'Afrodit Sübabında aksilik' nostaljisi

Yayın Tarihi: 18/02/14 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+
Bugün Kıbrıs Sorunu'na yeni bir ivme kazandırışıyla etkili olan hidrokarbon, hummâlı sondajlar sonrası geçtiğimiz yıl Eylül ayının ikinci haftası arızalı bir 'ufak sübap talihsizliği' nedeniyle gecikmeli bir surette fışkırabilmişti. Güney Kıbrıs, Akdeniz'in dibini oyan ve ada halkına 100 yıl yetebilecek gazı (bize kalırsa 100 yıl) ilk kez yeryüzüne çıkaran platformda oldukça tuhaf aksilikler yaşamış, gazın ilk sembolik 'olimpiyat ateşi misali' bir borunun ucunda yanıp yanamayışı âdeta bir krize dönüşmüştü. Yeryüzüne çıkan ilk hidrokarbon nefesini 'bir kibritle yakarak' bunu kutlamanın seramoni ve prestije yönelik bir anlamı olduğundan Rumlar, ilan ettikleri takvim gereği önce hemen 'yaktık' dediler. Komşu basın, yeryüzüne çıkan ilk gazı 'çok da sıkı kutlayarak' tutuşturduk şeklinde yazdılar.

**

Koca dünya basını, -sembolik ateşin yandığını resmeden bir fotoğraf karesi olma-masına rağmen –itibar ederek haberi hızla geçmiş, ertesi gün ise o kutsal ateşin yanmadığı, kutlamanın yapılamadığı; platforma ait kutsal Akdeniz tabanının 5 Kilometre altında bulunan 'küçük bir sübapta' tuhaf bir arızanın çıktığı açıklanmıştı. Anımsanacağı gibi fışkırmaya mani olan bu "lanet talihsizlikle" rezil olmamak için hükümet kaynakları ve Noble, bir sürü izâhat getirmişlerdi. Bugün-yarın derken bir hafta 10 gün rötarla 5 kilometre derindeki o uğursuz küçük arızalı sübaba erişilmiş ve gaz, nice Akdeniz milletlerinin kasvetli ıslak mezarlığından yukarıya çıkarak Afrodit parseli semâlarına ulaşmıştı. Bölgenin kaderini, makbul bir duânın karşılığıymış gibi yeniden yazması umulan gaz, oksijenine rötarlı kavuşmuş ve yol boyu çürümüş kemikleri de koklayarak -yani bir biçimde dirilerek- nihayet o borunun ucunda yanabilmişti.

***

Güney Kıbrıs, 2010'da ada açıklarında bir asırlık ihtiyacını karşılayabilecek hidrokarbon yatakları bulduğunu resmen ilan ettiğinde, bu potansiyeli bölgenin sınırlarını belirlemek için İsrail'le 5 yıldır pazarlık konusu yaptığını bildiğimiz için, rezervlerin bölgede müstakbel "ekonomik ve politik bir pim" olduğunu hemen kavramıştık…

Adanın, Afrodit Parseli denen ve kimlerin içinde hakkının olduğu (Mısır, Lübnan, İsrail, KKTC,) belirsiz, tartışmalı 12'inci parselinde, sembolik ateşin böylesi lanetli bir uğursuz sibop yüzünden bir türlü yanamaması ve prestijini adını aldığı "Afrodit efsânesinde" yitirmesi belki de gözlerden kaçan, hiç de umursamayacağımız bir hakikatin metaforik bir işareti gibiydi o günlerde…

**

Böyle tuhaf tesadüflerin, mitolojiden heyecanla verilmiş adların, geleceği nasıl etkileyeceğini bilemeyiz. Kim diyebilir bu ateş, çözümün ve ekonomik işbirliğinin değil, 50 yıl sonra adanın yok olmasına sebep olacak siyasi zincirlemeyi tetikleyen ilk ateş olmasın? Belki de tam da bugünlerde umduğumuz 'Çözüm Ateşiydi' o gün rötarla çıkan… Kim bilir, belki de hiç de 'bir şey' yoktur Akdeniz'in (bahr-i sefîd) dibinde ve platform dâhil her şey, 70 yıllık bir planın abartı dolu, sahte bir sahnesidir.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.