'Metin ol' Nami

Yayın Tarihi: 11/02/14 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+
"Cumhurbaşkanı oturur Silahtar'da. Eskiden oradan ramazan topu atılırdı, hiç olmazsa gürültü çıkardı. Şimdi tivitir var, dit dit Kudret Özersay. E gürültü çıkar mı? Yâhu gürülde biraz!"

Ferdi S.Soyer, 2012

Daha önce Cumhurbaşkanı Özel Temsilcisi olarak görev yapan Kudret Özersay'ın, Saray'a daha güçlü bir şekilde rücu ederek "müzakereci" sıfatıyla atanışı, üstelik Özersay'ın bunu Cumhurbaşkanı Eroğlu ve teklifi getiren aracılarla 'Toparlanıyoruz sürer' pazarlığıyla yapışı, kesinlikle bazılarını 'bu aşamada anlamsız, gereksiz bir biçimde' rahatsız etti.

Malum Özersay, Temsilcilik görevini Cumhurbaşkanı ve kadrosunun 'Ya Toparlanıyoruz, Ya Temsilcilik. Seç?' baskısı nedeniyle bırakmış, bu baskı basın yoluyla kamuoyunda da 'anlamlı bir karşılık' bulmuştu. Ben de iki yıl önce Kudret Bey'in -basını çağırdığı- o ilk toplanışında 'temsilciliği bırakacak mısınız? Zira güçlü ve makul beklenti budur' şeklinde soran gazetecilerdendim…

**

Yeni Kıbrıs suflesinde Özersay'ın Rum muâdili Mavroyannis'in karşısına 'müzakereci' olarak atanışından doğan 'iç siyasal rahatsızlık' sosyal medyadan önce ilk olarak Yenidüzen Gazetesi'nin haberi veriş şeklinde ortaya çıktı. Özersay'ın ayrılışına Rum basınının o günlerdeki yaklaşımını gereksiz atıflarla hatırlatan yeni atanma haberinin veriliş biçimi, özellikle iç sayfalarda hissettirilmişti. Ortak Metin'le ilgili gelişmeyi Güney Kıbrıs'taki Fileleftheros Gazetesi'yle aynı anda veren Yenidüzen, sonraki gün Eroğlu'nu "Metin Ol" (yani üzülme, canını yeme) manşetiyle teselli etmişti.

**

Bu rahatsızlık, son 52 saattir sosyal medyada da ayyûka çıktı. Bunu bizzat CTP-BG'li vekillerin "Ortak Metin Nami'nin işidir" diyerek polemikleri körükleyişleriyle gözlemledik. Bu itici dili, sanki de ortada "Nami'nin katkısı yoktur, uydurma" diyen biri varmış gibi yapmaları gerçekten de ibret vericidir!

Piyasada "hayret bir şey" tadında meseleyi daha da ileri götürenler de yok değil!

"Süreç CTP'nin kontrolündedir ve bu sürecek" şeklinde yazıp çizenleri anlamakta gerçekten zorlanıyorum. Sayın Dışişleri Bakanı Özdil Nami'nin hemen "Özersay, Eroğlu'nun talimatlarını uygulayacak" vurgusunu da anlamıyorum…

Kıbrıs Sorunu denen kanser, ne zaman tek bir cephenin kontrolüne girebilmiştir ki? Bu değil pratik, teorik olarak dahi mümkün değil…

AB dinamiği, ABD baskısı ortasında -yakın müstakbelin- kimin kontrolünde olduğuna ilişkin şüphe ve çelişkiler üstelik, Özersay'ın da kafasını Müzakereciliği kabulüne rağmen meşgul ediyor.

**

'Paralel müzakereci Nami mi?' sorgusu içinde gelişen iç siyasete dair manasız tartışma enteresan olsa da fevkalade gereksiz… Çok üst düzeyde angaje olan bir Amerika'ya rağmen fokurdayan süreç, sadece müzakerenin başlatılması ile sınırlı kalırsa –çok ihtiyaç duyduğumuz- o heyecan da zaten sönüp gitmeyecek mi?

Evet, belirtiler devamının da geleceğine işaret ediyor ki Kıbrıs Sorunu tutkusuyla -daha iyi ötsün diye gözleri çıkarılan saka kuşu misali- şakımaya başlayacağımız yeni bir sezona girdik… Zararı yok yineleyelim: madem körüz öyle ise iyi öteceğimiz kesin (!)

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.