Ak trollerin 'Gül'ü
"Başbakanın kim olacağı belli ama 28 Ağustos'ta açıklanacak çünkü bu hususta Erdoğan'ın talimatı var"
Kezban Hatemi
Abdullah Gül, 20 Temmuz törenleri vesilesiyle "Cumhurbaşkanı" sıfatıyla yaptığı son dış ziyaretini KKTC'ye yapıp basın karşısına çıktığında "Erdoğan sonrası AK Parti" süreci karmaşasında mutfakta terleyeceği günlerin O'nu beklediğini, buna lâ-kayd "kalması" ve "bırakılmasının" imkânsız olduğunu bilhassa belirtmiş, Gül ve arkadaşlarının muhafazakâr hayalciliğe varan "Milli Selâmet" geleneğine düştükleri rasyonel şerhin, bugün bizi Cumhuriyet'in kapanan 100'üncü yıl parantezine eriştirdiğini hatırlatmış, O'nun daima kritik süreçlerin dengeyi gözeten "fedakâr adamı" olduğunu kaydederek "acaba bugün mesut mudur?" diye sormuştuk
Bilâhir yapması planlanan (hatta açıklanan) "Köşk'ün gazetecileriyle veda toplantısını" önceki gün öne çekerek sarf ettiği âni sözler, bize O'nun 'ne denli mesut olup olmadığı' konusunda ilk kez bazı fikirleri açıkça dillendirmemize dayanak olacak nitelikte
**
18 Nisan'da "bugünkü şartlarda gelecekle ilgili siyasi planım yok" diyen Gül, seçimin ardından çıkan Erdoğan'ı hoşnut etmeyen- sonuçla birlikte bu içeriğin tam aksi yönde artık fiilen Cumhurbaşkanı olmadığını hatırlattı ve "siyasi geçmişim ortada; ben ileriye bakarım. Partime döneceğim" diyor
Gül'ün bu açıklamasının hemen ardından parti Sözcüsü Hüseyin Çelik ise "kongreyle veda" edecek Erdoğan'a ilişkin 27 Ağustos Olağanüstü Kongre tarihini açıkladı ve bu tarihin Gül'ün "gelişiyle" değil, Erdoğan'ın "gidişiyle" alakalı olduğunu söyledi.
**
İyi de bugüne değin her vesileyle Gül'ü "Erdoğan'ın kritik noteri" olmakla suçlayan yüzde 38'lik müttefikler tayfasına ne oluyor?
Ümitleri, Gül'ün 28 Ağustos öncesi görev süresi dolmadan "istifa" etmesi ve döneceğini söylediği partisine "üyelik başvurusu" yaparak kongreye yetişme girişiminde bulunması
Buna cevaben de üyelik başvurusunun kasten "bekletilmesi" ya da kamuoyu yoklamalarına göre "partinin güçlenmesi ve 10 ay sonra gireceği seçimden bihakkın çıkabilmesi için Gül'ün Başbakan olması gerekir" şeklindeki güçlü kanaatin bir karşılığının olması ve böylelikle AK Parti'nin de bir an evvel ANAPlaşması ve Çankaya'daki Erdoğan'ın hesaplarının suya düşmesi
**
Ak Parti için esas stresin kaynağı ise Erdoğan tarafından bir yıldan daha az bir kısa zaman içinde (baskın seçim hesabı tutmadı çünkü) partinin bugüne kadar almadığı bir oyu almasının beklemesi...
Zira hesaba göre Anayasa'nın Köşk'te fazla vakit kaybetmeden- bir an evvel değiştirilmesi gerekiyor.
Söz konusu 2015 seçimlerini görmeden Başkanlık, Yarı Başkanlık hakkında konuşmanın bir değeri olmadığını söyleyenler aslında Erdoğan'ın özellikle son 5 yıldır- Başbakanlığında zaten bir "başkan" kadar güçlü olduğu ve neredeyse her daireyi onayı ve talimatıyla yönettiği gerçeğini unutuyorlar
**
Gül'ün "döneceğim" açıklamasının ardından dün Sosyal medyada bazı- AK Troller Gül'ü hemen "paralel-ci" ilan ettiler
Doğrusu büyük yazık ve ayıp.
Oysa Gül'ün olmadığı Erdoğan-sız bir AK Parti'nin "öksüz" kalacağını, kontrolden çıkması muhtemel "riskli bir alana" kayacağını ben değil, tavan da değil, taban araştırmaları söylüyor
Erdoğan'la Gül'ün takvimlerinin uyuşmadığı anlaşılıyor. Gül'ün Erdoğan'ın senaryosunda yer alma gibi bir niyeti olmadığı gibi Erdoğan'ın da balkonda anmadığı- 'Gül'lü bir ajandası yok
Fakat -Ak-Troller duysun diye- bakın judo antrenörü 'ağabeyiniz' Abdurrahman Dilipak (henüz yazmamış olsa da) partinin seçimde mevcut vekillerinin yarısını değiştireceğine işaret ederek ne diyor: "Üç döneme takılan vekiller yine vekil olmak isterlerse ki istiyorlar- kaybedecek bir şey olmadıklarını düşünerek kendilerine parti arayabilirler. Bunlar giderken kirlilik yaratabilirler. Bu bir! İkincisi Cemaat kökenli vekiller var. (bunlar ilk 2 dönem bakanlık da yaptılar) Bunlar da hareketleniyor. Üçüncüsü kaset/ video şantajına uğrayan ve tehdit edilen vekiller de var. Bunlar da bir beladır Tüm bunlar, yeni oluşum dahil öngörülürse çözülebilir. Öngörülemezse ANAP-laşma tehlikesi var"
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.