Ne "övünmek" ne "direnmek"

Yayın Tarihi: 30/05/14 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

"Türk Silahlı Kuvvetleri, ülkemizde her şeyin çıkmaza girdiği bir dönemde yönetime el koymuştur: Bence zamanında ve yerinde bir karar alınmıştır. Halkımıza hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum…"

Sezen Aksu, 22 Eylül 1980, Hey Dergisi

Türkiye'de muhalefet, hakkında kara kara düşündüğü ve bir türlü "çatı" tedbirini geliştiremediği Erdoğan'ın ifade ettiği "devletin başı, partili Cumhurbaşkanı" belasını, kendi başına zamanında Anayasa değişimi konusunda elini taşın altına sokmaması ve biz bu işi "AK Partiye nasip etmeyiz" dediği ve bu zihniyeti içselleştirdiği için aldı…

Öylesine kategorik bir nazarla "kilitledi" ki bu işi muhalefet, şimdi Cumhurbaşkanlığına –çekirdek ailesinin karşı çıkmasına rağmen- yürüyen Erdoğan'a ne bağırsa ne çağırsa faidesiz…

Madem darbe Anayasası'nı ser âpâ (baştan-ayağa) değiştirmeye yanaşmadınız diyor Erdoğan, öyleyse mevcut Anayasanın hem lafzında açıkça değinilen hem de değinilmediği için çokça fiili boşluğu -teamüle aykırı olsa da - önüme seren mevcut sistemde "Milli Şefliğime" razısınız demek ki, diyor…

Görüyorsunuz ya diyor, bizim tek başımıza gücümüz yetmedi değiştirmeye ancak siz de diyor, yanaşmadınız ki "yamalı kırk bohça" misali hep şikâyetçi olduğunuz Anayasa'nın değişimine!

"Doğru söze" çok şey denebilir belki siyasette ama böylesi "âdil bir pazarlığa" ne denebilir?

Türkiye'nin aldığı son şeklinde başta köhne CHP ile kararsız MHP'nin de katkıları yadsınamaz. Çünkü Anayasa Değişiminde Cumhurbaşkanlığı tanım ve yetkileri kalemi hakkında bir "feverânı" değişim için harıl harıl çalışırken çıkarmayı düşünemediler!

Hep ve hem kaçtılar konunun dayandığı Anayasa değişiminden hem de 'olmaz, şimdi bunu bize yapamazsın... Kahretsin seni' diyorlar!

Ol sebep, "fikren hem müstahak hem de olacaklara filen râzıdır" muhalefet.

***

Bizde de, yani KKTC'de de bir "Anayasa Değişimi" tartışması var son aylarda ve bilhassa günlerde…

Hani Ana-Yavru Vatan olayı meselesi…

Tabi bizdekinin sadece adı, şöhreti "Anayasa Değişimi"… Değişim denilen ve "övünülen" ya da aksine "direnilen" konu, 164 maddeden sadece 20'sini değiştirmek, 4 tane de eklemek hakkında bir mülahaza…

Yani biz, Türkiye'de bir süre önce alevli bir şekilde gündemi meşgul eden ancak konjonktür nedeniyle rafa kalkan köklü bir "Anayasa Değişiminden" söz etmiyoruz burada… Adı öyle sadece…

Tartışmanın muhtevası, Federe Kıbrıs sonrası Türkiye'deki darbeci Kenan Evren Anayasası'ndan kopyalanan metinde bir "yama" yapar mıyız, ya da ne bileyim bir "boncuk" takar mıyız tarzında bir şey…

Yani bu denli "geriden gelen" bir şey demek istiyorum. (85'te Geçici 10. Madde hakkında merhum Naci Talat ve merhum Raif Denktaş'ın neler söylemiş olduğuna bakın)

Hükümetin büyük ortağı CTP-BG, başında anlaştığı ortağı DP-UG ile birlikte 29 Haziran'daki yerel seçimde değişen ve eklenen maddeleri –sonra kırtasiyesi daha masraflı olmasın diye- referanduma götürmek istiyor.

Ancak geçtiğimiz gün takvim, muhalefetin doğrudan itirazları ile hükümetin küçük ama etkili ve belirleyici ortağının 'acelesi yok' şerhi nedeniyle şaştı, hatta tehlikeye girdi.

Bu, yani bu küçük değişim paketçiği, kendince özetlediğin gibi 'küçümsenecek' bir şey değildir diyenler varsa aramızda eğer, meşhur "Besleme Krizi" öncesi aklınız neredeydi diye sormakla yetinmek isterim!

Altı üstü bir yama için hem böyle "övünmeye" ya da aksine böyle "direnmeye" devam edersek eğer, ünlü sanatçı Sezen Aksu'nun 1980 darbesi sonrası Anayasa Referandumuna Evet, diyen "hallerine" her an düşebiliriz…

Ya da 30 yıl sonra Erdoğan'ın referandumuna da Evet diyen "sonradan" hallerine…

Ne "övünmek" ne "direnmek" iş değil.!.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.