Kıbrıs Sorunu Erdoğan'ın umuru değil!

Yayın Tarihi: 03/09/14 08:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+
Erdoğan önceki gün ilk yurt dışı ziyaretini Cumhurbaşkanı sıfatıyla yapmak üzere yola çıktığı sıralarda Ak Parti ilk kez 'Erdoğan-sız' bir gurup toplantısı yaptı. Yeni Başbakan Davutoğlu hem gurup toplantısı kürsüsünde hem de mecliste Başbakan olarak boy gösterdi…

62'nci yeni hükümet programı okundu ve 'Cemaatle mücadele' hükümet programına girerek kurumsal bir resmiyet kazandı…

Hemen öncesinde hükümet cephesinden kimsenin katılmadığı adlî yıl açılış töreni vardı…

Zinhar Devlet Bahçeli'nin de katılmadığı tören, tıpkı yıllardır olduğu gibi 'soğuk savaşı' andıran dönemlerin siyasete müdahil olmaktan büyük zevk alan zevâtıyla dolup taştı…

Erdoğan ve heyeti (Dışişleri Bakanlarının Cumhurbaşkanına eşliği zorunlu teâmüldür) Kuzey Kıbrıs'a doğru havalanırken 'Kıbrıs işlerinden' kim sorumlu olacak sorusunun yanıtı da yine ilk kez Erdoğan-sız toplanan Bakanlar kurulundan geldi…

Yeni Kıbrıs İşlerinden Sorumlu mevkie, Kuzey Kıbrıs'ta en son Şafak Nöbeti sponsor ve alkollü şenliğine Lefkoşa Elçisiyle birlikte (bu aklı kendisine kim verdiyse) katılarak şaşırtan Beşir Atalay'ın yerine esasen yeni kadroların dışladığı ve geleneği temsil eden -ve Abdullah Gül'ü pek seven hükümet sözcüsü Bülent Arınç getirildi…

Erdoğan, Kıbrıs'a hareket etmeden önce Atatürk Havalimanı'nda 'Almanya-İngiltere-ABD' dinlemeleri hakkında da ilk kez konuştu ve son dönemde üst üste gelen, Türkiye'nin dinlendiği ile ilgili haberleri bir istihbarat savaşı olarak nitelendirerek konuyu BM ve NATO gündemine taşıyacaklarının sinyalini verdi…

"Mesele kimin kimi dinlediği değil, zaten büyük ülkeler hep dinliyor. Mesele neyi ne maksatlı nasıl servis ettikleri" diyen Erdoğan, ne var ki bu dinlemelerin bu denli kolaylığının asıl sebebinin GSM şirketlerinin uyduya çıkmak için 'ucuz' diye üçüncü dünya ülkelerini kullanması olduğuna değinmedi…

Yeni First Lady Emine Erdoğan, Kıbrıs'ta-Girne'de yaklaşık 10 sahabenin yattığı Hz. Ömer türbesini ziyaret ederken Erdoğan, Kıbrıs'ta El-Cezire muhabirinin "Kıbrıs'ta böyle gitmez. Sabrın nihayeti vardır' dediniz? Bu sabrın sonu nedir?" şeklindeki sorusuna basın toplantısını dinleyen tüm diğer gazeteciler gülünce, 'aldın mı cevabını' diyerek 'sonu belli' demek istedi…

Ayrıca Yeni Şafak Gazetesi'nin başlığına göre Erdoğan, bir Rum gazetecinin "Ruhban okulu meselesi ne oldu?" sorusuna "KKTC'de Ruhban okulu fırçası" attı…

"Tüm vakıf mallarını geri verdik. Ruhban okulunu açmak bizim için mesele değil… Bizim Atina'da yıkılmış iki camimiz var. Bunların tadilatını yapalım dedim. Ses yok! Önce siz sözünüzde durun, siz de hiç 'Al' yok. Hep 'Ver Ağacının' altında oturuyorsunuz" şeklindeki sözlerine de 'darılan' Yunanistan, Dışişleri sözcülüğü yoluyla yaptığı açıklamada Erdoğan'ın KKTC'yi ziyaretinin "yasa dışı" olduğunu, KKTC'nin işgal toprakları olduğunu, yaptığı açıklamaların hayal kırıklığına yarattığını, ayrıca Erdoğan'ın Kıbrıs'ta yapıcı değil, yıkıcı olduğunu söyledi…

Erdoğan, Kuzey Kıbrıs'a iki ay içinde Türkiye'den borularla önce suyun sonrada –aynı boruların içinden- elektriğin taşınacağını hatırlatarak "Kıbrıs'ta, bu uzun ve ince yolda tedbiri elden bırakmamak gerektiğini" de söyledi.

Sözlerini hidrokarbonlu çözüm bahislerine doğru ilerletmek üzereyken Erdoğan, "bize âdil olmayan tekliflerle gelenler…' ifadesini kullandı. Muhakkak ki Kıbrıs'a ilişkin AB, ABD ve İsrail tekliflerini kastetti.

Erdoğan, Kıbrıs'ta ne geldiği 1 Eylül Dünya Barış Günü'nü andı ne de ABD Başkan Yardımcısı (âdil olmayan teklif sahiplerinden biri) Joe Biden'in ada ziyaretine değindi…

Güney Kıbrıs yönetiminin Şubat 2014'te açıklanan ve sürece yeni bir ivme katan Ortak Açıklamayı da 'berbat' ettiklerine işaret eden Erdoğan, BM kontrolündeki ara bölgede yapılan görüşmelerin bugüne kadar hiçbir fayda getirmediğini de söyleyerek aslında neye çattı?

Erdoğan'ın Kıbrıs'ta "Federal bir çözüme" duyduğu sözel inancı da yitirmiş olduğunu 'gözünden' okudum…

Bundan sonra artık Türkiye'den gelecek su ile ilgileneceğiz… Bir de KKTC'de yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimi ve olası adayların seçilmeleri halinde dış değil, iç politikada ne anlama geleceğini…

Haftaya da Başbakan Davutoğlu geliyor KKTC'ye…

Başka bir şey yok…

Erdoğan'ın Kıbrıs'ta eli çok rahat… Zira AB, 5 yıl boyunca üye almayacak ve İsrail'le ilişkiler de Hak'tan yana darmadağın…

Siz resmen ulusal, şeklen de yerel olan Kuzey Kıbrıs gazeteleri manşetlerine kanmayın! Kıbrıs Sorunu kimsenin umûru değil. Erdoğan'ın hiç değil!

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.