Mandela'nın reddettiği, Denktaş'ın aldığı

Mevlâ'nın ömrünü bereketli kıldığı Kenan Evren, Türkiye'de Nobel Barış Ödülü'ne yerli bir rakip fikriyle yıllar boyu pek çok fiyaskoya imza attı. 1984 tarihli Resmi Gazete şöyle diyordu; "Dünya çapında en büyük barış ödülü olarak nitelendirilen Nobel'e rakip bir Atatürk Uluslararası Barış Ödülü verilecektir"…

Doğal olarak adaylarda "'Atatürk'ün yurtta sulh cihanda sulh' ilkesi doğrultusunda dünya barışına veya Atatürk'ün koyduğu bu ilkeye eserleriyle, hizmet ve faaliyetleriyle katkıda bulunmuş olmak" kriteri aranıyordu.

Cuntacı Kenan'ın ödülüne -ciddiye alınmadığı için- ilk 2 yıl kimsecikler talip olmadı! İlk ödül, Kenan Paşa'nın eliyle 71-84 yıllarının Soğuk Savaş uzmanı NATO Genel Sekreteri Joseph Luns'a verildi. Luns, Hollanda Nazi partisi NSB saflarında yer almış, ömrünün geri kalanını da Sovyetlere karşı bir anti-komünist olarak geçirmişti.

Atatürk Barış ödülü, ertesi yılda Nazi Almanya'sının Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı olan bir babanın evladı olan Federal Almanya Cumhurbaşkanı Richard Von Weizsaecker'e takdim edildi. Oğul Richard, itirafları ortaya çıkana kadar babasının bizzat avukatı olarak suçsuzluğunun ateşli bir savunucusuydu.

89'da ise ödül Japon Prens Mikasa'ya gitti. Yine tam isabet bir fiyaskoydu. Çünkü kardeşinin idare ettiği, kendisinin de gönüllü parçası olduğu savaşta çok kötü işlerin ortasında kalmıştı. Ödülün motivasyonuyla 5 yıl sonra tuttuğu günlüğü ve o dönem imparatora yazdığı şikâyet raporlarını Japon Gazetesi'ne verdi.

Bizzat Kenan Paşa'nın icat ettiği fiyasko ödülle, yine kendisine verilmese hiç olur mu? Ödül ertesi yıl Evren'e gitti…

Ödülün imajını düzeltmek şarttı! Bu yüzden Örgütü Umkhonto we Sizwe'yle epey kanlı ve sert bir silahlı mücadele veren, 27 yıl hapis ve sonra örgütünü, hatta düşmanın üzerine benzin döküp, kibritle yakma talimatı vermiş karısı Winnie'yi bile karşısına alıp barış için masaya oturan Nelson Mandela'ya ödül verelim dediler!

Mandela da "darbeci bir generale verilmiş ödülü alamam" demez mi! Bir de üstüne Hürriyet Gazetesi'ne "Afrika'da milyonlarca kişi renginden ötürü köle muamelesi görüyor. Bu nedenle Kürtlerin çektiklerini görmezden gelemeyiz" demez mi!

Yer yerinden oynadı, şok 2 yıl boyunca atlatılamadı.

Özal'lı yılların ardından Mandela, 99'da fikrini değiştirip ödülü almak istediğini söyledi ama bu kez de bizimkiler vermedi.

Oysa Mandela listeye baksa yeterdi! Ödüller Kızılay, UNICEF gibi reddetmemesi garanti adreslere, bir barış ödülü alan ilk askeri birlik olması muhtemel Bosna Türk Barış Gücü'ne, 28 Şubat'ın şaşalı günlerinde, Neo-Conların akıl hocası Bernard Lewis'e, Kafkasya'nın 'barış' güvercini Aliyev'e ve elbette müzakerelerde 'çok iyi direndiği için' olsa gerek merhum Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf Denktaş'a da verilmişti.