Tarafsız Hakem: Yüce Divan
Türkiye basını, önergelerin görüşülmesi sırasında gün boyu yaşanan gerginliğin gece hat safhaya ulaştığını ama "yeni HSYK" görüşmelerinde olduğu gibi bu kez "kan çıkmadığını" yazıyor hıdırellez sabahında
Mecliste kabul edilen önerge, bir tür savcı misyonu üstlenen ilgili Komisyonun meseleyi Yüce Divan'a havale edeceği anlamına gelmiyor elbette ama Genel Seçime kadar bu ihtimalin müstakbel Cumhurbaşkanı Erdoğan için vicdanları da rahatlatacak pragmatik bir fonksiyonu olabilir
**
Genel Kurul öncesi parti Genel Merkezi'nde 'kahvaltı usûlü' tekmile çağırılan eski(miş) bakanlardan biri gece gündüz zaten hep gözyaşı döktüğünü söyleyerek- bunu belirtmenin hüznüyle yine ağladı! (Başbakan da istifa etsin, dediği için ettiği tövbenin nedâmeti kabul edilmediğinden son bir cila olarak)
Tekmil kahvaltısında öteki sustu! (Rahman ve Rahim olan Allah'a karşı "suskunluk orucundan" bahseden ayet Meryem suresi mi yoksa Bakara mıydı diye tefekkür etmekten).
Bir diğeri 700 Bin Dolarlık akrep ve yelkovana izahat getirdi. (Satış belgesinde olmasa da Garanti Belgesinde adım yazıyor, parasını ödedim' diyerek).
Başından beri parti içinde "öteki" olan partili eski Vali ise "ben ne ara, ne yaptım da Bakan oldum. Bu atamaya oğlum bile hep şaşırmıştı zaten" diye fısıldadı nefsine
**
"Kahrından" ağlayanın da "sükût tasdiktir" prensibince susanın da zamanı ölçen saatinin "ebru yaldızlı masaüstünü" özleyenin de tek bir ağızdan ifade ettikleri asıl argüman, hükümetin "kendileri üzerinden" kumpasa uğratılmak istenmesi
Bu da ne demek oluyor?
17 Aralık darbesi, Erdoğan'ın bölgede gücünün kırılması ve iç politikada Cumhurbaşkanlığına uzanan tabii yürüyüşünün sekteye uğratılması için değil miydi? Nûru kararmış Paralel Yapı, bu sebeple uluslararası aktörlere âlet hatta işbirlikçi olmamış mıydı?
Şimdi bu eski(miş) bakanların "hükümete yönelik diyerek bizi âlet ettiler" sözleri ne demek oluyor?
Başbakan Erdoğan, "hükümet değil, bizzat ailem üzerinden bana, şahsıma " dememiş miydi defaten son referandumda?
Sayın dört bakan (-ki ikisinin kökeninde AK Parti'nin "makarası" bile yok) kendisini ne ara alternatifsiz sandı da zat-ı âlilerini hükümet zannetti? Her biriniz "Erdoğan dehâsının" lütfuyla muteberdiniz
**
Dört Bakan da ortak dille "verilemeyecek hesabımız yok" dediler bugüne kadar ve bu vurguyu önceki gün de aynen böyle söylediler Genel Kurul'a (konuşmalarını AK Parti Grubu'ndan sadece 5 kişi alkışladı.)
AK Parti, MYK kararı tadında, bir iç meseleymişçesine "biz karar verdik, 'hepsi de' suçsuzlar" diyorsa ve "mahkemeler de zaten (Türkiye'nin tüm karanlık mâzisinde olduğu gibi) âdil değildir" diyorsa o zaman en azından şimdilik tarafsız hakem Yüce Divan'a sevk, hem Cumhurbaşkanlığı hem de esasen sonrasında gelecek Genel Seçimler için rasyonel olandır
Değil midir? (kendini partili sanan okuyucu bu noktada şaşırıyorsa Star Medya Gurubu yazarlarına baksın biraz)
**
Parti istikbali için kurucu partilileri hatta Başbakan Yardımcılığı yapmışların gözünün ferine -pragmatik siyaset gereği- bakmayan Erdoğan, bu dört bakanı harcamaz diyenler varsa aramızda genel seçimlere kadar oturup seyredelim derim ve o güne kadar da 'eğri oturup doğru konuşalım, demek isterim
Çünkü
Evet, çünkü 'muhafazakâr tereddüt' denen şey, "siyasal realizm" ile "ahlaki idealizm" arasındaki gerilime sıkışmaktır
Bu yüzden Yüce Divan, -5 ay erteleme imkânı içinde dahi olsa- tarafsız bir hakem olacaktır Üstelik muhakkak gerçekleşmesi gereken bir iç-temizliğin de dengesini kuracaktır.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.