan idari bir işlem usulüdür. Diğer bir anlatımla, vergi borcunun hesaplanması işlemidir. Tarh işlemi çeşitli yöntemlerle uygulanır. Bu usul uluslararası vergi hukukunun ana yöntemi olan "Beyana Dayanan Tarh" usulüdür. Bu usul, olağan tarh usulü olup, aksine kural olmadıkça geçerlidir.

Bazı özel durumlarda ise "beyana dayanan tarh" usulü dışındaki tarh usullerine başvurulur. Bu usuller "ikmalen vergi tarhı", "re'sen vergi tarhı" ve "idarece vergi tarhı" veya küçük ve bazı özellikli meslekler ve kazanç türlerine yönelik olarak "Götürü Vergilendirme Usulü" diye tanımlanan tarhiyat yöntemleri vergi hukukunda yeralmıştır.

Vergi Oranı (Tarifesi): Konusu, türü ve matrahı belli olan bir verginin miktarını saptayabilmek için vergi oranı (tarifesi) denilen unsurun bilinmesi gerekir. Vergi unsuru miktarı bazı hallerde oransal, (advalorem), sabit veya spesifik miktarda olmaktadır. Örneğin, verginin konusunda ekonomik miktar esas alınıyorsa vergi oranı yüzdelik esaslarda, verginin konusu mal olarak ele alınıyorsa adet, uzunluk, ağırlık, yüzölçümü veya kapasite vs. bazı özellikler dikkate alınarak spesifik miktarda olmaktadır.

Verginin Tebliğ Usulleri: Vergilendirme işlemini ilgilendiren ve hüküm ifade eden hususlarını ilgili Vergi İdaresi tarafından vergi yükümlüsüne veya vergi sorumlusuna yazılı ve kapalı zarf usulü ile taahhütlü posta veya alındı belgesi karşılığı bildirilmesidir. Adresleri bilinmeyenlere veya ilgili yasalarda özel kurallar bulunması halinde ise basında ilân yolu ile tebliğ edilir. Gerektiği gibi yapılmayan tebliğler hüküm ifade etmez.

Tebliğ Yapılacak Olanlar: Tebliğ, vergi yükümlülerine veya vergi sorumlularına yapılır. Tüzel kişilerin, küçükler (reşit olmayanlar) ile kısıtlıların ve tüzel kişiliği olmayan işletme veya kuruluşların, yükümlü veya vergi sorumlusu olmaları halinde aynı kurallar kapsamında bunların yasal temsilcilerine yapılmak suretiyle yerine getirilir. Başka kişilere yapılacak tebligatlar geçersiz sayılır ve vergini tahakkuku gerçekleşmez.

Verginin Tahakkuku: Usulüne göre tarh ve tebliğ edilen bir verginin ödenmesi gereken duruma gelmesi, yani kesinleşmesidir. Bir verginin tahakkuk etmesi için verginin tarh ve usulüne göre tebliğ edilmesini müteakiben 15 günlü itiraz süresinin geçmesi; tarhiyat işlemine karşı itiraz edilmişse, Vergi İdaresinin itiraz sonucu kararının vergi yükümlüsüne veya vergi sorumlusuna bahse konu tebliğ yöntemlerinden bir tanesi ile tebliğ edilmesi suretiyle gerçekleştirilir. Vergi İdaresi tarafından uzlaşma olmadan usulüne uygun tahakkuk ettirilmiş olan vergi ve cezalar hakkında vergi yükümlüsünün 75 gün zarfında Yüksek İdare Mahkemesine başvurma hakkı saklıdır.

Verginin Tahsili: Kamu Alacaklarının Tahsili Usul Yasası kurallarına istinaden tahakkuk eden verginin Vergi İdaresi veya ilgili kamu kurumu tarafından tahsil edilmesidir. Ödeme süresinin son günü verginin vadesi tarihidir. Vergilerin ödeme süresi vergi türlerine göre ilgili yasalarda belirtilmiştir. Süresinden sonra ödenen kamu alacaklarına gecikme zammı ve faizi ödenir. (gecikme zammına ek olarak gecikme faizi uygulaması kanımca hukuken geçerli olması gerekir).

Vergi Kesintisi (Stopajı): Gelir Vergisi Yasasında belirtilen gelir veya harcama türleri üzerinden yasada veya yasanın Bakanlar Kuruluna verdiği yetkiye istinaden yayımlanan mevzuatta belirtilen oranlar üzerinden Vergi İdaresine ödenmek amacıyla hesaplanmak suretiyle vergi sorumlusu tarafından yapılan vergi kesinti işlemidir. Günümüzde bu işlem "vergi stopajı" olarak tanımlanmıştır. (Maalesef birçok yetkili bu tanımı "stopaj vergisi" şeklinde hatalı kullanmakta olup, bu işlemi ayrı bir vergi türü olarak ifade etmeye çalışmaktadır).

Vergi Kapasitesi: Bir ülkede belli bir dönemde toplanabilecek toplam genel veya belli türdeki toplam vergi miktarını ifade eder.

Özetle, bir ülkeyi yöneten siyasiler ile tüm kamu görevlileri başta olmak üzere gerek vergi bilinci gerekse vatandaş veya yükümlü hakları bakımından gerekli bilgilere sahip olmaları her bakımdan yararlı olduğu görüşündeyim. Vergi literatüründe bu kamu "Vergi uyumu" (Tax Compliance) olarak tanımlanmaktadır. Vergi İdaresinde çalışanların ise iyi eğitimli, mesleklerine bağlı uluslararası vergi hukuku ile uygulamalarını yakından izleyen kişilerden oluşması bir ülkenin sosyo-ekonomik kalkınmasında büyük önem taşımaktadır. Bu gerçeğe rağmen gelmiş geçmiş hükümetlerin bu konuya gerekli önemi vermemeleri bugün KKTC'nin içinde bulunduğu olumsuzlukların en büyük nedenidir.

Bu konudaki olumsuzlukların giderilmesi ve uluslararası vergi hukukuna uygun sağlayabilmemiz için çağdaş vergi düzenlemelerine ilaveten Vergi İdarelerine ilişkin kamusal hizmetlerde çalışanlarda liyakata ve mesleki eğitime dayalı düzenlemelerin süratle yapılması ve popülist uygulamalar bir an önce bir yana atmak suretiyle plânlı ve programlı çalışmalara gerekli özen gösterilmelidir. "Ben herşeyi bilirim" veya "Ben herşeyi yaparım" düşüncesi geçerliliğini çoktan kaybetmiştir. İktidarlar ise "iki dudak arası" ve "hababam yöntemlerine" dayalı uygulamalar ile "er olarak girer general çıkar" şeklinde otomatiğe dayalı maaş rejimine de son verilmelidir. Ciddi anlamada performans esasına önem verilmeli, ceza ve ödül sistemi getirilmelidir. Aksi takdirde, sadece halkımız değil sizlerin en yakınları olan çocuklarımız veya torunlarımız da siz hükümet etmiş veya edenleri affetmeyecektir.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.