Doğu Roma Eyâleti Kıbrıs'ta Portekizli bir çift

Yayın Tarihi: 06/05/14 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+
"Bu adanın insanları, kendilerini 'maddi zenginlik' ve 'güzellik' içinde değil, 'inanç içinde' görürler."

Venedik Sütunu (Dikilitaş), Lefkoşa, 1550

Geçtiğimiz Pazar günü Kıbrıs Gazetesi'nde "Güzergâhlarına Kıbrıs'ı da Eklediler" başlığıyla yayımlanan oldukça ilginç bir haber vardı.

Hayret verici fotoğraflı haber, "Kudüs'e Hacı olmak için yürüyen" yaşları 60'lara merdiven dayamış Portekizli çılgın bir çiftten söz ediyor…

Zamanı durduran bu "Katolik çift", ana-vatanları Portekiz'den yola çıkmışlar ve sırası ile İspanya, İtalya; devamla Fransa, Arnavutluk; ardından Makedonya, Yunanistan ve Türkiye'yi yürüyerek kat etmişler ve deniz yoluyla ulaştıkları memleketimizde objektife takılmışlar…

Girne Boğazı -Lefkoşa anayolunda ayaküstü kısa bir röportaj veren Joseph Diegas ve eşi Maria, yaklaşık bir yıldır ciddi ciddi durmaksızın yürüyorlarmış. Kudüs'e gitmek için…

Güzergâhları boyu güneşe tapan eski kavimlerin tanrısından Allah'a sığınarak şapka takan mütevazı karı-koca, kalabalık bavullarını elleriyle ittire ittire taşıdıkları iki tekerlekli, iki selesiyle Girne Limanı'ndan ülkemize -doğrusu kendi maceraları bakımından- Doğu Roma eyâleti Kıbrıs'a giriş yapmışlar…

'Denizci' bir milletten olan Portekizli çift, Kuds-i Şerif denen Jerusalem'e yani Kudüs'e doğru -dillerinde duâlarla- ayakları üzerinde ilerliyor…

**

"Bu seyahatin sevabı çilesindedir" diyerek mevsime riâyetle "antik metotla hac yolculuğuna" çıkan Joseph ve Maria'nın ajandasında, Güney Kıbrıs'a geçip Limasol Limanı'ndan bir gemiye binerek Hayfa Limanı'na vâsıl olmak ve oradan da yine yürüyerek üç din için de kudsî olan "Kenan diyarı Filistin" komşusu Kudüs'e varmak yazılı…

Koca Joseph Diegas, eşi Maria'nın aslında biraz hasta olduğunu, kısmen zorlandıklarını fakat bu meşakkatli yolculuğu tamamlayacaklarını söylemiş muhabire…

Klasik metotlarla hacca gitmek kadar, aynı klasik yolla dönmek de 'çok sevap' olduğundan olsa gerek yine aynı güzergâhı kullanarak Portekiz'e döneceklermiş...

**

Bu denizlerin kıdemli kalesi ada, henüz makine dairesi sabotaja uğramış bir gemi misali Akdeniz'e tamamen demirli değilken, hem bilahir buradan da sürülen Yahudilerin, hem Doğu Roma Mirası içinde Katoliklerin, Latinlerin; hem de Müslümanların Kudüs'e ya da Mekke'ye doğru "hac yolu üzerinde" kıymetli bir durağı idi…

Sarı Selim'in de resmî fetih gerekçelerinden biriydi Hacca giden inananların korsanlar tarafından soyulması…

'Öcü' Osmanlı'nın Pers mirası diliyle "Haccın reh-güzeriydi" üç din için de Kıbrıs…

Yani 21'inci yüzyılda kendi Hac yolculuğuna çıkan şu Katolik Portekizli karı-koca için atılan "Güzergâhlarına Kıbrıs'ı da Eklediler" başlığı doğru değil, demek istiyorum…

Gök kubbe altındaki seyahatlerine 'turizm olsun diye' Kıbrıs'ı eklemiş değil Josefh ile Maria…

Tam olarak doğru yerden, tarihî bir hattan, geleneğe münasip bir şekilde yürüyerek, çileyi ciğerlerinde hissederek geçiyorlar Kıbrıs'tan…

Sonradan değil, kendi belleklerinde esas "gereği" olduğu için…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.