'Müspet hayret' üzerine

Sıkı bir Twitter kullanıcısı

Yerel değil, Genel değil, tam tekmil bir 'Erdoğan Referandumuna' dönüşen Türkiye'deki 30 Mart seçimi, AK Parti liderliğinin tek başına göğüslediği kat'i bir zaferle sonuçlandı… Erdoğan, ülkeyi esasen HSYK düzenlemesi ile taçlanan Sıkı Yönetim şartlarına iten Gezi süreci ve 17 Aralık'ın 'çok yalanlı doğrularını', bir yandan mutfakta demir ağlarla örerek, bir diğer yandan da tüm yaşananları 'siyasi bir problem ve dile' dönüştürebildiği için dördüncü kez balkona çıkabildi… Neticeler karşısında ilk gecesine 'mütehayyir' bir uykuyla girenler, o 'müspet romantizmlerini' yeniden gözden geçirseler de olur geçirmeseler de artık…

**

Bilmediği "pokeri" kaybeden The Cemaat, başından beri inatla söylediğimiz gibi usûlde yanlış olan içtihadını 'terör ehliyetine' uydursa bile Türkiye'de ne iktidarı getirecek ne de onu sağlam bir tekmeyle yıkacak kudrette değil…

Yerel imajına bir de 'casus' takısını takmayı başaran Gülen Cemaati'nin yediği şefkat tokatının hikmetini, yaşayan esas nûr talebelerine sorma fırsatımız olmazsa eğer, The Cemaatin o naif, o idealist itibarını kurtarmak -generallere zamanında yazıldığı gibi- merhamet dilenen bir mektuba kalmış gibi görünüyor.

**

En ziyade The Cemaat entelektüellerinin ipiyle kuyuya inen CHP'nin içine düştüğü bataklığın karanlığı, Kılıçdaroğlu hala orada dururken asla çıkılabilecek cinsten değil… Propaganda dilinde halkın 'Kadir Abisi' karşısına çok iyi bir 'çakaldır' diye İstanbul'a pis mazisinden Sarıgül'ü; potansiyel Tweter müptelalığı çeyrek asrı bulan Gökçek saltanatı karşısına MHP'den meşrebi geniş, 'şeker adam' Mansur'u ithal eden bu CHP'nin Antalya'yı dahi kaybeden logosunda kırılmayan bir 'ok' kaldı mı?

Kılıçtaroğlu liderliği, bu rüzgârda bunu topladıysa eğer CHP'ye ana-muhalefet demek bile fiilen artık mümkün görünmüyor!

The Cemaat gönüllüsü Nazlı Ilıcak bile "sandıkta hile işini geçin, bunu tartışmaya açmak çok manasız" diyor ama hala 6 yaşındaki bir çocuk gibi kaybedince 'hile yaptın' diye zırlayan Neo-Kemalistler, elektriğin her an, her gün ve saat, çeşitli muhitlerde; düzenli olarak, farklı sebeplerden giden ve gelen bir enerji kaynağı türü olduğunu anlayamayacak kadar kendilerini 'şaibeye' kaptırmış.

**

Fuat Avni "ümidinizi kaybetmeyin önümüzde 22 ay var" diye fısıldıyor ama son 52 saattir devamlı fikir değiştiren anâniyeti, son Suriye Tapesi'nin neredeyse Erdoğan'a yaradığını göremeyecek kadar kör!

Esas resimde Cemaatin sonradan can havliyle dâhil olduğu Küresel Erdoğan'ı bitirme planı bugün itibariyle sekteye uğradı.

'Erdoğan Rejimi' denen şeyin halk nezdinde güven tazelemesi, yarın tedavüle girecek kirli senaryoların dineceğini göstermiyor. Meşhur balkona ailesinin 'depresif yüzlü' neferleriyle çıkan Erdoğan, her ne kadar Cumhurbaşkanlığı adaylığı sinyalini vermiş olsa da bugün sadece birinci devre bitmiş gibi görünüyor. Kim bilir ne kartlar şimdilerde yeniden karılıyordur!

Kazanan Topbaş'ın "sokağa yansıyan gerilimi geride bırakabilirsek daha da ileriye gideriz' söylemi anlaşılmazsa, 'sürdürülebilirlik' hala şapkadan çıkartılacak bir tavşana kalır…

Döviz, fırladığı ilk günlerine doğru sakinleşse de "adı konmamış ittifaklar" katiyen çökmez! Tam olarak bu nedenle 'ittifaktan topyekûn savaşa' oyunu başından beri günahkâr!