Sıçan/Fare

Yayın Tarihi: 22/09/14 07:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+
Biri diğerine ne bu anlattığın 'saçmalıklar' dedi…

Diğeri, öyle mi dedi, zararı yok, sen de git 'kurşun döktür' karşılığını verdi…

Saçmalamakla kurşun döktürmek arasında felsefe yapan ünlü Radikal Blog yazarı Rıza Üsküdar bakın ne dedi dün bu mevzuu hakkında;

"Saçmalamak, ya da kurşun döktürmek…

Hangisi daha sağlıklıdır sizce?

Yaşanan gerçekler çoğu zaman saç baş yoldurduğu gibi, aynı zamanda "neler oluyoruz?" diyerek saçma sapan da olsa anlama çabası içinde olmayı gerekli kılar…

Kurşun döktürmek ise, herhangi bir çaba göstermeden gerçeği öğrenebileceğini zannetmekten doğmuştur.

Nicesi bu yolda kurşun döktürmüştür…

Ama sonuç alamadığı gibi, sonunda amacı neyse, neyi elde etmek istiyorsa, bu yolda kurşun sıkmaya da başlamıştır…

Sizin anlayacağınız, yaşanmakta olan belirsizlikler, bazen saç baş yoldurup, saçmalatırken; bazen de kurşun döktürüp, kurşun sıktırıyor.

Ve bugün de böyle oluyor…"

**

Rıza Üsküdar'ın çok remizli denemesinden gelelim bizim düzene…

Bizdeki insan ilişkileri de anlayacağınız böyle… Yani saçmalamakla kurşun döktürmek arasında…

'E normal, ada memleketi' der gibisiniz…

Nüfus az, kuzen çok…

Ha bir de yeğen…

Hiç kimsenin 'herkesi' ismen ve simâen tanıdığı, bir şekilde ilişki ağına girdiği, saçmaladığı ya da kurşun döktürdüğü bir mecburi düzen…

Bu beşerî çemberde muhakkak iki şıkkınız var: Ya saçmalamak ya da kurşun döktürmek!

Hangisi daha sağlıklı?

Saçmalamak mı, kurşun döktürmek mi?

Bir de bu düzende bu ikisinin arası, ortası var diyebilirsiniz…!

Yani ne saçmalayanlar ne de kurşun döktürenler…

Onlara da 'sı..nlar' diyoruz…

Yani büyük fare…

**

Çağdaş efsaneler yazarı ve edebiyat ustası Cormac McCarthy, "No Country For Old Men" adlı kitabında (İhtiyarlara Yer Yok, 8 Oscar'ın 4'ünü de alan bir filme de dönüşmüştü 2008'de) kıdemli şerif Bell, çaldığı paralar nedeniyle arkasından hem "mafyanın" hem bir "psikopatın" hem de "polisin" koşturduğu Llewelyn Moss'un karısı Carla Jean Moss'a –kocasına ulaşmak için- ilginç bir hikâye anlatarak O'nu itinayla uyarır…

Çünkü kıdemli şerif, Llewelyn'in "tek zaafının karısı Carla" olduğunu iyi bilir..!

Şerif, 'Sanderson'ın doğusunda mezbahası olan bir Charlie Walser vardır. Orada sığırları nasıl keserler bilir misin?' der…

Kadın (Carla): -Hayır efendim bilmiyorum…

Bizim Şerif Bell başlar dinlerken zorlanan kadına anlatmaya…

-Bu sığırları alınlarına balyozla vurarak öldürürler; Önce sıkıca bağlarlar sığırları ve boğazlarını keserler…

Bir keresinde Charlie bunlardan birini bayıltıp bağlar ve kesmeye hazırlanır.

Ama hayvan ansızın kendine gelir ve debelenmeye başlar.

Anlayacağın çılgına dönmüş 300 kiloluk bir hayvan, tabirimi mazur gör sevgili Carla!

Charlie lanet hayvanı kafasından vurmak için silahına sarılır... Ama bütün o hengâme sırasında silahtan çıkan kurşun sekerek gelir ve Charlie'nin omuzuna saplanır.

Şimdi git Charlie'yi gör. Hâlâ sağ eliyle şapkasına uzanamıyor…

Anlatmak istediğim, insanoğluyla bir öküz arasındaki mücadelede bile sonuç kesin değil…

Bugünlerde sığırları değişik şekilde öldürüyorlar. Havalı silah kullanıyorlar. Kısa mesafeden taş sıkıyorlar. Beyni darmadağın ediyor.

Hayvan ne olduğunu anlamıyor bile!

Kadın (Carla): -Bana bunları neden anlatıyorsunuz şerif?

Şerif (Bell):- Bilmiyorum Carla Jean. Beyin jimnastiği yapıyorum…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.