CB Gül'ün 'İsrail - Türkiye - Kıbrıs' yanıtı

Yayın Tarihi: 20/07/14 08:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+
Yedi yıllık görevi süresince "Reis-i Cumhur" olarak ilk dış gezisini KKTC'ye yapan Türkiye Cumhuriyeti 11'inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, son dış seyahatini de KKTC'ye yaparak vedalaşıyor…

Dün birinci gününü ortak basın toplantısı, devlet nişanı töreni, iftar ve veda ziyaretleriyle geçiren Gül'le bugün 20 Temmuz törenlerinin ardından 'siyaseten' vedalaşıyoruz…

Gül ve arkadaşlarının muhafazakâr hayalciliğe varan "Milli Selâmet" geleneğine düştükleri rasyonel şerh, bugün bizi Cumhuriyet'in kapanan 100'üncü yıl parantezine kadar getirdi…

Gül, daima kritik süreçlerin "fedakâr adamı" olmuştur…

Bunu çeşitli yaş ve mevkilerde gençlik çürüten 28 Şubat mağdurları tayfası külliyen bilir…

Türkiye'nin fiilen "son Cumhurbaşkanı" olan Gül, acaba bugün mesut mudur?

Yıllarca dengeyi gözeten itidal çabası "Reis-i Cumhurluk" ile mahsup olmuş mudur?

Bilmiyoruz ama Gül'ü bundan sonra, yani "Erdoğan sonrası AK Parti" süreci karmaşasında mutfakta terleyeceği günler bekliyor…

Lâ-kayd kalması, bırakılması imkânsız!


**

Gül, Ercan Havalimanı'na İsrail'in kara harekâtıyla birlikte geçirdiği son uykusuz gecenin ve Filistin Devlet Başkanı Abbas'ı ağırlamanın yorgunluğuyla indi…

Simâsında hem "fiziksel" hem de "manevi" bir yorgunluk açıkça görülebiliyordu…

Dışişleri Bakanlığı, Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı görevleri boyunca "Kıbrıs Davasıyla" yakînen ilgilendiğini hatırlatan Gül, (eskiden ABD'ye yönelik çok sert TBMM konuşmaları yapardı) KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu ile gerçekleştirdiği basın toplantısında Kıbrıs'ta kapsamlı siyasi çözümün artık gerçekleşmesi gerektiğini, bunun somut olarak bir türlü olmaması nedeniyle de "üzüntü" duyduğunu söyledi…

Gül'e göre eğer Kıbrıs'ta (federal) çözüm olmuyorsa, artık "farklı çözüm seçeneklerinin müzakere edilmesi" gerekli…


**

Son dış ziyaretini Kıbrıs'a yapan Gül'e KKTC'de sorulması gereken bir tek anlamlı soru olabilirdi… 'Çözüm'e ilişkin…

Onu da sormak, ilk sözü verdiği için bana kısmet oldu…

Gül'e Başbakan Erdoğan'ın 'soykırım' olarak tanımladığı İsrail'in Gazze'ye kara harekâtı sonrası 'kendisini kefil göstererek' sarf ettiği sözleri hatırlatarak başladım ve bölgede nihâi bir İsrail-Türkiye barışı zemininde yeşermesi için ekilen hidrokarbon eksenli yeni Kıbrıs Çözümünün artık mümkün olup olmayacağını sordum…

Çünkü dedim Erdoğan, "ben görevde olduğum sürece İsrail'le artık olumlu bir şey düşünemem" diyor…

Cumhurbaşkanı, ABD Başkan Yardımcısı Biden'in Kıbrıs ziyaretini anlamlı kılan her şeyin bittiğini, Siyonist İsrail'in son Gazze hamlesiyle Türkiye ile barışının rafa kalktığını, bu böyle olunca da 'gazlı çözüm' denen enerji eksenli bir nakil trafiği hakkında tasarlanan Kıbrıs Çözümü çabalarının da boşluğa düştüğünü elbette çok iyi biliyor…


Gül şöyle yanıtladı müstakbel Cumhurbaşkanı Erdoğan'la "yeni ve yeniden şekillenecek" Kıbrıs Sorununa dair kritik sorumu: "İsrail bağlamında söyleyeceğim şudur: Doğu Akdeniz'de (eğer) barış, huzur sağlanırsa; (eğer) adada kalıcı bir uzlaşma (da) sağlanırsa, Doğu Akdeniz'in enerji kaynaklarının Türkiye üzerinden dünyaya (AB'ye) dağıtılması, en verimli olan projedir…"


**

Bölgede Müslüman Kardeşler yayı bozulunca bir ara model olarak doğalgaz içeren tasarımın; Kıbrıs, İsrail ve Türkiye arasında ekonomik bağımlılığa dayalı bir istikrar sağlamak olduğu dillendiriliyordu.

Hatta Şubat 2014'te sürpriz bir şekilde ortaya çıkan Ortak Açıklama hakkında Rum Başkan Anastasiadis Associated Press'e "Türkiye'ye doğrudan boru hattı çok daha ucuz bir alternatif. Kıbrıs'ta çözümün, sadece İsrail'le olan gaz ihracatı planına değil, aynı zamanda da Türkiye-İsrail ilişkilerinin yenilenmesine de katkı sağlayacak" bile demişti…

Yani Kıbrıs'ta bu çerçevede inşası umulan Federal çözümün "İsrail-Türkiye idealinde" bir mana ifade ettiği açıktı…

Çünkü gazın hasını İsrail bulmuştu ve buna eklenecek sözde Lübnan ve Mısır parselleri vardı…

Doğu Akdeniz havzasını 'Kıbrıs merkezli' bir AB nakil karakolu yapmak söz konusu idi…

Bu nedenle Kıbrıs'ta Çözümü bastıran ABD ve AB, aslında (Ukrayna krizi öncesi de) Rusya ile soğuk bir savaş içindeydi…

İsrail'in son Gazze harekâtıyla tavrını ve müstakbel "Başkanlığı"nın İsrail'e dair rengini mühürleyen Erdoğan'ın açıklamaları, Kıbrıs'ta "hidrokarbonlu çözüm" umutlarında "sonun başlangıcını" ifade ediyor…

Daha iyi şakısın diye gözleri oyulan "kör saka kuşu" misali ötmeyi sürdüreceğiz!

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.