#KesinBilgiYayalım

Yayın Tarihi: 04/06/14 08:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+
Bî-günahım deme bari, tevbe kıl canım oğul

Kânuni Sultan Süleyman

Takibinden birkaç ay 3-4 saat uyudun…

Sakallarında genç taneler ağarttın…

Hakkında 900'ün üzerinde Tweet, lehte görüşüne paralel Bin 800 Retweet yaptın.

Binlerce 'laik' takipçi kaybettin… Binlerce…

Kendisini Cumhuriyetin 10'uncu yıldönümünü görmüşler kadar sözde 'önemli' ve 'terörünü meşrû' sayanlara sert cevaplar döşedin.

Sana 'seni tanıyamamışız' diyerek spamlayanlara 'biz de çoklarını vaktiyle tanıyamamıştık. Olur, böyle şeyler. Sen yoluna ben yoluma' diyebilecek kadar 'çiçek gibi' açtın…

'Nasıl ki âmâlar için resim yapılmaz öyle de okuması-yazması nâkıs câhiller için köşe mi yazılır' dedin ama hakkında 15 Karantina sütunu tertip ettin. O haftalarda Kıbrıs Kontenjanından linç edildin hatta…

Ama her nasıl olduysa 'Gezi'yi yıldönümünde anmadın Bay Karantina! Mr. Vatan hiç olur mu, diye sordu bazı dostlar.

**

'Gezi'nin sene-i devriyesini anacağımı zanneden bir kısım 'dipnotlu dostlara' ben de şöyle dedim: Başbakan Erdoğan, 'Gezi'nin yıldönümü varsayılan 31 Mayıs'tan bir kaç hafta önce 'Gezi'ye bir yıl evvel can hıraç destek veren "büyük sermayedârla" bir 'gezintiye' çıktı ve basının karşısına geçerek poz verdi. Bunu gördünüz mü?

O nedenle dedim, yıldönümü dediğiniz pejmürdelik bazılarınızın umduğu gibi 'ateşli' geçmeyecek, nesini anayım?

Gerekçem hakkında köfteyi 'çakanlar' da oldu 'bön bön' bakanlar da…

Zaten Gezi süreci, geçen trene 'inek gibi baka kalanlarla', 'korkma rayından çıkmaz' diyenlerin 'gafleti' arasında bir imtihandı.

Bu nedenle hayranı oldukları Nietzsche'nin 'Tanrı öldü' kelâmını "kilisenin tanrısından" bahisle açtığını bilmeyecek kadar 'okumaktan' yoksun, sivilceli, nihilist gençliğe dalkavukluk edecek değilim.

**

'Gezi'yi ve dinamiklerini, hobisi şiir ve edebiyat ile kısmen ya da bütünen felsefe olan 'incelmiş' sosyal bilimciler anlayamadıkları gibi yorumlayamazlar da…

Çünkü onlar esasen 'sanatçı' olamadıkları için 'sosyal bilimci' olmuşlardır ve tıpkı tahsilini tamamlayamadığı için 'gazeteci' olmak zorunda kalan yazarlarınki gibidir değerlendirmeleri…

Bu tarz sosyal bilimcilerin ne 'sosyalisti' ne de 'muhafazakârı' bu terazide benim için aynıdır. Yani ya 'isabetsiz' konuşup yazar bunlar ya da 'hakikati' fazlasıyla medd-i tabiiye zorlarlar…

Gezi'yi yâd eden sosyal bilimciler, esası bulandıran sahnedeki kusursuz 'metaforda' boğulmaya, özel zevkleri içinde yer alan romantik eğilimleri gereği mahkûmdurlar.

O nedenle Gezi gibi bir sahne için kolay kolay 'âkil referans' tavsiyesi yutmam!

**

Bugün kitabevi raflarında bir sütunun adı olan Gezi, "eski Türkiye'nin" ana havuzu gereğinden fazla klorladığı zehirli, karanlık bir dehlizdi…

Hatta 80 ilde sokağa çıkan 3 Milyon insanın 'organize olamamış' kontrolsüz terörüydü.

En büyük çelişkisi de 'şiddeti meşru' kılan fiili durumuydu.

Elbet her karanlık dehlizde bazı 'ışık saçan' ama bir türlü koridoru aydınlatamayan, muhtemelen de oraya yanlışlıkla kanat çırparak gelmiş 'ateş böcekleri' olabilir…

Bu ateş böceklerinin 'orijinal' kıymeti, 'ayrıntıyı merkeze alan sanattaki 'pitoresk bakışın' konusudur. Sosyolojinin ya da tamamen Sosyal bilimin değil…

Siyasetin üstelik hiç değil!

Bu nedenle zaten son 17 ve 25 Aralık süreçlerinin gölgesinde unuttuğumuz AK Parti'nin oyları, Gezi'nin 'dindiği' ayda yapılan son ankette yüzde 55'e kadar fırlamıştı.


**

Hadi anıver şu Gezi'nin yıldönümünü bir, diyen o dostlara şunu da söyledim: Anacaksam dedim, takiyyeci The Cemaati anmadan geçmem.

Gezi'nin yıldönümünü yayın organlarında bir 'şölene' dönüştüren bu Cemaat çünkü, o günlerde 'siz de mi bu işin içindesiniz?' diye sorulduğunda 'hâşa, görmüyor musunuz İzmir'de Bank Asya'yı da taşlıyor bu karıncalar' diyorlardı.

Gezi'nin sözde 'ruhu'ndan söz edilecekse eğer, bu ruh ölü değil, çürümüş ve irin kokusuyla Türkiye'nin yakın istikbaline sirâyet etmiş bir cesettir ancak…

Gerisi üreticisini bağlayan bir 'metafor' belki…

'Kesin Bilgi' yayalım!

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.