Sabrın sonu selamet mi?

Yayın Tarihi: 02/09/14 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+
Siyasal 'liderlik' ve 'manyetizmada' tek rakibi 'tarihî' olan ve Çankaya yokuşunu tırmanan kampanyasına da bu nedenle Samsun'dan başlayan Erdoğan, Köşk mâzisinin geleneksel 'cum-general' rütbe ve apoletlerini 'halkoyuyla' söktü ve kendi ifadesiyle "27 Mayıs parantezini kapatarak" meşruiyeti başından beri tartışılan 'millete rağmen' Cumhuriyeti, Vizyon Belgesiyle 100'üncü yıl kıyısına yanaştırdı…

Erdoğan'ın Samsun'dan çıkan kampanya vapuru, belli ki ne 'pusulasız' ne de 'taka'…

Zira söz konusu olan, kaderi yaklaşık 10 ay sonra renk verecek olan bir Anayasa Değişimi…

**

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "seçilmiş reis-i Cumhur" sıfatıyla ilk dış ziyaretini, Misâk-i Millî dışında kalmakla meşhur Kıbrıs'a yaptı dün...

Erdoğan, "Bu Ara Bölge ne işe yarıyor!" diyerek yeni bir görüşme metodu önerdi…

Erdoğan, "bir ara bölge tutturdular... Ne işe yarıyor bu ara bölge! Görüşmelerin birini Kuzey Kıbrıs'ta yap, birini Güney'de yap. Ara Bölge bugüne kadar hiçbir işe yaradı mı? Temenni ederim ki bundan sonra bir işe yarasın… Dilerim 'sabrın sonu selamettir' sözü gerçekleşir" dedi.

**

Erdoğan'ın lisânında en son Ocak ayının sonlarında, Brüksel'de AP Başkanı Schulz'la ortak basın toplantısında yer bulan Kıbrıs Sorunu, simdi Başbakan olan dönemin Dışişleri Bakanı Davutoglu'nun müdahil inisiyatifiyle Şubat 2015'te Ortak Açıklama'yla yeni bir merhaleye erişmişti…

Aradan 7 ay geçti…

Bu ay -son bir denemeyi ifade edecek olan- bir 'Al-Ver' sürecinin beklediği Kıbrıs Sorunu, son üç aydır yâdına değmez pek çok neden ve ayrıntı sebebiyle sonbahar sonuna ertelenmiş bir haldedir.

**

Gelelim esasa...

Gerçekten de bir başka "Asrın Projesi" olarak dünyada ilk kez uygulanacak bir metotla suyu, Türkiye'den borularla adaya taşıyan Erdoğan liderliğinin eli, Kıbrıs'a dair 'iki cihetten' rahattır…

Bir;

Kıbrıs Sorunu, Türkiye'nin bilhassa AB mecra ve macerasındaki en büyük hukûki sorun' unvanını korumaktadır ancak Temmuz ayı ortası AB Komisyonu Başkanlığına gelen Lüksemburg eski Başbakanı -ünlü Türkiye muârızı- Jean Claude Juncker, AB'nin genişleme kapılarını kapattı ve önümüzdeki 5 yıl içinde hiç bir ülkenin AB'ye üye olmayacağını söyledi…

74 Harekâtına ilişkin Mayıs ayında 90 Milyon Euro'luk AİHM Tazminatına rağmen Kıbrıs Sorunu, böylece Türkiye için 'çok âcil' niteliğini yitirdi...

İki;

Bilindiği gibi son çözüm gayretleri, Kıbrıs'ı Doğu Akdeniz'de bir hidrokarbon karakolu ve dağıtım merkezi yapmak 'idealine' yaslanıyordu…

Hesaba göre gazın hasını bulan İsrail merkezli Lübnan ve Mısır parselleri Kıbrıs'la cem edilecek ve Türkiye üzerinden AB'ye taşınacaktı.

Oğlu Hunter Biden'in Ukrayna'da petrol ve doğalgaz üretimi yapan Burisma Holding'in Yönetim Kurulu Üyeliğine atanan ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'in 22 Mayıs'ta adaya gerçekleştirdiği ziyaret de bu kontrast efektli "hidrokarbonlu cüzümü" ifade ediyordu…

Ne var ki Rum Başkan Anastasiadis'in Associated Press'e –sonradan pişman olarak- ifade ettiği bu konsept, nihai bir İsrail-Türkiye barışı zemininde hesaplanmıştı!

Mavi Marmara'nın 'tazminatı' meselesi tam hallolmak üzereyken Siyonist İsrail'in son Gazze soykırımı üzerine 'gemileri Hak'tan yana yakan' Erdoğan, "ben görevde olduğum sürece İsrail'le olumlu bir şey düşünmek mümkün değil" dedi ve Kıbrıs'ta "Hidrokarbonlu yeni Federal Çözüm" de açıkça suya düşmüş oldu…

**

Tüm bunların işaret ettiği gerçekle Erdoğan, dün Kıbrıs'a 'Cumhurbaşkanı' olarak yaptığı ziyarette BM kontrolündeki "Ara Bölgede bugüne değin hiçbir şey olmadığını" kaydederek umutsuzca 'dilerim bundan sonra olur' diyerek ayrıldı…

Ve ekledi: "Sabrın sonu selamettir' sözü dilerim gerçekleşir"…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.