Doksan Beşe Doğru

Yayın Tarihi: 24/03/14 07:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+
İdealist fikirleriyle Mustafa Kemal Paşa'ya sehven ilham vermiş olan Tevfik Fikret, 31 Mart olayı patlak verince artık İttihad ve Terakki iktidarına da muhalif olmuştur… 1912'de meclisin kapatılması üzerine, bu olayı meclisin 1878'de (hicri 1295'te) kapatılmasına benzeterek "Doksan Beşe Doğru" şiirini kaleme alır. Bunu "Han-ı Yağma", "Sancak-ı Şerif Huzurunda" gibi öfkeli şiirler izler. Aynı zamanda İstanbul'u hakîr gören ilk Türkçe şiir olan Sis'i de yazmış olan Fikret'in "Doksan Beşe Doğru" adlı şaheserini fazlasıyla konjonktürel bulduğumdan #Karantina'ya alıyor; Tanin'in, İttihat ve Terakki'nin yayın organı bir havuz medyası haline getirilmek istenmesi üzerine gazeteden ayrıldığını hatırlatıyor; anlaşılmaması kaydıyla söz konusu şiiri paylaşarak vicdanıma bir nebze teselli kılıyorum;

"Bir devr-i şehâmet, yine çiğnendi yeminler;
Çiğnendi, yazık, milletin ümmid-i bülendi!
Kanun diye topraklara sürtündü cebinler;
Kanun diye, kanun diye kanun tepelendi...
Bîhûde figanlar yine, bîhûde eninler.

Eyvah! Otuz üç yıl o zehir giryeleriyle,
Hüsranları, buhranları, ehvali, melâli,
A'mal-ü devâhisi ve sulh-ü seferiyle
Bir sel gibi akmış, mütevekkil, mütehali.
Yazsın bunu tarih-i iber hatt-ı zeriyle!

Ey bir dem-i rüya gibi geçmiş kara günler,
Bir lahza edin seyr-i cahîminizi tekrar,
Dönsün bize o derin nazra-i muğber.
Heyhat! Otuz üç yıl, otuz üç yıl bütün ekdâr
Heyhat! Ne bir ders, ne bir fikr-i mukarrer

Silmez fakat elvâhını tarih-i muanit,
Doksan beşi aç! Gölgesi bir tac-ı harîsin
Saklar mütelâşi, mütereddit, mütemerrit
Evca-ı şebengizini bir yevm-i habîsin.
Hala o vesavis, o desâyis, o mefâsit.

Hala o şebin zeyl-i temadisi bu ezlam,
Hala o cehâlet, o tecâhül ve o techil,
Hala vatan hissesi bir tude-i alam,
Hala düşünen başlara hep latme-i tenkil,
Hala sırıtan dişlere hep lokma-i in'am!

Hala tarafiyyet, hasebiyyet, nesebiyyet,
Hala: 'bu senindir, bu benim! ' kısmeti câri,
Hala gazap altında hakikatle hamiyyet.
Hep dünkü terennüm, sayıdan, saygıdan âri;
Son nağmesi yalnız: yaşasın sevgili millet!

Millet yaşamaz, hakka tahassürle solurken
Sussun diye vicdanına yumruklar inerse;
Millet yaşamaz, meclisi müstahkar olurken
İğfal ile tehdit ile titrer ve sinerse;
Millet yaşamaz maşer-i millet boğulurken!

Kanun diyoruz; nerde o mescûd-i muhayyel?
Düşman diyoruz nerde bu? Hariçte mi, biz mi?
Hürriyetimiz var, diyoruz, şanlı, mübeccel,
Düşman bize kanun mu? Ya hürriyetimiz mi?
Bir hamlede biz bunları, kahrettik en evvel.

Bir hamle-i mahnum-i tagallüple değiştik
Hürriyeti şahsiyyete, kanunu gurura,
Heyhat! Otuz üç yıl geri düştük ve mühlik
Yoldan şu nedametli ve gafletli mürura
Bişüphe o humma-yi cünun oldu muharrik.

Ey millete bir sille olan darbe-i münker,
Ey hürmeti kanunu tepen sadme-i bidad,
Milliyeti, kanunu mukaddes tanıyan her
Vicdan seni lanetle, mezelletle eder yâd...

Düşsün sana meyyal-i tahakküm eğilen ser
Kopsun seni bir hak diye alkışlıyan eller…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.