Sene-i devriye

Soren Kierkegaard

Genel olarak Gregoryen takviminin yeni sene-i devriyesine umutsuzluk içinde giriyoruz…

Tam da "Kıbrıs Sorunu ve konjonktür" diyorduk…

Barış Suyu ile Asrın Projesi hayat bulmak üzere diyorduk… Meclisi yenileyerek tuhaf bir seçime bile gitmiştik.

Davutoğlu geldi, TC Elçiliğinde önce BM Özel Danışmanı Downer'la ve bilahir gizlice İngiliz ve ABD elçileriyle buluştu, diyorduk… Ortak Açıklama konusunda 3 ayı bulan pazarlıkların ardından Cumhur-u Reis 'taslak metni' Güney Kıbrıs Yönetimine göndermiş ve ne de güzel 'top artık Rumlarda' diyorduk…

"Olağandışı" aksiyonları ve lehimize artık geri dönülmez bazı mühürleri dışında yılı 'Kıbrıs'ta Çözüm' kıpırtılarıyla tamamladık. FİFA ve KTFF operasyonları hariç bu konuda fazlasıyla 'iyimser' olduğumuz 2013'ün Kıbrıs Sorunu süreci açısından hayal kırıklıklarıyla dolu bir yıl olduğunu kayda girelim.

Kıbrıs Rum iç siyaseti ve Türkiye iç siyaseti açısından konjonktürün çok elverişli olmadığı da artık üstü örtülemez nitelikte.

Güney komşuda yeni Başkan Anastasiadis'in seçilmesiyle yüzeye çıkan literatürlük ekonomik kriz ve TROYKA'nın atlılarıyla yakıp geçtiği 'bıçak' tedbirler…

Arap Baharı'nın ardından yaşanan süreçle bölgeye sirâyet eden depresyon…

Devrilen Mursî… Direnen Esad… Ve sıkıştırılan bir Erdoğan…

2013, kozmik bir kimyanın 'yönetilemez krizlerini' bahşetti; Hem dünyaya hem de büyük küçük ayırt etmeksizin tüm coğrafyalara…

Türkiye çok yönlü yolsuzluk operasyonlarının bizzat kendisi ve çalkantılarıyla; KKTC, koalisyon hükümetinin 'lanetinden bir türlü kurtulamadığımız meşhur UBP Kurultayı'na yaslanan kamuda geçici istihdamların belirsiz akıbetiyle' sallanıyor… Afrika Kıtası ve Kıbrıs Yayı üzerindeki fay hattımız da 'bir bedduanın tesiri altında kalır gibi' tüm yaşananlara uyum içinde titriyor.

Meserya'yı su bastı! Yılın son saatleri can alan trafik kazaları… Bozdur bozdur bitmeyen rekor döviz…

Elimizde Kıbrıs'taki "katırları" karıştıran Egemen Bağış'ın yerine 'balık tutma zamanı geldi de geçiyor. KKTC'de yapmaya çalıştığımız reformlar, karşılığını çok fazla bulmadı" diyen yeni bir AB Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu var.

Elimizde UBP ile yapacağı yeni koalisyonun bakanlıklarını çoktan üleşmiş ve sağda birleşme yolunda "ağabeyinin" önerilerini şimdilik çok da dinlemeyen bir DP-UG liderliği var.

Elde yine Erdoğan'ın kişisel kabiliyetine kalmış bir 2014 var!