Ne zannettiniz
Kıbrıs Postası Y. Kurulu Başkanı Polat Alper
Entel köşe yazarlığının nâdide alâmetlerinden biri olduğunu söylediler "yılda bir çala-kalem futbol yazmalısın" diye nasihat eden bazı bedbaht Twitter takipçilerim
Doğrusu ben fiilen futbolla alakamı lise yıllarının başında 'parlak bir kaleci' olarak kestim ve o günden beridir de düzenli kilo alıyorum
İdolüm; aynı zamanda Yeşilçam kariyeri olan ve hem özel hayatıyla hem de disiplinsiz dehasıyla 60'ların sonunda İzmir-Altay Spor filesinde efsaneleşen nâm-ı diğer "Şikeci Varol"du. (Ürkmez)
Kumarbaz, zampara, kaçakçı, lakabı şikeci (-bilirkişi olarak- Şike Soruşturması hakkında mülakatını okuyunuz) ve alkolik Varol'un şuta uzanırken bazen sırtının üst direğe değdiğini bizzat gördüğünü söyleyen eski futbolcu eniştemden bazı sahih ve 'Salih' nakilleri dinlemekse daima en büyük 'vefâsız' zevklerimden biri olmuştur
(63 sezonunda Roma'da yediği meşhur 10 gole rağmen Varol, 37 doğumlu ve hala yaşayan bir futbol kahramanıdır. Çünkü deplasmana giderken en az 4 halıyı italyan gümrüğünden geçirip satmışlığı vardır.)
Neyse
**
Saha ve fikstürdeki futbol takibini tâ lise yıllarında bütünen terk etmeme rağmen -bir mezhebe mensup olmak tadında- soran olursa babadan devr ile "Beşiktaşlı" olduğumu hep gururla söylüyorum
Dillere destan, birbirinden renkli TV spor yorumu programlarını ama hep, daima takip ettim
Bana göre "spor yorumcularının" ilk anda dar gibi görünen dünyalarından daha renklisi yok
Edebiyat düşkünü pek çok adam, sadece spor yorumcularını dinleyerek siyaset yorumlamak için çok ciddi zengin bir metafor membaına erişebilir. (Selahaddin Duman, artık spor ekinde boşuna yazmıyor ya).
Genel kültür ve külüstürün tüm spor yorumcularını, futbolla sıfır alakası olan biri olarak herkesin oturup bazen takip etmesini cidden tavsiye ederim
Şaşarsınız
**
Dünya Kupası serilerini de istisnasız göz ucuyla takip etmişimdir
Son 16 yıl boyunca, dört yılda bir yapılan her Dünya Kupası dönemi içinde de hayatımda 'köklü bir değişim' olmuştur
Öyle denk geldiği için de çifte yıllara isabet eden yaz sezonu Dünya Kupası maçlarının başlangıcı ve o meşhur tören beni 'hayatım' hakkında ürkütür
**
Bu yıl kupada topu topu iki maç izledim.
Bir de finali izlerim herhalde
İkisi de kupanın -rivâyete göre- en çarpıcı maçlarına denk geldi
Biri, kupada 'Ölüm Gurubu' denen D Gurubu'nda Uruguay'ın İtalya'yı tek golle elediği maçtı
Diğeri ise önceki akşam Arjantin düşmanı Brezilya'nın 12 yıl aranın ardından evinde ilk kez - Almanya karşısında aldığı 7-1'lik tarihi hezîmetiydi
Almanya mutlu, Brezilya ise şokunu yaşıyor!
Fakat Brezilya'da esas konu şimdi, bu hezimetin nasıl bir toplumsal neticeye dönüşeceği
Olabilir Çünkü Brezilya, dünyada gelir dağılımı "en adâletsiz" olan ülkelerin başında geliyor
İstanbul'un 80'lerindeki gece-kondular, bugünkü Brezilya'nın yarısının yaşadığı teneke evleri yanında lüks kalır O derece
Buna rağmen 'yiyelim-içelim, top koşturalım, çiftleşelim, samba yapalım, hep gülelim' diyen bir şuursuz atmosfer
Fakat bu kez yerli Brezilya halkı Dünya Kupası çılgınlığa isyan etti
10 bin kişi şimdi finali yaklaşan- Dünya Kupası açılışının yapıldığı Itaquirao Stadı'na çıkan yolu trafiğe kapamış ve "biz böyle yaşarken bu kupaya, bu stada edilen masraf nedir?" dedi
"Halksız kupaya karşı yollardayım" sloganıyla başlayan isyan ve protestolar önceki akşam Brezilya'nın 7-1'lik hezîmeti sonrası nasıl bir travmaya yol açacak belli değil
Hayatları fanatik futbol olan Brezilyalıların kupada suya düşen geçici neşeleri, fakir yaşamlarıyla yüzleşip -bu kez- hezimetle neticelenince bir "Brazil Baharı" olur mu, bilinmez
Keşke olsa
**
Ne zannettiniz!
Gördüğünüz gibi futbol da yazabiliyorum :) :) :)
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.