Davutoğlu'ndan torna-tesviye

Benim zamanımda meslek liselerinde "torna-tesviye" bölümleri vardı.

Esasen çok ince "zanaatkâr" yetiştiren bu bölümler, maalesef anne-babaların "okuyamayacaksın, bari torna-tesviyeye yazdıralım da bir baltaya sap ol" anlayışıyla yazdırdığı Endüstri Meslek Liselerinde bir bölümün adı idi…

İşte benim zamanımda bahtı 'bu denli kara' olan bu bölüm, duyduğuma göre artık eskisi gibi üçüncü sınıf muamelesi görmüyormuş…

**

Evvela torna başka tesviye başka…

Ama ikisi aynı anda bir zanaat…

Tesviye kaba olarak 'düz duruma getirme, düzleme' anlamına geliyor. Ancak ikinci üçüncü anlamları da var lügatta…

Tesviye, "ticarette ödeme, verme", ya da "Hükûmetçe bir yere gönderilen erlere verilen ve bilet yerine geçen kâğıt" anlamına da geliyor…

Torna ise bilindiği üzere bir takım tezgâhıdır…

Torna ve freze hemen hemen metal ile çalışan bütün imalathanelerde bulunur. Tornanın iş bağlanan parçasına "ayna" denir…

Tornanın çalışma prensibi basittir: İş parçası kendi ekseninde döner, kesici takım parçaya belirli bir eksen boyunca hareket ederek 'talaş kaldırma'denen işlemi yapar.

Klasik 2 eksen tornalarda silindirik parçalar işlenir.

Eksen hareketlerini ise 'kesici takım' yapar.

Bu eksenler parçanın boyu ve çapı doğrultusunda olur.

C ve Y eksenli tornalarda ise çok daha kapsamlı işler yapmak mümkündür.

Bu tip tornalar 'aynayı' belirli derecede sabitleyebilir ya da belirli bir hız ile döndürebilir.

Bu şekilde iş parçası üzerine istenen şekil rahatlıkla işlenir...

Tornanın taretine yerleştirilmiş canlı takım adı ile anılan takımlar kendi eksenleri etrafında dönerek iş parçasından talaş kaldırma da yapabilirler duruma göre…

Sözlükte yazdığına göre torna tezgâhlarının birçok farklı uygulaması vardır: bunlara ileri bir örnek olarak 'çok milli otomatik tornalar' verilebilir.

**

Anladık be adam da nereden çıktı diyeceksiniz?

Bu torna-tesviye aklıma Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan iki hafta sonra Başbakan sıfatıyla KKTC'ye ilk kez gelen Sayın Davutoğlu'nu basın toplantısında izlerken aklıma düşen bir mesele…

Doğrusu santimantal bir imaj, bir teşbih…

Davutoğlu'nun ulaşılabilir tüm yazılı eserlerini, makalelerini okumuş, Stratejik Derinlik adlı ünlü eserinin ziyade satırını farklı renkli kalemlerle çizmiş bir genç gazeteci olarak aklına gele gele bu teşbih mi düştü diyenler eğer 'âkil' iseler zannederim ne demek istediğimi anlayacaklardır…

Evet, 'teşbihte hata olmaz' derler…

Doğrusu bu ifade, dil tornasında 'teşbih hata kabul etmez' anlamında üretilmiştir.

Ne var ki benzetmenin kusurlu olduğu hallerde 'tesviye' edilmiş bir "özür, af" niteliğinde dillendirilir…

**

Davutoğlu günübirlik geldiği KKTC ziyaretinde Kıbrıs Sorunu hakkında Rum medyasının hala tartıştığı Erdoğan'ın –nereden ölçerseniz ölçün- doksan dereceli köşeli sözlerini yumuşatarak düzeltti…

Satırın arasında da üstünde de hatta tesviyede altında da kendi Başbakanlığındaki Türkiye'nin Kıbrıs sorunu konusunda daha proaktif bir politika izleneceği sinyali verdi…

Yunanistan Başbakanı Samaras'a çağrı yaparak "gelin önce Güney'e gidelim, çay içelim. Sonra Kuzey'e geçelim. Bu sorunu hep beraber çözerek örnek teşkil edelim. Her düzeyde görüşmeye hazırız" dedi Şubat 2014 Ortak Açıklamanın mimarı Davutoğlu…

Anastasiadis'e de seslenen Başbakan Davutoğlu, ileriye ertelenen her çözümün 'çözümsüzlüğü' derinleştirdiğini kaydederek "Şimdi harekete geçme zamanıdır. Yarın değil, bugün. Haftaya değil, bu hafta. Seneye değil, bu yıl bu işi çözelim. Eğer bunları yapamayacaklarsa söylesinler ambargoları kaldıralım ve alternatif çözümler üzerine düşünelim" diye konuştu…

KKTC'ye Su Temin Projesi ile Anadolu'nun helal suyunu adaya taşıyacaklarını da vurgulayan Davutoğlu, "yakın dostum" dediği Eski Norveç Dışişleri Bakanı, BM Genel Sekreteri'nin yeni atanan Kıbrıs Özel Danışmanı Eide'ye de hitapla "Bayrağı aldınız, nihai hedefe götürmek konusunda daha çok çaba göstermeniz gerekir. Adada daha çok bulunun, tarafları daha fazla bir araya getirin" şeklinde mesaj gönderdi…

**

Ez-cümle;

Erdoğan ve Davutoğlu ikilisi başka hiçbir yerde olmadığı kadar bir torna-tesviye operasyonu yaptılar ziyaretlerinde sarf ettikleri sözlerle…

Aynı anda diplomatik bir zanaat derler buna…

Cumhurbaşkanı Erdoğan KKTC ziyaretinde Kıbrıs Sorununu tornadan geçirirken, Başbakan Davutoğlu ise tesviyesini yaptı…

Eğer hala anlaşılmıyorsa, demek istiyorum yani…