Kıbrıstürk halkı ve KKTC bu limanda çürüyor…

Yayın Tarihi: 28/06/13 07:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+
KKTC'nin sürdürülemez bir yapıya demir atmış olduğu gerçeği su kaldırmaz sonuca ulaşmıştır. Yeniden yapılanmanın kaçınılmazlığı her geçen gün kendini daha da çok hissettirmektedir. Ülke ekonomisi, siyasi yapısı, sosyal ve kültürel açıdan gelinen nokta hoşgörü sınırlarını aşmıştır.
Geleceğe umutla bakabilen insanımızın olduğunu söylemek, mumla iğne aramaya eşdeğerdir. Kurumsal yapının oturmuşluğu, iyileşmeye yönelik çabaların olduğu bir yana tüm değerler yok edilmiştir.
Ülkemizin yönetim şekli ve Anayasanın emrettiği hükümleri bile hiçe sayılmaktadır.
Yasalar, kişilere ve gününe göre değer bulabilmektedir.

Halkın genel çıkarları, nüfuzu ve ayrıcalığı olan kişilerin çıkarlarından sonra gelebilmektedir.

Bilimsel planlı yaşamtercih edilmemektedir.

Anayasamıza göre Demokratik, laik, sosyal hukuk devletiyiz.

Anayasada yazmasının dışında bu ifade pratikte karşımıza çıkmayan anlamını yitirmiş yazı dizisi olarak durmaktadır.

Devletin oluşumunu gösteren, kuvvetler dengesinin temsilcileri, devlet protokollerinde bile yerlerini bulamamaktadır. Yasama, yürütme ve yargı yan yana gelememektedir.

Özellikle yıllardan beri eleştirilen ve önümüze bu çıkmazı koyan keyfi ve kötü yönetim herkesin gözleri önünde yaşanmaya devam etmektedir. Sorumsuz tavırlarıyla yurdumuzu ve insanımızı bu limana taşıyanlar rahatsızlık duymamaktadır.

Halk iradesine saygı göstermemektedir.

Çoğunlukla devlete ait olanaklar üzerinden sağlanan imkân ve kazanımlarla taraf değiştirilmesi sağlanan seçilmiş siyasilerin transferleri hangi toplumsal ihtiyaca hizmettir.

Halk iradesinin gaspına neden olan ve haksız yere halkın iradesini yansıtmayan çoğunlukları temsil noktasında iktidara getiren kabul edilemez yapının değiştirilmesi bir yana buna fırsat yaratacak davranışlar tercih edilip kabul görmektedir.

Milletvekili transferleri hükümete gelebilmek veya hükümette kalabilmek adına yapılmaktadır.

Meclis oturumlarında Hükümetlere karşı güvenoyu veya güvensizlik önerisi noktasında sonuçlara etki etmek adına izlenen yolların yaratılan ve vaat edilen değerlerin ne anlama geldiğini anlamamak mümkün müdür.

Devlet olanaklarını yağmalayarak kendi kişisel ve zümresel kazançlarına fırsat yaratılmaktadır. O nedenle ne olursa olsun hükümette olmalı ve hükümet olarak kalmalıdırlar.

Sosyal çöküşmüşlüğün, ekonomik çıkmazın, siyasal boşluğun ve yapılanmanın yarattığı tahribatla mücadele etmek ne demek? Tüm insanımızın çırpındığı çırpındıkça daha dibe battığı bir gerçektir. Toplumsal sorunların çözümüne plan yapma, bilimsel çözümler üretme iktidarda kalabilmek için gerekli görülmemektedir.

Halkın huzuru, refahı, ekonomik özgürlüğü, kurallı yaşam ve sosyal adaletin sağlanmasıyla halkına hizmet etmek geçerli akçe olamamaktadır.

İktidarda kalabilmenin yolu seçimleri kazanmak için yalnızca devlet olanaklarını yağmalamak ve yağmalanmasına müsaade ederek aç kalan insanların ağzına günü birlik bir parmak bal sürmekten geçmektedir.

Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğü, ekonomik sıkıntılar, üretimden kopmuşluk, haksız rekabet, iflaslar, bileşik faiz, mazbatalar, işsizlik, göç eden insanımız parçalanan aileler ve buna rağmen artan nüfus, 40 yılda Türkiye ve dünya ülkeleri ile kurulamayan sağlıklı karşılıklı yarara dayalı ilişkilerin yarattığı çekilmez yaşam koşulları altında insanlarımız ezilmektedir.

Sorunların yarattığı huzursuzluk ve geleceğe güvenle bakamamanın yarattığı umutsuzluk limanı yalnızca çürütür.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Tahsin MERTEKCİ yazıları