Statüko "ihâneti" hak eder!
KKTC'nin toprak ve nüfusa göre hakkı 4 belediye aslında O 4(dört) de zorlasan belki ancak çıkar (Türkiye'deki Büyükşehir mevzuâtına göre 1 bile etmiyor).
Aynı zamanda başkanlık sistemiyle yönetilen Güney Kıbrıs'ın toprakları ve nüfusu daha fazla olduğu halde toplam belediye sayısını ciddi ciddi 5'e düşürmeye çalışıyor ama -rant olsun denerek-bizde, kuzeydetam 28 kelleye bölünmüş parseller
Bir türlü her seferinde tartışılan, zarûridir artık denen "Belediyeler Reformu" yapılamıyor
Bir medeniyet ölçüsü olarak "ölçeği" artırarak üçünü-beşini bir araya getirip "tek bir çatı altında toplamak" kimsenin işine gelmiyor çünkü
Tek-Çarşaf listeden korkan vekiller de zaten bu birleştirme/verimli hale getirme vizyonuna özünde sıcak bakmıyor
Böyle gelmiş böyle gidiyor
**
Aynı tartışma dün itibariyle TDP-Girne'de de başladı ama İktidarın büyük ortağı CTP-BG, neticelerin ardından "ihânet" suçlamaları nedeniyle tam olarak birbirine girdi
Türkiye'de Erdoğan Köşk'e yürürken bizim CTP-BG de iç yapısı itibariyle gittikçe Ce Ha Pe'ye dönüşüyor
Seçimin ardından örgüt binalarında neredeyse "arbedeye varan" kargaşalar yaşandı
Özellikle Girne-Mağusa örgüt binalarında yaşanan kaos nedeniyle Başbakan Yorgancıoğlu ve Genel Sekreter Erk isyânı bastırmak, ortalığı sâkinleştirmek için bizzat sahaya inmek zorunda kaldılar
Daha da öteye geçecek olup bitenler
Fakat yaşananlar,Girne ve Mağusa'da devrilen heykel misâli statükonun sağa-sola savrulan taş yığınlarının çıkardığı sesten başka bir şey değildi
**
1998, 2002, 2006 ve 2010
Mağusa'da beş dönem kesintisiz 20 yıllık (24'üncü yıla talipti); Girne'de ise 1+3 dönem kesintisiz 12 yıllık (16'ıncı yıla talipti) CTP'li belediye başkanları büyük bir gürültüyle devrildi
Mağusa'da Oktay Kayalp'e, Girne'de Sümer Aygın'a seride 2014 seçimlerinde "başkanlık" nasip olmadı
İyi ki de olmadı
Çünkü tek rakipleri, Ankara'daki Melih Gökçek olan bu iki statüko ismin gidişi muhakkak "hayırlı" olmuştur Ve nicelerinin
Kuzey Kıbrıs'ta üç büyük kenti kaybeden başkanlar, özellikle Mağusa ve Girne'de örgüt düzeyinde bir "ihânetten" söz ediyorlar şimdi
Lefkoşa'da kaybeden Fellahoğlu"CTP'li belediye azâlarına mühür vuran partililer, belli ki bana oy vermemişler Aleyhime çalışan parti üyeleri oldu" diyor
Fellahoğlu'nun durumu bilahir Karantina'ya alınmak üzere- farklı ve özel de Kayalp ve Aygın'a ne oluyor?
Yetmez mi bunca yıl kesintisiz 'hizmet'?
Nerede, nasıl olduğu fark etmez: Kemikleşmiş, sarsılmaz, şaşmaz, yıllanmış statüko denen şey, zaten çoğu kez "ihânete" uğrar
Çünkü bir noktadan sonra bunu "hak" eder
Yeter artık Oktay Bey!
Gidin artık Sümer Bey!
Varlığınız dışında bir şey bilmiyoruz zaten
Bâri gürültüsüz "yok" olun!
**
Kuzey sathında en efsanesi tam 24 yıl sonra "nihâyet" (Allah'a şükür) bir seçim kaybeden Lefke'nin 1990'dan beri yerleşik statükosu Mehmet Zafer'dir gerçi ama 1994'ten beri Başkanlık yapan ve bu kez nasıl olduysa(!)- kaybeden İskele'de Halil Orun'un ve Akdoğan'da Âdem Ademgil'in de hakkını yemek olmaz
Darısı Allah sağlık-sıhhat versin- bir sonrakiseçimde yani 6.dönemi sonunda devrilmesi umulan Fuat Namsoy'aya da Güzelyurt'ta 5. döneminde 17. yılına giren Mahmut Özçınar'a
Gönyeli'de yeniden seçilerek yeni bir rekora koşan Ahmet Benli'ye de sıra muhakkak gelecektir.
**
Bu başkanların (bu adamların)yeniden seçilmesi ve emekliliklerini belediye reisliğinden beklemeleri bir başarı değil, Kuzey Kıbrıs siyasetine mahsus bir "orta oyunun" konusu olabilir belki ancak
Bir gün onlara da birileri muhakkak "ihânet" edecektir
Çünkü bizim stil statüko, "ihâneti" hak eder cinstendir
Bir noktadan sonra mukadderdir
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.