Şiir ve inşa (Öcülerin terminolojisi-1)

Yayın Tarihi: 09/01/14 08:00
okuma süresi: 3 dak.
A- A A+
"Sonra gelenler, öncekilere 'câhil' diyerek lanet eder ve bu, bir kıyâmet alametidir"

Öcüler, her işi birbirinden ayrı tutmuşlar ve her kavramı, belirgin bir farkla ayırarak belirtmişler… Özellikle söz konusu olan, birbirine karışmaya müsait "benzer işler" olduğunda terminolojiyi çok sıkı tutmuşlar, bizler gibi şişirmemişler…

"Eski"lerden bahsediyorum "Öcü" derken… Son Osmanlı öcülerinden…

Onlar her şarkı çığırana "sanatçı" dememişler mesela… Ya da üretimin her safsatasına "zanaat" kılıfını örmemişler… Şiire, "şiir" demişler ancak, düz yazıya "nesir" demeden önce, çok uzun seneler "inşa" demişler… Tanzimattan sonra bile Şiir ve İnşa'dan söz edilir… (Kıbrıs Mutasarrıflarından ünlü edebiyatçı, şair Ziya Paşa'nın 'Şiir ve İnşa' adlı makalesi meşhurdur)

Cumhuriyet devrimi, (yoksa inkılap mı demeliydi) dilde nesri ve o eski ifade ile "inşa"yı "düzyazı" yapmış ama "şiir" kelimesine bir şey uyduramamış… Dili yaşatan asıl türün, şiir olduğunu düşünenler sazlı-sözlü sohbetlerine övünerek devam etsinler, zira dil "düzyazı" ile kâimdir…


**

"Düz yazı" dediğimiz şeye mukâbil düz olmayan, yamuk bir tertip sanki şiir!

Ya da yazının düz olanı, o kadar düz ki, ona toslamak her an mümkün gibi… Yamuk yazı şiir, düzyazı ise, yamuk olmayan bir nesir sanki… Oysa düzyazı anlamına gelen "inşa" ne güzel bir ifade zevk sahipleri için… (zevkleri ve renkleri tartışmayanlarla işimiz olmaz).

Hamingway gibi sarhoş yazanlar bile, düzyazının 'bir inşaat işine benzediğini' uzun uzun yazmadılar mı? Şiirden farklı olarak hem temeli başkadır nesrin, hem de harcı… Üstelik bir inşaat söz konusu olduğundan mimari riskler daha da yüksek… Kötü bir şiir, kötü bir şiirdir sadece… Kötü bir inşanın (düzyazı) ise maksadı "kötü" olsa da "asıl maksadını" aşmaya her zaman müsaittir. Yıkılırsa eğer inşa, bir şiirden daha çok ses çıkarabilir… Tozu dumanı çok daha geç çökebilir…

**

Cemil Meriç, düz olan bir yazısında, yani bir inşasında, "şiir köylü milletin âdetidir, medeni toplumlar düz yazarlar" der meâlen... Doğunun şiir geleneğini, batının romancılığıyla bir kıyaslamaya gitmek için… Hele vecd halinde yazan şair, tashih edilemez bir kişiliktir akademik inşacılar için… Bugün düz yazan yazara "yazar" dediğimiz için, ona inşaat işçisi muamelesi yapmak imkânsız… O artık "Yazar"dır çünkü…

Bizim öcüler, (eski herifler, Osmanlı öcüleri) işte bu yazı yazan takımı da birbirinden ayırmayı uygun görmüşlerdir. Hem yazma üsluplarına göre tasnif etmişler onları, hem de ortaya döktükleri eserlerine göre de ürünlerini, başka başka tanımlarla belirlemiş, başka terazilerde tartmışlar…

(Öcüler Terminolojisi, kimseyi ilgilendirmeyen 'Fıkra, Makale ve Köşe Yazarlığı' kavram karmaşasıyla sürecek)

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.