Berd-ül Acûz Soğukları ve Erdemol
Kültür tarihinin kaydını tutsun diye "duvarlara" asılırdı
Çivinin çakılacağı deliği muhakkak altûni sarı çemberli olurdu...
Tüm zamanlarda nostalji kokan ön yaprağın sağında ve solunda -itinayla çizildiği ilk anda anlaşılmayan- zilleri olan iki saat logosu olurdu
Her yaprağı gününde koparmak, atlamamak, fazladan çekiştirmemek ama muhakkak okumak atalardan devreden bir merâsim gibi huşu isterdi
Arka sayfasında zaman zaman muhafazakâr menkıbelerin, zaman zaman ehemmiyetli tarihi kişiliklerin fâni hayatları hakkında yeterli özetlerin hatta kimi günlerde ekonomiye dair istatistiklerin, yemek ve tatlı tariflerinin olduğu bu takvimlerin ön sayfasında ise Tarihte Bugün, Kıble Saati, günün ve gecenin ne kadar uzadığı, o gün doğan erkek ve kız çocuklar için isim önerileri, Hicri Şemsi gün ve oldukça ciddi editoryal gayret gerektiren türlü türlü inceliklerle bezeliydi
Bazen kimsenin hatırlarken dikkat etmediği o takvimleri oluşturan yaprakların içeriği hakkında bugünün Kültür-Sanat dergilerinin metodolojik olarak öğrenmesi gereken çok şey olduğunu düşünürüm
**
Her yıl 11 Mart, bu nostaljik takvimlerin ön yaprak sayfasında "Berd-ül Acûz Soğuklarının başlangıcı" olarak ilan edilirdi
Ürkerdim
Avam Türkçesindeki karşılığı "Koca Karı Soğukları" olan Berd-ül Acûz, bütün dil ve lehçelerde kabus gibiydi Hiçbir sempatisi yoktu Oysa meteorolojik olarak baharın gelişini müjdelerdi bu soğuklar
Sanki kan ve saça buladığı büyüsünü ecinnîlerle restleşerek tamamlamak zorunda kalan bir cadı gibi 17 Mart'ta meşhur Koca Karı Soğukları'nın "bittiği" yine bu takvimlerin ön sayfasından açıklanırdı
Ferahlardım
**
Her ne kadar Berd-ül Acûz soğukları biteli bir ay kadar olsa da geçtiğimiz gün gazetesinde yılların Londra temsilciliğini yapmış, Cumhuriyet Gazetesi Dış Haberler Editörü kıdemli Gazeteci-Yazar Mustafa Kemal Erdemol'la yaptığım söyleşi sırasında işte bu Berd-ül Acûz soğuklarının esebileceğini hissettim
Uluslararası ilişkiler ve Ortadoğu özelinde birikim sınırları ilk anda hızla keşfedilmeye -tevazusu nedeniyle- müsait olmayan Erdemol, Kıbrıs'ta yeniden gelinen Çözüm çabalarını değerlendirdi
Türkiye'nin Adada yeni Çözüm noktasında samimiyetini sorgulayan bir suâle karşılık Erdemol, Erdoğan'ın tıpkı Alevî Açılımı ve Kürt Sorununda olduğu gibi çok yakında Kıbrıs için de yön değiştirebileceğini ve meseleye bu sıralar sık yaptığı gibi 'milli midir, değil midir?' çerçevesinde yaklaşabileceği ihtimaline dikkat çekti
Erdemol, Erdoğan'nın sıkışma, sıkıştırılma atmosferini sevdiğini, stres altında ABD ve AB'yi çok da takmadığını, kendisine iç politikada yarayacak bir zikzakla Kıbrıs hassasiyetini her an kaşıyabileceğini belirterek "Erdoğan, Kıbrıs'ı vermem gürültüsü koparabilir" dedi
İlginç doğrusu
"Allah korusun bizi böylesi bir Berd-ül Acûz'dan" demek dışında bir takvim yaprağımız yok gibi
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.