'Köşk'te Cum-General' devri puff...

Yayın Tarihi: 11/08/14 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Nihaî balkon konuşmasını "gayr-i resmî Cumhurbaşkanı" olarak AK Parti Genel Merkezi'nde yapan Erdoğan, Çankaya yokuşunun ünlü "Cum-General geleneğini" birinci turda sonsuza dek mühürledi…

Korgeneral, Orgeneral, Tümgeneral…

Zira bugüne kadar askerler arasında bir de Cumhurbaşkanı olmuş Generaller demek olan "Cum-General" rütbesi vardı…

**
Çankaya'daki ilk asker Mustafa Kemal Atatürk, Reis-i Cumhur olmaktan en çok şikâyetçi olmuş ilk Cumhurbaşkanıydı. (Devlet kayıtlarına göre 1938'de öldüğünde Türkiye'nin en çok mülkü olan emlak zenginiydi)
İsmet'le "kafayı çektiği" Çankaya akşamlarında "beni buraya siz tıktınız İsmet, resmen tıktınız. Kıvranıyorum…" diyecek ve bir akşam Başbakan İnönü, "bilakis Paşam! Ülke Bakanlar Kurulu'nda değil, bu masada, senin şu sofranda yönetiliyor" deyiverince aralarındaki ipler tamamen kopmuştu.

Bu diyalogdan bir yıl sonra Atatürk öldü (tabi başbakanı görevden almıştı) ve İsmet İnönü ikinci asker olarak Çankaya'ya çıktı. Atatürk'ün yakın çevresinden önemli isimler İnönü'nün Cumhurbaşkanlığına katiyen karşıydı… Atatürk'ün İsmet'le küs öldüğünü (ki İsmet de Anıtkabir'de yatar) hatta karşılıklı -ana-avrat- söverek yollarını "fena" ayırdıklarını yazan resmi tarih kitabı bulamazsınız!

Celal Bayar, askeri eğitim almamasına, Harp Okulu sıralarında oturmamasına rağmen savaş tecrübesi kazanmıştı. Ege bölgesinde Milli Mücadele'nin örgütlenmesinde önemli payı vardı. Balıkesir'de toplanan Milli Kuvvetler Kongresi tarafından Akhisar Milli Kurtuluş Cephesi'ne komutanlık yapmıştı…

Devamla 1. Dünya Savaşı'nda Filistin Cephesi'nde çatışmış, İngilizlerin elinde iki yıl esir kalmış bir subay olan Cemal Gürsel, Türkiye'nin ilk askeri darbesinin "biricik" lideriydi. Cumhurbaşkanı seçiminde rakibi olan Senatör Ali Fuat Başgil, generaller tarafından ölümle tehdit edildi. Artık usanan Başgil, hem adaylıktan vazgeçip, hem de senatörlükten istifa edince Gürsel seçime tek aday olarak katıldı ve Çankaya yokuşunu yürüdü…

Cevdet Sunay, hem 27 Mayıs 60 darbesini yapanlar, hem de İnönü ve diğer siyasetçilerle ilişkisini iyi tutmuş bir genelkurmay başkanıydı. Gürsel'in "takdir-i ilâhi" hastalığı nedeniyle TBMM tarafından görevden alınmasının ardından cumhurbaşkanlığı için akla gelen ilk isim oldu. 27 Mayıs etkisinin sürdüğü, cumhurbaşkanı seçilmek için "asker kökenli" olmanın bir gereklilik gibi görüldüğü o dönemin "yıldızı" olarak Çankaya'ya çıktı…

Fahri Korutürk'ün adı daha gündeme gelmeden, askerlerle siyasetçiler birbirine girdi. Askerler, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Faruk Gürler'in seçilmesi için politikacılara baskı yaptı, tehdit etti. Hatta gözdağı vermek için Çankaya Köşkü üzerinde jet uçurdu. Fahri Korutürk askerlerle, siyasetçilerin sert geçen kavgalarının sonuç vermemesi üzerine bulunan son seçenekti…

Kenan Evren, kendisinden kıdemli üç orgeneralin emekliye ayrılmasıyla, beklenmedik şekilde kara Kuvvetleri Komutanlığı, ardından Genelkurmay Başkanlığı koltuğuna oturdu, sonra da darbe yaptı. 82 Anayasası'na konulan geçici maddeyle de Cumhurbaşkanı oldu…

77'de girdiği seçimleri kazanıp milletvekili olsaydı, DPT kökenli Turgut Özal'ın hayatı bambaşka olacaktı. O seçimi kaybetti ama çok daha fazlasını elde etti. Başbakan ve Cumhurbaşkanı oldu. Muhalefetin karşı koymasına rağmen 3. turda seçildi. Özal, Bayar'dan sonraki ilk sivil cumhurbaşkanı sıfatını kazandı…

Demirel siyasî hayatı boyunca generallerle didişti… Kendi "nutkuna" göre Demirel, "6 gitti, 7 geldi"… Özal'ın suikast ölümüyle cumhurbaşkanlığı gündeme geldiğinde muhalefet râzı değildi. Üçüncü turda ancak seçildi. Muhterem "Demokrasi Gazisi" Demirel, 97'de generallere teslim oldu ve 28 Şubat kararlarına "direnmeksizin" imzasını atıverdi…

Ahmet Necdet Sezer cumhurbaşkanlığını, Demirel'in görev süresini uzatacak anayasa değişikliğine Meclisin karşı çıkmasına borçluydu. Koalisyon hükümetini oluşturan partiler uzun süre ortak bir aday üzerinde uzlaşamadılar. Sezer hükümetin üzerinde uzlaşabildiği tek isimdi. Müflis Ecevit, O'nu desteklediği için bin pişman oldu. Ölümü Türk milletinden bir "özür" niteliğindeydi…

Abdullah Gül'den bahsetmeye gerek yok… Zaten dün, kendisinden sonra gelen ve halkoyuyla ilk kez seçilen Cumhurbaşkanına oyunu verirken "başına gelenleri" hatırlattı. Askerler en çok "başörtülü" eşinden rahatsız oldukları için (yani Köşk'te daha fazla sivile tahammülleri olmadıkları için) e-muhtırayı yayımlayarak Gül'e taş koymak için kendilerini parçaladılar…

**
Erdoğan, Türkiye'nin doğrusu ilk sivil Reis-i Cumhurudur ve Köşk'te Cum-General geleneğini, bu sabah 2. Tur hayalleri görenlere rağmen yıkmıştır…

Zaten kendisi –bu Cum'lara kalsa- esasen "muhtar bile olamaz"…

Hayırlısı olsun…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.