Yaşasın HAMAS! Kahrolsun İSRAİL!
İran'da 'sempatik' Ruhâni, Amerika ile nükleer müzakere masasında kilitli ve sus-pus (dün müzakerelerin son günüydü) , Hizbullah ilk kez coğrafyası dışında, Suriye'de nizami harpta, İrak ve rehgüzârı İŞİD'le başı belada, Mısır'da İhvan hattını kaybeden Türkiye, Cumhurbaşkanlığı seçimine gidiyor. Sıkışık
Böylece konjonktürel olarak ortaya çıkan 'tehlikeli' Özgür Filistin ihtimali, postal giyen İsrail Harekâtıyla 'tastamam' ezilmiş ve Hamas'ın imajı da (bir kez daha) zedelenmiş oldu
İşin yalnızca ziyadesiyle slogana benzeyen- bu kısmı, upuzun bir "hikâyedir" ve bu konu hakkında tarihi "malumat" gerektirir.
**
Malumat uzun Ama "hikâyeyi" özetleyebiliriz;
İslam tarihi literatürüne ait "Filistin Davası" İslam coğrafya ve ülkelerinin (ve liderlerinin) orta vadeli (kısa ve uzun değil) "siyasi emellerine" düzenli olarak feda ettiği (sattığı) bir meseledir
Böyle Ramazan sahurlarında 2-3 yılda bir gündeme gelir
(!)Yüce İsrail, münafık(!) İslam ülkeleri toplanıp da (ki bir hafta sonra ancak telefonlaşabildiler) bir kınama metnini dahi yazamadan (uşşak makamında) Siyonist politik emelleri ve yobaz sözde Tevrat metinlerinin bir "vâcibi" olarak abluka altındaki açık hava hapishanesi Gazze'ye girdi ve sahilde top oynayan çocukları büyük bir kitlesel hazla topa tuttu
Yetmedi kara harekâtını başlattı ve şimdi de terörist Bünyamin, harekâtı genişletmeye hazırız, diyor
Ne Cenevre, ne de Lahey Sözleşmesi tanıyor
**
İsrail ve müttefikleri için mesele (öncelikle mevcut emr-i vâki devlet İsrail'in güvenliği olmak üzere) içerisinde Irak, Suriye, Ürdün, Filistin, Lübnan, İsrail topraklarının tamamı ile Suudi Arabistan, İran, Mısır ve Türkiye'nin bir kısmının içerisinde olduğu "Vadedilmiş Yakup'un topraklarını" yekpâre hale getirmek ve başkent Kudüs'e Üçüncü Süleyman Mabedini inşa etmektir.
Antalya ve Kıbrıs da Yakup'un toprak sınırıdır. Zaten dünyadaki ilk Hristiyan krallardan biri olan Kıbrıs Kralı onları adadan bu nedenle sürmüştür
Yahudilere 'Kenan Diyârını' vadeden Tevrat'ın son yüzyılın Ortadoğu'daki siyaset felsefesini şekillendiren âyetleri açıktır: "Ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar Rab, Yakup'un soyunu yüceltecektir. Onları kovacak ve siz, kuvvetli milletlerin mülkünü alacaksınız. Ayaklarınızın bastığı her yer sizin olacak. Sınırınız çölden, Lübnan'dan, ırmaktan, Fırat'tan garp denizine kadar olacaktır. Rab söylediği gibi dehşetinizi ve korkunuzu ayak basacağınız bütün diyar üzerine koyacaktır"
(İsrail'de Komünist Parti'nin bile bildirilerinde Tevrat'tan ayetler vardır)
**
Yani dava, bayraktaki iki mavi çizgi olan Fırat, Dicle meselesidir
Siz dilediğiniz kadar "akıllı telefonların" modern konforuyla okuyun bu satırları fark etmez!
Yahudilerin yüzde sekseninin (tam oran bu) samimi inancı budur
Yani vadedilmiş toprakların başkenti Kudüs, bir gün "tanrının merkezî krallığı" olacaktır ve o güne değin de ABD tüm bu derdin ve kutsalın yegâne politik merkezidir.
Ortadoğu'daki petrol ve hidrokarbon ile enerji dengeleri ise kitleleri ve askerî mevzileri hizalamak için ifade edilen, uğruna kitaplar yazılan, doktora seviyesinde tahsili yapılan "kayda değer" bir argümandır sadece...
Özel olarak Filistin'de genel olarak coğrafyamızda mesele bütünen arkaik inanç ve dindir!
**
Tarihin devrettiği İngiliz "yaratığı" Filistin, Kıbrıs, Keşmir ve Karabağ sorunları hala çözülecek kıvamda değildir (Nihai İsrail-Türkiye barışı güme gidince Kıbrıs'ta hidrokarbonlu çözüm ne olacak acaba? 10 gün önce İsrail-Güney Kıbrıs enerji işbirliği Trodos'taki radarın kullanımında 'askeri kolaylık talebine' kadar varmıştı).
(Bu arada Ruhanî'den ses yok mu? Hey gidi Ahmedinejat!)
Yinelemekte beis yok: "Filistin Davası" İslam coğrafya ve ülkelerinin (ve liderlerinin) orta vadeli "siyasi emellerine" düzenli olarak feda ettiği bir meseledir
Böyle Ramazan sahurlarında 2-3 yılda bir gündeme gelir
Bu nedenle yaşasın FİLİSTİN için HAMAS!
Kahrolsun İNSANLIK için Siyonist İSRAİL!
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.