Bana bir sütlü Brüksel kahvesi!

Sonunda yazacağımı başında söyleyeyim; Bir: sütlü kahve içmeyeli (sütlü Türk kahvesi) en az 14 yıl oldu. İki: Cenevre'de öne çıkan iki konu vardı; Bir: HSYK düzenlemesi. İki: Kıbrıs… Erdoğan, kritik Cenevre ziyareti öncesi AB'ye çatmış, 'size ne oluyor, her birinizde HSYK'ya tekâbül eden kurumların düzeni başka. Bir standart varmış gibi nasihat etmeyin' demişti. Erdoğan'ın –alışık olduğumuz bu dili- kamuoyunda Cenevre ziyareti öncesi tüm yaşananlar nedeniyle 'acaba AB'ye bir 'One Minute' mı gelecek şüphelerine neden olmuştu.

***

Öyle olmadı! Hatta ilk okumalara göre bilakis –kapalı kapılar ve otel odaları koridorlarındaki kulisleri saymazsak- karşılıklı bir 'alttan alma' var gibiydi… 'Gibiydi' diyoruz zira AB bürokrasi elitlerinin basın önünde liderleri germe gibi bir âdeti yok. -Kendileri de artık inanmıyor ama AB, hala problem üretme değil, sorunları çöme mekanizması olduğu iddiasında. Ayrıca AB'de huy, milletin önünde kimseyi germek değil; rapora kaydeder, yüzüne güler, hediyeleşir, ansızın iki ay sonra alıverir üyeliği askıya… Hâsılı Erdoğan'ın Brüksel'de iktidarının 17 Aralık'a gösterdiği HSYK reaksiyonuna ilişkin AB'yi ikna edemediği kesin bir kanaat!

***

Brüksel'de öne çıkan esas konulardan HSYK Düzenlemesi, bir tartışma olarak kameralara yansımadı, yorumcuların dünya görüşüne kaldı ki AB, kendisi telaşlanarak; -olmaz böyle şey, verin de bir görelim- talebinde bulunmuştu. Kıbrıs Konusu ise, Brüksel'i doğrudan gerdi! Çünkü Kıbrıs Sorunu'nun özel şartları -Türkiye'nin AB serüveni içinde- güncel ve problemli HSYK düzenlemesinin AB için ifade ettiklerinden hala çok daha önemli bir dert ve engel. Başbakan Erdoğan ile AP Başkanı Martin Schulz'un ortak basın toplantısında yaşadıkları Kıbrıs geriliminin satır aralarını ne kadar okuduk emin değilim!

***

Kıbrıs'ta görüşmelerle ilgili bir soru üzerine Erdoğan, meselenin çözülmesi için destek vereceklerini söyledi. Erdoğan, 'Türkiye'nin Kıbrıs'taki askerleri çekmesinin istendiğini' belirterek 'Askerin çekilmesi gibi bir şey… Böyle bir teklifi biz duymadık, duymuyoruz' dedi. Toplantıda Schulz'un 'Güney Kıbrıs'ın bütün adayı temsilen AB üyesi olduğu' yönündeki ifadeleri üzerine Erdoğan yeniden söz aldı, Schulz'un elini tuttu ve

'Güney Kıbrıs, adanın tamamını temsil edemez. Yeşil Hat'la bölünmüş bir Kıbrıs'ta kalkıp da Kuzey Kıbrıs'ı Güney'in temsil etme hakkı yoktur' ifadelerini kullandı.

Schulz, Erdoğan'ın sözleri üzerine yeniden söz aldı ve 'Birincisi, Türkiye Başbakanı ile AP Başkanının kamuoyunun önünde tartışmaya girmesini önlememiz lazım; İkincisi de bu probleme mantıklı bir çözüm bulunmalı' diyerek çıkıştı.

Erdoğan, "Bırakın HSYK ahlakını da Kıbrıs'a verdiğiniz sözler ne oldu. Mantıklı dediğiniz nedir?" şeklinde de sorabilirdi. Schulz'un dikkat çektiği gibi "kamuoyu önünde tartışmak" gereksiz.

***

Bir: sütlü kahve içmeyeli (sütlü Türk kahvesi) en az 14 yıl oldu. İki: Cenevre'de öne çıkan iki konudan biri Kıbrıs'tı… Kıbrıs'ta Çözüm, her an AB karşısında sıkışan Erdoğan'ın çekeceği bir acil fren olabilir… İyi oyalar!