"Pırıltılı fikirde" hep sıfır

Yayın Tarihi: 09/04/14 08:00
okuma süresi: 3 dak.
A- A A+
Geçtiğimiz yıllarda da birkaç kez daha beterini yaşadığımız fakat bu kez âniden sopalı kürekli gelişen bu sahadaki Türk-Kürt kavgaları "bir coğrafya olarak" geri kalmışlığımızı bir kez daha perçinledi…

Dikkat buyurun!

"Bir coğrafya" olarak psikolojiden sosyolojiye hâdiseler, refleksinden tahliline bizde üç açıdan "geri"den gelerek tezâhür ediyor…

Bir:

'-Yan baktın, düz baktın. -Hayrola ne iş?' dalaşıyla başlayan bir sokak münasebetini ortada siyasi bir kavga varmış gibi "KKTC'de Türk-Kürt kavgası" şeklinde yaymak geri kalmışlığımızın yekten emâresi… Bizde mümkün mertebe slogana dayalı bu "geri kalmışlık" tüm konuların işlenişini kahredici bir şekilde belirler ve beni daima utandırır…


İki:

Türkiye, aldığı 'devletçe' ve 'örgütçe' risk sayesinde Çözüm Sürecinin 'kansız meyvesini' tüm yaşananlara, karmaşık provokasyonlara rağmen hâla yerken, bizim "Kürtlere" ve "Milliyetçilere" ne oluyor?

Yani kavga ettiniz, siyasi slogan çığırttınız diye sizi birisi ciddiye alacak mı zannettiniz?


İstanbul'daki yerel seçimin "sırrı" olan Sırrı Süreyya Önder, Kürt kökenli öğrencilerin kampüste açtığı o pankartları görse önce "biz dozer ve kepçelerin önüne çıkarken size böyle mi ilham verdik" der, sonra da Öcalan'ın Nevruz mektubunu bir PDF olarak elektronik postanıza forwardlar, mümkünse "heceleyerek okuyun" nasihati ederdi…

Parti kılcallarına hâkimiyette dönüp bakanların "hayret" ettiği Devlet Bahçeli olsa şu gelgitli gerilim yüklü dönemde, üstelik Kıbrıs Sorunu böylesine gündemde iken provokatörlere dikkat edilmesi gerektiğini vurgular, sokağın "karanlık" olduğunu tasvir eder, size sağlam bir 'destûr' çekerdi.


Üç:

Büyük dedesi Arif Ağa, Kayseri'nin Pınarbaşı ilçesinin Yukarı Köşkerli köyünden göç ederek Kıbrıs'a yerleşen, 1917'de Lefkoşa'da doğan, ilk ve orta öğrenimini Lefkoşa'da tamamlayan Siyasal Türk Milliyetçiliği'nin yaşamış son efsanesi Alparslan Türkeş'in KKTC'deki kurumsal Ülkü Ocakları'nı, Kıbrıs'ta çözümün yegâne ismi 2'nci Cumhurbaşkanı Talat'a ateşli fişekle saldıracak kadar ileri gidebilmiş Rum ELAM Örgütü'ne benzeten CTP-BG Milletvekili Doğuş Derya Hanımefendiye de ne oluyor?


**

Slogan, reklam ya da perspektif…

Her şeyimiz sığ…

Neresini düzeltsen yamalı bohça gibi başka bir taraftan patlıyor!

Entellerimiz 80'lerden…

Siyasetçilerimiz 60'lardan…

Duygularımız ise 50'lerde çakılı kalmış…

"Pırıltılı fikirde" hep "sıfır" çekiyoruz!

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.